Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Salı, Aralık 16, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Öğle Yemeği Diye Bir Şey Yoktu ki!

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
30 Ekim 2012
Kemal ÖZER
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Benzersiz bir platform olan www.dunyabizim.com farklı ve özgün kalemler için oldukça güzel bir platform. Bu nitelikli site için ‘Müslüman Diyeti’ eserini değerlendiren F. Kebire Gündüz Karaaslan, farklı bir tanıtıma imza attı. İşte o değerlendirme

F. Kebire Gündüz Karaaslan / dunyabizim.com / 26 Ekim 2012

Kemal Özer, ‘Müslüman’ın Diyeti  kitabında Efendimizden, sahabe döneminden örnekler vererek ‘doğru beslenme eşittir sünnete uyma’ formülünü önümüze seriyor.

Kemal Özer’in Müslüman’ın Diyeti kitabı, diğer iki kitabının da çıkmış olduğu Hayykitap’tan Temmuz 2012’de çıkmış bulunuyor. Kitabı okuduktan sonra başlıktaki cümle geldi dilime hemen. Zira kitapta yazılan sünnete dair beslenmeye göre hayli farklı bir hayat sürüyoruz Müslümanlar olarak.

Müslümanız ama Müslümanca yaşamanın maalesef çok gerisindeyiz. Henüz yeme-içme adabından bile bihaber, önümüze çıkan sayısız muhtevada gıdayı sorgusuz, sualsiz midemize indiriveriyoruz. Ee, farkımız nerede öyleyse bizim diğer sorumsuz, bilinçsiz yaşayan insan çeşidinden.

Sünnete uy, hastalıklardan kurtul

Kemal Özer, kitabında Peygamber Efendimizin hayatından, sahabe döneminde yaşananlardan örnekler vererek “doğru beslenme eşittir sünnete uyma” formülünü önümüze seriyor. Sünnete göre nasıl, ne zaman, ne kadar, ne yiyip-içeceğimizi ayrıntısıyla öğreniyoruz kitaptan.

Hani hepimizin bildiği bir hadisedir. İran’dan Medine’ye gelen bir hekim tedavi edecek hasta bulamaz ve sebebini sorar Peygamber Efendimize. Efendimiz de: “Benim ashabım iyice acıkmadan yemez, yedikleri zaman da tıka basa yemezler, iştahları varken sofradan kalkarlar” buyurunca, İranlı hekim heyecanla: “İşte sağlığın şartı budur!” der. Bunu bilmeyenimiz yoktur ama hangimiz doymadan sofradan kalkıyor ki; hatta “daha doymadım” bile deriz utanmadan. Ve hangimiz iyice acıkmadan -ki kitapta da zikredildiği üzere bu süre takriben 4,5 saate denk gelmekte- hiçbir şey yemeden durabiliyor.

İbn-i Sina da “şifa hazımdadır, nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemek üstüne yemektir” buyurmuş. Yani henüz midemiz yediklerimizi hazmetmeden tekrar üstüne başka bir şeyler yediğimiz vakit alın size hastalık. Sonra ilaç için, daha beter olun. Zaten vaktiyle katkı maddeli ürünleri ülkemize sokan ve önceleri bedava dağıtıp, insanları bunlara müptela edip sonra yıllar geçtikçe doktorsuz ve de ilaçsız yaşayamaz bir toplum haline getirenlerin de istediği bu.

Ne! Komplo teorisi mi dediniz. Hepsinin kitapta yeri var, okuyunca görürsünüz. Yani her konuda olduğu gibi bu konuda da çok ilerleme kaydetmişiz asırlar öncesinden. Tedavi edilecek hasta bulunamayan devirden, hasta olmayanın kalmadığı bir döneme terfi etmişiz! Ne mutlu Müslümanım diyene!

Kimin icadı bu öğlen yemeği!

Yine bir hadiste Peygamber Efendimizin “mide hastalıkların evidir. Tedavinin özü ise perhizdir” dediğini öğreniyoruz. Yani yine kapı az yemeye ve soframızdaki çeşitleri kısmaya çıkıyor. Ve hatta öğünlerimizi de üçten ikiye indirmeye. Bu kitaptan ilk defa öğrendiğim bir bilgi de şu ki; Peygamber Efendimizin öğlen yemeği yediğine dair hiçbir rivayet yokmuş. Dahası o dönemde öğlen öğünü diye bir olay yok ve artı Osmanlı saraylarında bile iki öğün yemek çıkarmış. “Kuşluk taamı” ve “Akşam taamı” olarak.

Peki, kim musallat etti bize bu öğlen yemeği alışkanlığını dersiniz. Tanzimat dönemi Batılılaşma sürecinin bir ürünüymüş bu. Yazara göre sıkı bir kahvaltı ettikten sonra öğlen menüsüne gerek yok. Belki ağır işte çalışanlar ve çok arzu edenler isterlerse çorba veya yemiş türü hafif şeyler yiyebilirmiş.

Ölçüsüzlük insana mahsus

Yazarın dikkat çektiği diğer bir husus da tabiatta özgür dolaşan hayvanların hiçbirinin obez olmadığı. Zira onlar acıkmadıkça yemezler ve doydukları anda yemeyi bırakırlarmış. Yani onlar bile ölçülüler. “Ölçüsüzlük ‘akıllı’ ve ‘tamahkâr’ olan insanda” diyor yazar. Buyurun bakalım, yoruma gerek var mı? Hayvanlar kadar bile olamıyoruz yani!

Uydurmasyon diyet reçeteleri

Piyasada diyetisyen diye geçinenlerin dilinden düşürmediği “az az, sık sık yiyin” görüşünü,n zaten akla ve mantığa da aykırı olduğu halde insanların artık günde beş yüz kere duya, göre, okuya, işite pek itibar ettikleri bir tertip olmasına kızıp dururdum. Kitapta da zaten yaygın olan bu görüşe hem hadisler hem de tıp açısından yola çıkılarak yapılan izahatlardan anlıyoruz ki; ne kadar yersen o kadar acıkıyorsun arkadaş, bitti. Yedikçe yiyesin, yemedikçe de yemeyesin geliyor. Atıştırıp, sık sık tıkınmayı azaltıp, bırakırsan iştahında o oranda azalıyor.

Çoğumuz tecrübe etmiştir zannediyorum. Nasıl ki Ramazan sonrası elimiz yemek için bir şeye uzandığında tereddüt geçiririz içimizden, bir müddet düşünürüz. Çünkü bir ay boyunca yememeye ayarlanmışızdır. Ama sürekli bir şeyler atıştırdıkça ne oluyor. Midemiz de işlevini tam olarak yapamıyor ve alıştığı üzere bize de sürekli sinyaller gönderip aslında acıkmadığımız halde acıkmış hissine kapılmamıza sebebiyet veriyor.

Oruç tutmayı ihmal etmeyelim

Yazar Ramazan için özel bir bölüm ayırmış kitabında. Bu ayın manasına uygun nasıl arınıp hafifleyeceğimizin reçetesini sunmuş bizlere. Sahurda olabildiğince çok yiyip, gündüz acıkmayacağını düşünenler bu cümle size gelsin. Az yemek değil, çok yemek acıktırır. Orucun bildiğimiz ve belki de henüz idrakinde olamadığımız sayısız faydaları mevcut hem sıhhatimiz hem de maneviyatımız için. Bu sebeple Ramazan haricinde de özellikle sünnet olduğu üzere Pazartesi, Perşembe günü oruçlarına riayet etmenin de irademizi kuvvetlendirdiği ve tefekkürümüzü, muhasebe gücümüzü arttırdığı bir gerçek.

Ayrıca en çok Ramazan’da tükettiğimiz hurmayı da evimizden eksik etmememiz gerektiğini öğreniyoruz. Ballı, şerbetli, yağlı tatlıların yerine aşırıya kaçmamak kaydıyla tatlı ihtiyacımızı hurma ile gayet güzel karşılayabiliriz. (ah biraz da makul fiyatlarda olsa şahane olurdu yani)

Başında “hazır” olanı terk et!

Yazar kitabın sonuna doğru “Hayat Kurtaran Yirmi Tavsiye” başlığı altında özellikle de hazır gıdaları bilinçsizce tüketme alışkanlığı olanları zorlayacak olan maddeler sıralamış. Bir çay sever olarak beni en çok ilgilendiren madde ise “doğru çay, doğru kahve için!” maddesi. Öğrenmiş bulunduğum acı hakikat şu ki (bunu az çok biliyorduk gerçi ama böyle yetkili bir ağızdan okuyunca tabi daha tesirli oluyor) çayın aslının yeşil olması ve fermente edilerek siyahlaşıyor olması. Bu işlemden geçerken de doğal olarak besin kaybına uğradığını söylüyor yazar ve yeşil çay tavsiye ediyor.

Galiba uygulamakta en çok zorlanacağım husus bu madde. Şekersiz ve biraz daha açık içmeye eyvallah ama yeşil çay bizi bozmasın sakın. Neyse ki Türk kahvesinde sorun yok, devam edebiliriz. Üçü, beşi bir arada’ları ise atın gitsin. Gâvur icadından hayır mı gelir kardeşim. Yani hem öyle hem de elbette ki sayısız katkı maddesi içeriyor bu tür hazır kahveler. Hazırdan uzak olmak lazım maazallah.

Batı tıbbı bugün yasakladığını yarın caiz görebiliyor. Veya tam tersi de olabiliyor. Tamamen kendi çıkarları doğrultusunda “o faydalı, bu zararlı” çığırtkanlığı yapabiliyor. Ve tüm bu safsataların yanında bizim görünen hikmetlerinin yanı sıra gün geçtikçe daha da fazla hem bedenimize ve hem de ruhumuza Efendimizin sünnetlerinin yararlarına dair vurgu yapıyor yazar ve şahane bir cümle sarf ediyor her şey bir kenara sünnet bir kenara dedirten: “Bir Müslümana düşen, Batı tıbbının doğruluğu ispatlanmamış tartışmalı tezlerine değil, Allah Resulü’nün sünnetine uymaktır.”

Paylaş
Etiketler: Kemal ÖzerMüslüman’ın Diyetiöyle yemeğiyemek
Önceki Yazı

Bayram, Hodri Meydan

Sonraki Yazı

Hayvan Kesmek

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Hayvan Kesmek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Sitenin Efendisi

16 Aralık 2025
Kokusuz Güzlerin de Tadı Yok

Kokusuz Güzlerin de Tadı Yok

16 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (V)

16 Aralık 2025
Aksekili Hayriye Ana

Aksekili Hayriye Ana

15 Aralık 2025
Milli Eğitimde Reform Hemen Şimdi

Eğitimi Ayağından Vurmak

15 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap