“İlimden, sevgiden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” diyen Hacı Bektaş Veli, Makalat’ında şöyle demektedir. “İlm-i Kur’an, “İNSAN” senin içinde olup, sen taşra kalmayasın.
Yada sen içinde olup, Kur’an, (yani) “İNSAN” taşrada kalmasın, dava bütün olsun.!..”
Hani her programımda söylüyorum ya!
“Siyahla beyaz arasında altmış dört milyon ton farkı vardır.
Herhangi bir konuda kesinlikle demeden önce bir daha düşünün.
Adam yerine koyduğunuz adam, ‘adam olur esprisince’, çağımızda in-san sevgisi, doğa sevgisi ve tüm sevgiler, tüm kötülüklere karşı olmakla başlar.”
Değerlerimize verdiğimiz değeri bize anımsatan, yazılan söylenenden daha de-ğerlidir esprisince, dil değirmenin çarklarını, yü-rekten ve beyinden gelen ırmaklarla döndürmeye çalışan. Adana Akdeniz Televizyonunun Reklam Müdiresi Yeliz COŞKUNER, muhteşem bir kitaba imza attı.
“Hiç Kimseyi Melek Yapamazsın!” diye isimlendirdiği “ESER” inde, evrensel bir gerçeğin altını çizen COŞKUNER bakın neler söylüyor;
“Söyleyemediklerimizin incecik sızısı, beklentilerin hep ertelenmiş yarını, sanmadıklarımızın gölgesi kaya gibi dursa da arkamızda, zamanla santim santim aşınan değerlerimizin ıssızlığı, hangi şehirde olursak olalım, avucumuzdaki çizgiler, ardımızda kalanlar, önümüzde uzanan günlerin sayısı hep başka başka olsa da, tek bir cümleyle bağlanıyor aslında bütün başkalıklarımız….
İstemeden yaşadığımız ne çok şey var…!!! "
Değerli dostlar! Bence bir insan için olağanüstü yetenek, gerekeni gerektiği yerde, gerektiği zamanda, gerektiği biçimde söylemek, ifade etmek ve kaleme almaktır.
Hepimizin hatalarımız var çünkü “İNSAN”ız! “MELEK” değiliz!
Her varlığı kendi alanında değerlendirmeli ve hakkını vermeliyiz!
Yılan yılan olduğu zaman ve “soktuğu” zaman güzeldir.
At kişnediği zaman ve “özgürce koştuğu zaman” anlamlıdır.
Balık kendi doğal ortamında, “özgürce yüzdüğü zaman” mutludur. Vs..misalleri çoğaltabiliriz…
İNSAN’da gerçekten “İNSAN” olduğu, “sorumluluklarını yerine getirdiği ve düşüncelerini özgürce paylaştığı zaman “Güzel”dir. Yeliz COŞKUNER çok güzel ifade etmiş İnsanı asla ve asla melek yapamazsın.
Arı gibi her çiçekten aldığı balı, bilgiyi imbikten geçirerek bizlere iki kapak arasında sunan ve gönül Ka-pısı sonuna kadar insana açılmış bir yüreğin sahibi olmak gi-bi soyut zenginliklere tutkusu olan Yeliz COŞKUNER:
“…Ucu bucağı görünmez bir hayatın içinde bazen debelene debelene yaşarken biraz itmiş, biraz yitirilmiş, sakladığımız, sakındığımız her şeyde hala hep umut var.
Her sabah tazelenmiş uyansakta hayata, yirmi dört saat öncesinde ne yaşadıysak, o yeni yirmi dört saate eklerken arta kalanları, yeniye biraz kapalı, biraz özlemli, hep bir adet daha fazla-acaba-yla , kendimiz olmaya çalışmalıyız.
Tatlı bir tebessümle bakarken aynada yüzümüze, yüzümüzü yıkar, durular gibi durulamak istediğimiz, olmasını isteyip de olamayan ne çok şey var…” diyor.
Dört bir tarafımızda savaş tamtamlarının çalındığı, insanın, diğer insanların kardeşi, sevdeşi, yoldaşı olmak yerine, birbirinin kurdu olduğu zor bir dünyada zor yaşamaya devam ederken böylesine anlamlı bir eseri Dünya İnsanlık ailesinin bilgi birikimine “armağan” eden aramızdan, bizden birisi olan “Yeliz COŞKUNER” in, (okuyucum oluyor kendisi) mailime gönderdiği bir notla noktalıyorum
“Uzun bir süreden beri üzerinde çalıştığım, ikinci bir bebeğim gibi gözümde, çantamda taşıdığım, küçük not defterim ve kalemimle hep yazabilmek; bol bol okuyabilmek, benim için hep vazgeçilmez olacak hayatımda biliyorum.
Bu doğuştan gelen Tanrıdan harmanımıza katılmış bir tutku..
Ve mutluluk…
Nasıl güzel bir şans…
Yolumu, yolumuzu açık etsin Tanrım.
Kitabımdan bir bölümü paylaşmak istedim.
En engin saygı ve sevgilerimle sayın hocam…”
Ne diyelim hayırlı uğurlu olsun.
Bize düşen görev bize bir adım yaklaşana koşarak gitmektir!
Ülkemize ve dünya insanlığına barışa katkı koyması dileğiyle..
Not: İstanbul “GOA YAYINLAR” ından çıkan kitabın 28 temmuz 2012 Seyhan otelinde—–15:00—18:30 arasında gerçekleşecek olan tanıtım ve imza gününde bende olacağım tüm dost ve okurlarıma duyurulur..
yukselmertoglu@hotmail.com
