Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kaan GÖKTAŞ

Mermer Edebiyatı

Kaan GÖKTAŞ Yazar Kaan GÖKTAŞ
07 Kasım 2012
Kaan GÖKTAŞ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hapishanelerdeki açlık grevleri konusunda, Ak it o manşeti atınca güldüm…
Çünkü daha önceden de böyle onlarca yalana, iftiraya ev sahipliği yaptı o gazetenin sayfaları… Sadece Ergenekon operasyonları, Balyoz iddianameleri, gazeteci tutuklamaları zamanında yazdıkları bile yeter. Hele o “İp ne biliyordu!” başlığı… Ah, ah!

Ak it’in çamurunun her zamanki gibi izi kalır, muhatapları cevap verir, bayraklı çocuk kovalayan polis ya da helikopter camından aşağısını seyreden bakan fotoğraflarını bir saniye bile üzerinde düşünmeden paylaşan Zohnerizm illeti mağdurlarının da günlük iaşeleri çıkar, duvarları boş kalmaz diye düşünürken…

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, hem de tüm dünya medyasının gözü önünde, hiç akla hayale gelmeyecek bir şey yaptı…

Yok, aslında iki şey… Önce “Ölüm orucunda bir kişi var.” dedi. Daha onun şaşkınlığını atlatılmamışken, cebinden fotoğraf çıkarıp “Bakın bunlar kuzu kebabı yiyor.” diye ikinci bombayı patlattı.

Aslında Başbakan Erdoğan, Ak it gibi tarihi de gizlemedi, “Temmuzda” dedi… Ahmet Hakan, parmak ısırttıracak bir zekayla, acı acı dalga geçmiş; “Acaba, ‘o zaman kebap yiyen, şimdi de yer.’ mi demek istedi?” diye…

Benim görüşüm; bu durum, Erdoğan’ın basiretinin bağlandığı anlardan biriydi. Kendi adına bir talihsizlik, bir şanssızlıktı… Dili sürçtü ya da bir yandan CHP ile 29 Ekim kavgası yap, öbür yandan Cumhurbaşkanı’na en açık haliyle “yetkini aşma!” diye meydan oku, diğer yandan Suriye meselesinin baskısını çek derken, bir anda zaman-mekan kavramı birbirine girdi, toparlayamadı, algılayamadı… Her neyse…

Ama asıl önemli olan bir başka husus var.

Velev ki, gerçekten de BDP’li vekiller, hapishanelerde açlık grevleri sürerken oturup kuzu kebap yediler. Avukat ağzıyla; 'bir an için' böyle olduğunu varsayalım…

Bir Başbakan’ın göstermesi gereken tepki, eylemcilere dönüp “Bakın siz açsınız ama öbürleri kebap yiyor.” demek midir?

Bir ülkenin başbakanı, yüzlerce yurttaşı yavaş yavaş intihar ederken, bütün dünyanın gözleri önünde kendilerini öldürürken, çözüm yolunu eylemcilere dönüp “Bırakın orucu, siz de kebap yiyin.” ya da vekillere dönüp “Bırakın kebabı, siz de ölüme yatın.” demekte mi bulmaktadır?

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu kadar aciz, bu kadar mesnetsiz, bu kadar mantıksız, bu kadar sığ olabilir mi?

Başbakan Erdoğan iyi bir hatip… Belagatı yerinde… Ancak bazen, dili ve beyni arasındaki koordinasyon, öfkesinden dolayı kopuyor. İşte o zaman, en büyük hatalarına imza atıyor.

BAŞBAKAN’IN ÖFKESİ

Lafı tam da böyle bağlamışken, bir gözlemimi aktarmak istiyorum. Bunun bir çok kişi farkında, dikkat kesilin, siz de göreceksiniz. Tayyip Erdoğan, son günlerde, her zaman olduğundan çok daha fazla öfkeli. Çok daha fazla hırslı… Çok daha fazla hırçın… Normalin, kabul edilebilirliğin de üstünde… Bunun sebebini şimdilik bilemiyoruz. Ama sonuçları, yukarıdaki gibi.

