Sevgili okuyucular, her zaman yazıp çizip söylüyorum: ‘Kelâmullah’ın dilinden sonra en güzel dil, bizim dilimiz ‘Türkçe’dir. Bu dili konuşanlara ve sevenlere ne mutlu!… Bendeniz de naçizane bir ‘Türkçe âşığı’ olarak, asırlar boyunca Yüce Allah‘ı (c.c.) ve İslâmı anmakta kullanılmış bu dünyanın en eski ve zengin diline hizmet eden herkesi minnet ve şükranla yâd ediyorum.
Bu münasebetle, uluslararası ‘Türkçe Olimpiyatları’nı tertip eden ve destekleyen herkesi canıgönülden tebrik ediyorum. Türkçe Olimpiyatları, 2003 yılında 17 ülkeden 62 öğrencinin katılımıyla başladı. Bu yıl düzenlenen ’11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na ise 140 ülkeden 2000 finalist öğrenci katılmaktadır.
Bugün yurt dışında 151 ülkede 1100’den fazla eğitim kurumumuz bulunmaktadır. Bu eğitim kurumlarında 20.000 civarında öğretmen ve ortalama 500.000 öğrencimiz vardır. Bütün okullarımızda Türkçe öğretimi yapılmaktadır. Yurt dışındaki eğitim kurumlarımızdan bugüne kadar en az 300.000 civarında Türkçe öğrenmiş ve mezun olmuş genç bulunmaktadır.
***
İşte, bu büyük ‘kültür ve medeniyet hareketi’ni muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi gerçekleştirmiştir. O‘nun önderliğinde Türkiye‘deki bütün iman ve ideal sahibi hayırseverler ayağa kalkmış; 20 binden fazla inançlı ve mefkûreci öğretmen, dünyanın her yerine dağılmıştır. Bu sâyede, dünyanın her köşesinde hattâ Türkiye‘nin diplomatik temsilciliği bulunmayan ülkelerinde bile hem ayyıldızlı ‘Türk Bayrağı’ dalgalanmakta hem de ‘ses bayrağımız Türkçe’ öğretilmektedir. Bu hareket, yaşadığımız son yüzyılın en büyük kültür ve medeniyet harekatıdır.
Hâlen kendi ülkelerinin en kaliteli eğitim müesseselerinden olan bu okulların mezunları, birer Türkçe hayranı ve Türkiye dostu olarak Türkçeyi -geçen asırlarda olduğu gibi- bir ‘lingua franka’ (ortak dil) hâline getirecekler ve bu sâyede insanlarımız arasındaki sevgi bağı kuvvetlenecektir.
***
Türkçe Olimpiyatları‘nda sloganlaşan ‘Sevgi Dili Türkçe’, çok yerinde bir deyimdir. Diğer diller ile mukayese edilirse, Türkçe‘nin gerçekten ‘sevgi dili’ olduğu görülecektir. Bir defa, Türkçe‘de sevgi, aşk, gönül üzerine hiçbir dilde bulunmayan çok geniş bir söz zenginliği vardır. Bazı dillerde atasözüne nadiren rastlayabilirsiniz fakat Türkçe‘de 5000’in üzerinde ‘atasözü’ bulunmaktadır. Türkçe‘nin söz varlığında bulunan kelime, deyim ve atasözü zenginliği, yalnızca sayı bakımından değil, anlatım gücü ve muhteva bakımından da dikkati çekmektedir (Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın).
Türk kültürünün de söz varlığına yansıyan boyutu, pek çok kavram alanında kendisini gösterir. Meselâ, iyi dilek sözlerinin zenginliğini ele alalım: Tıraş olana, yıkanana ‘sıhhatler olsun’, bir işle uğraşana ‘kolay gelsin’, evlenenlere ‘bir yastıkta kocayın’, çocuğu olana ‘Allah analı babalı büyütsün’, çocuğa ad konulduğunda ‘adıyla yaşasın’, yolcusunu uğurlayana ‘Allah kavuştursun’, bir bardak su verene ‘su gibi aziz ol’ vs. Pek çok dilde bulunan ‘günaydın, âfiyet olsun, özür dilerim’ gibi sınırlı sayıda birkaç söze karşılık Türkçe‘deki ‘ilişki sözleri’nin fazlalığı, kültürümüzde insan ilişkilerine, insan sevgisine, kısacası insana verilen önemin de bir göstergesidir.
Türk kültüründeki insan sevgisinin Türkçe‘ye yansıması, Türkçe‘yi ‘sevgi dili’ hâline getirir.
***
Güzel Türkçemizi, Ses Bayrağımızı dünyanın en ücra köşelerinde dalgalandıranlardan Rabbim razı olsun. Her yıl tertip ettikleri Türkçe Olimpiyatları ile bu emsalsiz ‘sevgi dili’ne hizmet edenleri tebrik ediyorum.
O, ‘Tanzanya’nın bağları’ diye türkü söyleyip oynayan sevimli Afrika‘lı çocukları, siz de benim gibi kucaklayarak öpmeyi hiç düşündünüz mü?…
Onlar bizim çocuklarımız… Hocaefendi‘nin çocukları… ‘Sevgi Dili’nin çocukları…
