Evet gün gibi açık. Gerek siyaset liderleri, gerekse muhalefet ve kendi milletvekilleri adeta yarışa girmişler…
Herkes KILIÇDAROĞLU'nun üzerine oynuyor… Tekrar BAYKAL özlemi mi var bilinmez!
Evirip çevrilse de, kulağından kıvırılsa da, "ben öyle demedim, böyle dedim" diyerek sonradan yapılan MANEVRALAR, herkese olduğu gibi bana da inandırıcı gelmiyor…
Her ne kadar kişilerin söyledikleri CHP'yi bağlamaz desek de, maalesef vatandaş öyle demiyor… Kaldı ki doğruluğundan emin olduğunuz konularda bile; siyaseten her doğrunun söylenmediğini, söylenemeyeceğini sağır sultan bile biliyor…
Her kafadan bir ses geliyor ve KILIÇDAROĞLU'nun sesi kısılmaya, eli zayıflatılmaya, özellikle hükümet ve dolayısıyla Başbakan ERDOĞAN karşısında SESSİZ kalınmasına büyük çaba harcanıyor…
Çünkü KILIÇDAROĞLU gerçekten tertemiz, şaibesiz, rahmetli ECEVİT gibi halkın içinden gelmiş bir halk adamı… AKP'de olduğu gibi, KILIÇDAROĞLU'nun da çevresi başta olmak üzere, partidekiler elele verse, gönül birliği yapsa, etrafında kenetlense bir şeylerin olacağı çok açık. Amma dediğim gibi herkes her taraftan YIPRATMAK için adeta görevlendirilmişler..!
Önce Dersim katliamıyla ilgili Tunceli Milletvekili Hüseyin AYGÜN suyu bulandırmakla başladı. Daha sonra (SÖZDE) dağa kaçırıldı. Hiç kimseyi inandıramadığı yalanlar üstüne yalanlar söyledi ve en sonunda teör örgütü mensubu olan bir kişinin cenazesine katılarak bardağı taşıran son damla oldu…
Daha sonra sahneye İzmir CHP Milletvekili Birgül Ayman GÜLER'in TBMM kürsüsünden “Türk Ulusu ile Kürt Milliyetinin” eşit olamayacağını söylemesiyle dikkatler, IRKÇILIK üzerine çekildi! Ve BARIŞA adeta kurşun sıkıldı.! Ve CHP'den Adıyaman milletvekili bu söz üzerine partisinden istifa ederek fitili ateşlemeye devam etti..
Sonradan yapılan ya da yapılamayan açıklamaları, farklı ve malum kişiler ABARTARAK yıkıma davetiye çıkarmaya büyük gayret sarfettiler!.
Çünkü dediğim gibi herkes elele vererek KILIÇDAROĞLU'nun elini, söylemini boşa çıkarıp, toparlanmasına, gereği gibi rahat rahat siyaset yapmasına engel olmaya çalışıyorlar.
Sonra ne oldu?
Daha diğerlerinin sözlerine, affedersiniz KILIF bulmaya çalışılırken; Aydın Milletvekili Osman AYDIN sahne aldı! "Artık darbe yapacak asker de yok!" diyerek, sanki darbeden yanaymış ve darbe ile hükümet düşürülemeyecek, der gibi, malum çevrelerce değerlendirilerek sözde ÜSTÜNLÜK sağlamaya çalıştılar.
Diyeceksiniz ki; AKP'de bunlar olmuyor mu?
Elbette ki oluyor. Hem de GIRLA..
Hangisi pot kırmıyor ki? Başbakan başta olmak üzere Bakanları, Milletvekilleri… Hemen hemen hepsi.. Amma onlar HÜKÜMET, yani ne yapsalar yeridir Şımarmaya da hakları var! Ayakları yere de basmayabilir. "Ne oldum" da denebilir! Takla da attırabilirler! Onlar iktidarın nimetlerini yediler, gördüler… Artık YIPRANMAYA yönelik hareketler yapmaları gayet normal. (Ki buna rağmen hâlâ %46'lardalar!!) Amma muhalefet partilerinin, özellikle de CHP'nin böyle bir lüksü yok! Hakkı da yok! Neden? Çünkü muhalefette hedef HÜKÜMET olmak olmalı Disipline olup; ALTERNATİF olmaya kendisini ve vatandaşı inandırmaya çalışması gerek diye düşünüyorum. Hükümet olunmak istenmiyorsa mesele de yok! O zaman zaten size ihtiyaç da yok derim ben! Vur patlasın çal oynasın..!!
Evet muhalefet olmanın gereğini yerine getirmek gerek! İnanın ki HÜKÜMETTEN bile çok iş düşüyor muhalefete. Sorumluluğu gerçekten büyük. Bunu taşımak da tabii ki her yiğidin kârı değil. KILIÇDAROĞLU'nun üstlendiği bu göreve özellikle dilleriyle engel olanlara ben; "GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ" demek istiyorum.
Sözün Özü!
Evet şu bir gerçek ki CHP'de herkes konuşuyor! Herkes Genel Başkan… Herkes ÇOK ŞEY BİLİYOR… Amma hiç kimse bu kadar özgür konuşmanın, hiç bir getirisinin olmadığını ne yazık ki henüz anlamıyor ve %30'larda gezinmeyi HÜNER sanıyor! Yok öyle. Biliyorsan konuş ders alalım, bilmiyorsan sus iktidar olalım…
