Türkiye değişiyor…
Türkiye zenginleşiyor…
Türkiye 90 yılın zincirlerini kırıyor.
Türkiye'de birileri 90 yıldır anormal olan herşeyi normal kabul ettikleri için ayağa kalkıyorlar: “Normal olan durum anormalleşiyor, kötüye gidiyoruz” diyerek felaket tellallığı yapıyorlar.
Türkiye'de birileri ise (şükür ki, çoğunluktalar) 90 yıldır yaşadıklarımızın aslında anormal olduğunu bildiklerinden, olanın ise normal olduğunu fark ettiklerinden ayağa kalkarak, “Anormal durum kalkıyor, normalleşiyoruz” diyerek değişimi destekliyorlar.
****
Dün kendini solcu kabul edenler, dün kendini sağcı kabul edenlerin pusulası şaştı.
Değişim olurken, Türkiye değişirken aslında kendilerini solcu ya da sağcı kabul eden kimileri aynı yerde, dünün kimi solcuları ve sağcıları da başka aynı yerde buluşuyorlar.
Herkes aslına rucü ediyor.
Türkiye değişirken, Türkiye'nin siyaseti de değişiyor.
Hem zamanın ruhu eski siyaseti tasfiye ediyor.
Yeni siyaset ise Türkiye'yi değiştiriyor, hemde yeni Türkiye eski siyaseti değiştiriyor.
Yaşanan süreç karmaşa gibi gözüküyor.
Her değişim sürecinde yaşandığı gibi.
Arafta olunduğu gibi.
Ne eski tasfiye olmuştur nede yeni egemen…
Ve bugün karmaşanın asıl nedeni de budur.
Korkmayın bu geçici süreç birkaç yıl daha sürecek.
Kalıcı barış gerçekleştiğinde, herşey yerli yerine oturmaya başlayacak.
****
Yeninin, eskiye mücadelesi, tasfiyesi galebe çalmıştır yeni Türkiye'de.
Dünün Türkiyesi'nin aktörleri bugün muhalif oluyorlar.
Kime yeninin iktidarına. Yani normalleşmeye…
Dünün muhalifleri ise bugün iktidar oluyorlar.
Neyi değiştiriyorlar? Ceberrut ve hantal, otoriter Cumhuriyeti, onun devletini…
Değiştirenler gerici, değişime karşı çıkanlar ise ilerici ha… Asıl şimdi rayına oturuyor herşey…
Tarihin cilvesi böyle bir şey işte.
Tarih her zaman ciddiyetle davranmaz, bazen de 'nanik' yapar…
Şimdi tarih, kendisini ilerici zanneden aslında dünün otoriter devletine sahip çıkanlara 'nah ilericisiniz aslında asıl gerici sizsiniz' diyerek çocukluğumuzun işaretini yapıyor. 'Nanik…'
****
Devletin egemen sınıfı tasfiye olurken, eskinin sahipleri kuru gürültü çıkarıyorlar.
'Türkiye batıyor, Türkiye emperyalizmin oyuncağı oluyor,, Türkiye bölünüyor, Türkiye yoksullaşıyor, Türkiye'de iktidarı bölücüler, şeriatçılar, dönek solcular ve liberraller ele geçiriyorlar, cumhuriyet elden gidiyor, AK Parti faşizm uyguluyor, ülkede muhalif olan herkes Silivri'ye tıkılıyor, mahpuslara dolduruluyor, işkencelerden geçiriliyor' gibi sözde ilercilik adı altında kuru gürültü yapıyorlar.
****
1920'de bu toprakların asıl sahipleri bu ülke tarihinin en demokratik anayasasını yaptılar.
İslamcılar, Kürtler, Aleviler, Liberaller bilcümle kim yaşıyorsa Anadolu'da kendi yazgılarını sözleşmeye döktüler.
Sonra o sözleşmeyi yapanlar tasfiye edildiler. Osmanlı bürokrasi, devlete egemen olan bürokratik sınıf yeniden devleti ele geçirdi. Hemde 1923 TBMM ve 1924 Anayasası ile…
Ulusal kurtuluş savaşını beraber yapanların ana damarları vebalı ilan edildi.
Yok sayıldı…
Önce diller kaldırıldı.
Sonra inançları…
Sonra fikirleri…
Sonra, batının yaşam biçimi zorla dayatıldı, bu topraklarda yaşayanlara…
Onu kabul etmeyenler gerici, kafasından feshi atıp şapkayı takanlar ise ilerici kabul edildi.
****
Batının kavramlarıyla bu toprakları okurken, kendi insanımıza yabancılaştık.
Rumları, Ermenileri, Yezidileri, Çerkezleri, Kürtleri, İslamcıları, Alevileri, solcuları, liberalleri yok saymanın bedelini, büyük acılar ödeyerek ödedik.
Dün merkezin dışında olan tüm akımlar bugün merkezde yer alıyorlar. Ve Cumhuriyeti ve devleti değiştiriyorlar.
Cumhuriyeti gerçek sahiplerine, devleti ise bürokratik sınıfı iktidarının oligarşinin elinden alarak yurttaşlarının hizmetine, halkın hizmetine veriyorlar.
İşte bugün “faşizm uygulanıyor” diyerek bağıranlar asıl demokratik değişime karşı çıkıyorlar.
Asıl olan millete karşı olmak…
Asıl olan milletin iktidarına, devleti ve cumhuriyeti dönüştürmesine karşı olmak.
Asıl olan ayağı çarıklıların, göbeğini kaşıyan adamın iktidarına karşı çıkılması.
Aşağıladıkları, yok saydıkları; İslamcıların, Kürtlerin, liberallerin, gerçek solcuların demokratik hayalleri gerçek oluyor.
Bu ülkenin ana damarları yeniden ayağa kalkarak, hem barış yapıyorlar hemde yeni cumhuriyeti ve yeni devleti inşa ediyorlar.
Değişim süreci devam ediyor.
****
Korkmayın, bu süreç Türkiye'ye dünkünden ve bugünkünden daha büyük bir Türkiye yapacak.
Korkmayın, bu ülkenin topraklarında yargısız infazlar olmayacak.
Korkmayın, bu ülkenin çocukları birbirlerini öldürmeyecek.
Korkmayın çevre iktidar oluyor, eski bürokratik merkez tasfiye oluyor.
Dünyanın sonu değil, aksine yeni dünyanın başlangıcına şahit olunuyoruz…
Türkiye anormollikten normalleşmeye dönüyor. Ve birileri normalleşmeden korkuyor.
Korkmayın Türkiye yeni zamanın ruhuna uygun değişiyor ve dönüşüyor.