FİİLİ BÖLÜNME

Yıllar önce bir sözleşmeli askerle, daha yaygın kullanımıyla uzman çavuşla sohbet etmiştim. Yıllarca güneydoğu bölgesinde görev yaptıktan sonra, bir çoğumuzun her yıl tatil yapmak için çuvalla para saydığı bir ege ilçesine tayini çıkmıştı. Gel gelelim, normal şartlar altında düğün bayram yapması gerekirken, yüzünden düşen bin parçaydı ve dilekçeyle, tekrar eski görev yerine tayinini istiyordu.

Merak edip sebebini sordum; o gün bana anlattıklarından sonra, Kürt sorunu, terör sorunu, ismine ne derseniz deyin… Kafamda her şey yerli yerine oturdu. Fikirlerim o günden beri, üç aşağı-beş yukarı aynıdır.

O komutan beş yıldızlı tatil beldesini, güneşi, 40 derece havayı, devriye attığı plajı beğenmeyip, güneydoğuyu, diz boyu karı, dağları, pusuları, baskınları, operasyonları istiyordu… İstiyordu çünkü; doğuda hiç bir şey yapmayıp, bütün gün bir sandalyede otursa bile, alacağı maaş batıdakinden fazlaydı. Doğuda yıpranma tazminatı vardı, ek yardımı vardı, operasyon ödeneği vardı, ikramiyesi vardı… Yani, her şartta batıda alacağından kat kat fazla para eline geçecekti. Üstelik; aynen kendi ifadesiyle, ölürse ailesi, çocukları garantideydi, kalırsa kahramandı… “Burada beni kimse sallamıyor, orada yanımda iki erle köye gittiğim zaman paşa muamelesi görüyorum.” demesi de işin ayrı yönü…

Bunları size neden anlatıyorum? Geçtiğimiz gün memurhaber.com’da bir haber okudum. “Öğretmenlere müjde!” diyor ve doğuda, güneydoğuda görev yapacak öğretmenlere yapılacak fazladan bir ödemenin daha haberini veriyordu…

Şimdi, soruyorum… Bir ülkenin, iki ucu arasında, aynı okulu okumuş, aynı donanıma sahip, aynı yaşta-kıdemde, aynı sayıda öğrenciye, aynı dersi veren iki öğretmenin aldığı ücretler arasında fark varsa, o ülkede ‘bütünlükten’ bahsedebilir miyiz? Ülkenin iki yakasında, aynı tertip iki polis memurunun ya da iki askerin maaşları arasında uçurum varsa o ülkede ‘birlik’ var mıdır? Daha açık sorayım; ülkenin bir tarafına gitmek zoraki koşuluyorsa, oraya gitmenin ismi ‘sürgün’ ise o ülke hali hazırda bölünmüş değil midir?

Diyeceksiniz ki, bir tarafta risk fazla, şartlar zor… Asker-polis için sorayım; söz gelimi Edirne’de terör saldırısına uğrama riski yok mu? Bir öğretmen için, İstanbul Esenyurt’ta görev yapmakla, Kars’ta görev yapmak arasındaki temel fark nedir? E tamam da, polis olmayı ya da askerliği seçen, öğretmen olmak isteyen bu ülkenin gerçeklerini bilerek bu tercihleri yapmıyor mu?

Kimse kusura bakmasın! Eğer ülkenin her karış toprağını, her anlamda eşitlemezken, birlikten, bütünlükten bahsetmeye, ‘mermer edebiyatı’ yapmaya da hakkın yoktur…

Kaan Göktaş
twitter.com/kaangkts | facebook.com/kaangkts

 

Kaynak : http://www.internethaber.com/mermer-edebiyati-13450y.htm#ixzz2BIx1K8Kg

Paylaş
Etiketler: kaan göktaşkaangkts
Önceki Yazı

Sn Mümtaz Soysal’a Açık Mektup

Sonraki Yazı

Özel Operasyonlara Dikkat

Kaan GÖKTAŞ

Kaan GÖKTAŞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Kaan GÖKTAŞ

Twitter’da Spam Savaşları

26 Ağustos 2013
5k
Kaan GÖKTAŞ

Derin internet : Deepweb (Bölüm 1)

18 Ağustos 2013
5k
Kaan GÖKTAŞ

İnternetten Kitap Satışları Yükselemiyor

15 Ağustos 2013
5k
Kaan GÖKTAŞ

Basın Bülteni Nasıl Yazılır?

13 Ağustos 2013
5k
Sonraki Yazı

Özel Operasyonlara Dikkat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap