Sayın okuyucularım.
Yazıma bir tespitle başlayacağım. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile birlikte yürüttüğü çalışmalarda, riskli yapı sıralamasında birinciliği 9 bin 538 binanın 7 bin 358'inin riskli olduğu belirlenen Güngören almıştır.
Diğer bir tespit ise, Sayın Güngören Belediye Başkanı Ş.YÜCEL KARAMAN’ın ifadesidir.”GÜNGÖREN TÜRKİYE’NİN VE AVRUPA’NIN EN YOĞUN NÜFUS YAPISINA SAHİP İLÇESİDİR. (7.2 km karelik bir alanda 309.135 kişi yaşamaktadır.) KM kareye 42.935 kişi düşmektedir.
Dolayısıyla Güngören, Türkiye ve Avrupa’nın en yoğun nüfus yapısına sahip ilçesi, Riskli yapı açısından da İstanbul’un en riskli ilçesi özelliğine sahiptir.
Böyle bir ilçede belediye başkanı olan Sayın KARAMAN,
KENTSEL DÖNÜŞÜM OPERASYONUNU
“Kâr amacı gütmeden gerçekleştireceğiz” diyor.
BİZ SAYIN BELEDİYE BAŞKANINA ŞUNU BELİRTMEK İSTERİZ. KENTSEL DÖNÜŞÜM TİCARİ BİR FAALİYET DEĞİLDİR.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI OPERASYON NİTELİKLİ BİR ÇALIŞMA DEĞİL, BİR PROJE ÇALIŞMASIDIR. AYRICA SOSYAL İÇERİKLİ BİR PROJEDİR.
DOLAYISIYLA SOSYAL İÇERİKLİ BİR PROJEDE ZATEN KAR AMACI GÜDÜLMEZ.
Yine Sayın Karaman, "8 katlı bir yerse en fazla 10 kata izin verilecek. Sadece ticari binalarda bu yükseklik geçilecek" diyor.
Bu cümle bize AKP’nin RANT zihniyetini açıkça göstermektedir.
Ticari binalarda yükseklik sınırı yok,
“Konutlarda var. Bunun sebebi ise komik bir sebeple açıklıyor. Yüksek binalarda komşuluk ilişkisi zayıflıyormuş.”. Bu açıklamayı ben siz okuyucularımın takdirine bırakıyorum.
Sayın okuyucularım.
Güngören ilçesi diğer ilçelerden üç ana farklılık göstermektedir.
a-İlçe Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yoğun nüfusuna sahip ilçesidir.
İlçenin yüzölçümü 7.2 km karedir.
İlçenin nüfusu 309.000 dir.(Son değer 311.000)
İlçede kilometre başına yaklaşık 43.000 insan düşmektedir.
Kişi başına düşen alan 23 metre karedir.(Bağcılar 31 metre kare, Bakırköy 142 metre kare)
Bu özellik maalesef Türkiye ve Avrupa’da tek dir.
b- İstanbul’da en riskli ilçesi Güngören olarak belirlenmiştir. İlçede bulunan 9 bin 538 binanın 7 bin 358'inin riskli olduğu belirlenmiştir.
Diğer bir deyişle, ilçede bulunan binaların yaklaşık %77 si riskli bina kategorisindedir.
İlçedeki, çarpık kentleşmenin ve niteliksiz konut üretiminin temel sorumlusu, Son 22 yıldır ilçeyi yöneten muhafazakâr sağ parti ve zihniyetidir.
c-İlçede ikamet edenlerin gelir düzeyi İstanbul ortalamasının altındadır. İlçemiz nüfusu genellikle sabit ve dar gelirli vatandaşlardan oluşmaktadır.
Bu nedenledir ki ilçemizdeki kentsel dönüşüm SÜRECİ mevcut yasanın temel aldığı değer esaslı uygulama esasları çerçevesinde yaşama geçirilemez.
Özetle ; DEĞER ESASLI UYGULAMADA
Hak sahibi aynı metre kareye daireyi alabilmek için mutlaka değer farkını ödemek zorunda bırakılacaktır.
Veya 100 metre kare olan konutu yerine 50 metre kare olan bir konutu almak zorunda kalacaktır.
İlçenin nüfusunun çoğunlukla dar gelirli olduğu düşünüldüğünde, birçok vatandaşımız değer farkını ödemede büyük sıkıntılar çekecektir.
Diğer yandan ilçe genellikle metre kare olarak küçük konutlardan oluştuğu ve bu konutlarda çok çocuklu ailelerin ikamet
ettiği göz önüne alındığında,
örneğin net 70 metre kare bir dairede oturan bir ailenin 35 metre kare bir konutta oturmasının fiilen imkansız olduğu
ortadır. Kalabalık bir nüfusa sahip bir aileyi 35 metre kare bir konutta ikamet etmek zorunda bırakılması çağdaş şehircilik
anlayışı ile çelişen bir uygulama olacağı da tartışma götürmez bir gerçektir.
BİZ DİYORUZ Kİ
İlçe için en uygun uygulama;
HAK SAHİPLERİNDEN BİR BEDEL ALMADAN AYNI KONUTU YENİLEYEREK GERİ VEREN,
İNŞAAT YOĞUNLUĞUNU BELLİ BİR MİKTAR ARTIRAN, MEVCUT NÜFUSU DİKİNE BÜYÜTÜLMÜŞ BİNALARA YERLEŞTİREN,
BUNUN YANISIRA
YEŞİL ALAN VE KAMUSAL ALANLARIDA GENİŞLETMEYİ AMAÇ EDİNEN YENİ İMAR PLANI ÇERÇEVESİNDE YAPILACAK,
KAMUSAL FAYDA İÇEREN,
KAMU ESASLI UYGULAMADIR.
