Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hayrettin İVGİN

Türkler “Eşek Türk” Düzeyinde mi Görünüyor?

hayrettinivgin Yazar hayrettinivgin
05 Nisan 2013
Hayrettin İVGİN
0
412
Paylaşma
5.2k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye sınırları içinde yaşayan, kendini Türk kabul eden, Türklüğüyle övünen, Türk kültürüyle kişilik bulan, ulus-devlet içinde şerefli bir birey olarak dünyaya kendini kabul ettirmiş olan “Türk İnsanı” saldırı altındadır. “Türklük benliği” kolay elde edilmemiştir.

ziya-324x200Osmanlı Devleti, bir Türk devletiydi. Avrupalılar, Haçlılar, Batılılar; Osmanlı’yı hep bir Türk devleti olarak bildiler ve öyle kabul ettiler. Hatta, dünyadaki bütün Müslümanları bile Türk olarak adlandırdılar. Türk ve Türklük bir etnik unsur olmaktan çok, içinde pek çok etnik unsurları ve değişik dinlere mensup toplulukları barından bir üst kimlik olarak ortaya kondu. Batılılara göre; Osmanlı topraklarında yaşayan bütün Müslümanlar tarihte Türk idi.Onlar tarafından, şimdi de Türktür, gelecekte de Türk olarak adlandıralacaktır.

Osmanlı Devleti içinde Türk üst kimliği; kavm-i Türk’ü, kavm-i Kürt’ü, kavm-i Arap’ı, kavm-i Boşnak’ı, kavm-i Lâz’ı vb. kavimleri temsil ediyordu. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan bütün etnik toplulukların hepsi; Türk üst kimliği altında yaşayan Türklerdir.

Ne zaman ki; 1789-1799 Fransız İhtilâlinden sonra, etnik gruplar bütün dünyada yavaş yavaş ayrıştı, Osmanlı Devleti de hem topraklarını, hem de halkını kaybetmeye başladı.
1923’de Büyük Atatürk ve silah arkadaşları tarafından; parçalanan, bölünen Osmanlı Devletinin yıkıntılarından Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.

Türklük çok bedeller ödedi. 1826 Vakayi Hayriyye’den sonra 1839 Tanzimatın ilânıyla devam eden tarihi süreç hep Türklüğün aleyhine sonuçlandı. 1856 Islahat Fermanı, 1876 I. Meşrutiyet, 1908 II. Meşrutiyet, 1915 I. Dünya Savaşı derken sonunda yıkılış.

Osmanlı yöneticileri; Batı’nın kendisine Türk demesine bile aldırış etmeden; toprakları altında yaşayan Türkleri hep hakir görmüş; “kaba, eblek, aptal, nadan bir dağlı” olarak değerlendirmiştir. Hattâ, Osmanlı tebasını oluşturan etnik grupları Laz, Arnavut, Boşnak, Çerkez, Kürt diye sayarken sıra Türk’e geldiği zaman “Etrak-ı bîidrak” diye nitelendirmiştir. Yani “idraksiz Türk” demiştir. Oysaki kendisi Türk olmakla birlikte, Türklüğünü inkar ederek, sanki Osmanlı bir milletin adıymış gibi kendini “Osmanlı” olarak adlandırmıştır.

Neden böyle bir Osmanlı yönetici tipi ortaya çıkmıştır?
Bunu Ziya Gökalp “Türkçülüğün Esasları” (1923) adlı temel eserinde çok güzel açıklıyor. Diyor ki; “Türk enmuzeci ile Osmanlı enmuzeci birbirine zıttır.” Enmuzeç “tip. numune, örnek” anlamındadır. Yani Türk aydını, Türk tipi ile Osmanlı aydını, Osmanlı tipi birbirine çok terstir. Devam ediyor Ziya Gökalp: “Niçin Türk tipinin her şeyi güzel, Osmanlı tipinin her şeyi çirkindir? Çünkü Osmanlı tipi Türkün harsına (kültürüne) ve hayatına muzır olan (zararı dokunan) emperyalizmin sahasına atıldı, kozmopolit (milli niteliklerini kaybetmiş) oldu. Sınıf menfaatini, milli menfaatin fevkinde (üstünde) gördü. Filhakika (gerçekten) Osmanlı İmparatorluğu genişledikçe, yüzlerce milletleri, siyasi devresine aldıkça idare edenlerle, idare olunanlar ayrı iki sınıf haline geçiyorlardı. İdare eden bütün kozmopolitler (milli özelliklerini kaybetmiş kimseler) “Osmanlı Sınıfı”nı, idare olunan Türkler de “Türk Sınıfı”nı teşkil ediyorlardı. Bu iki sınıf birbirini sevmezdi.”

Ziya Gökalp bunları söylerken bu önemli eserinde; bize bugünün yöneticilerini tarif ediyor sanki. Bugün farklı mı? Yönetenler şimdi ayrı bir sınıf oluşturdu. Bu sınıfa “Ilımlı İslâm Sınıfı” diyebiliriz. Bu sınıf herhalde Türkleri sevmiyor. Hatta bu ılımlı İslâm sınıfı ve yöneticileri bilinçli bir şekilde Türk olmayanlar tarafından oluşturuldu. Çünkü bunlara göre, Türkler, sadece bir etnik gruptur. Ne demek Türk olmak, Türklüğüyle övünmek ve “Ne Mutlu Türküm” diyene sözünü kabullenmek? Çünkü “Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” sözü aslında sadece “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldık” anlamına gelmektedir. Bunlar, Osmanlı artıklarının torunları olunca Osmanlılık zihniyeti depreşti. Kendilerini Osmanlılıktan ayıran, etnik grubun Türkler olduğunu kabul ederek, bunları ayaklar altına almak gerekirdi. Şimdi aynen öyle yapılmak isteniyor.

Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında şunları da söylüyor. İnanmayanlar açsın okusun bu kitabı.
“Osmanlı sınıfı, kendini millet-i hâkime(egemen millet) sûretinde görür, idare ettiği Türklere milleti mahkûme (bir hükümette din veya ırk bakımından azınlık olanlar) nazarıyla bakardı.”
Tekrar ben bugüne dönüyorum. Şu anda Türkiye’yi yönetenler; Türklere acaba “millet-i mahkûme” gözü ile mi bakıyorlar? Bu gözle baktıklarını herhalde açıkca söylemeseler de bunun böyle olduğu artık ortadadır. Ama Türkün büyük bir bölümü, halâ idrak edemedi. Halâ “Etrak-ı bîidrak” vaziyet içerisinde.
Ziya Gökalp, “Türkçülüğün Esasları” adlı eserinde sözlerine şöyle devam ediyor:
“Osmanlı, daima Türk’e ‘Eşek Türk’ derdi. Türk köylerine resmi bir şahıs geldiği zaman, ‘Osmanlı geliyor’, diye herkes kaçardı”.

İşte, Osmanlı’da Türk’ün durumu böyleydi. Büyük Atatürk ve arkadaşları yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları, toplumun sosyal yapısını milli devlete dönüştürürken ideolojik yapısını da oluşturmaya çalışıyorlardı. Bu ideoloji Türkçülük’dü. Türkiye Cumhuriyetine milli bir nitelik kazandırılıyordu. Bunun yapılması kolay değildi. Zaten zor oldu. Osmanlının mirasını tümüyle reddetmeye çalışmak hiç kolay değildi, hattâ mümkün görünmüyordu.

O sebeble; Batılılaşma, modernleşme (çağdaşlaşma) yolu seçildi. Ziya Gökalp “Türkleşmek-İslâmlaşmak ve Muasırlaşmak” olarak ortaya koymuştu bu hedefi. Yeniye dönüşmenin önünde iki engel vardı. Birincisi Hilafet, ikincisi din. Bu iki engelden birincisi kolaylıkla ortadan kaldırıldı. Ancak devleti lâikleştirmek kolay olmadı. Seküler davranışı yaygınlaştırmak bugün dahi sancılı bir süreçtir. Yeni cumhuriyet, bütünleştirici olma gerekliliğini de ortaya koymuştu. Tevhit (birleştirici olma, birleşme, birliktelik) uygulamalarına başlandı. Tevhid-i tedrisat (öğrenimin birleştirilmesi), tevhid-i adalet (adalet işlerinin birleştirilmesi), tevhid-i meskûkat (paranın, ekonominin, sosyal hayatın birleştirilmesi ) hep bu hedeflere yönelik çalışmalardı.

Bugün; Osmanlıya özlem çekenlerin, Cumhuriyet kurulurken destek vermeyenlerin torunlarının hesapları artık ortadadır. Biz Türkler, Osmanlıların bizi gördükleri gibi; “Etrak-ı bîidrak” değiliz, “Eşek Türk” değiliz. “Kaba, nadan, köylü, eblek, aptal dağlı” değiliz. Eğer böyle görüyorlar ve görmek istiyorlarsa çok yanılıyorlar çok. “Bu Cumhuriyetin %90’ı Türk oğlu Türk’tür” bu böyle bilinsin.

Paylaş
Etiketler: Osmanlı DevletiTürk üst kimliğiTürkçülüğün Esasları”ziya gökalp
Önceki Yazı

‘Tek Millet ne Demek?

Sonraki Yazı

Akil İnsan Nihal Bengisu Karaca’yla Atışmamız

hayrettinivgin

hayrettinivgin

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Hayrettin İVGİN

CHP ve MHP Kendilerini Gözden Geçirmelidir!

01 Nisan 2014
5k
Hayrettin İVGİN

Günah İşleme Özgürlüğü Var mı? Yok mu?

31 Mart 2014
5k
Hayrettin İVGİN

Günah İşleme Özgürlüğü Var mı? Yok mu?

17 Mart 2014
5k
Hayrettin İVGİN

Aykırı Devletler

30 Ocak 2014
5k
Sonraki Yazı

Akil İnsan Nihal Bengisu Karaca'yla Atışmamız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap