Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Sallandıracaksın Üç Beş Tanesini Taksim Meydanı’nda…

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
16 Haziran 2012
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Cinayet vb. suçlar karşısında genellikle ‘makbul vatandaşların’ meşhur repliğidir: Sallandıracaksın üç beş tanesini Taksim Meydanı’nda, bak gör bir daha oluyor mu? (Ne kadar önemliymiş meğer bu Taksim Meydanı!) Teatral bir edayla çözümmüş gibi sunulan ve ceza yasasının baş maddesinin baş fıkrası olarak kayda geçirilmesi istenen bu sallandırma işi, aslında müthiş bir şiddet potansiyeli ile donanımlı faşizan zihniyetin dışavurumudur. Bu kusmuk kıymetindeki müsvedde düşünce, salt sistemin bir karın ağrısı olarak değil, aynı zamanda sitemin tornasından geçmiş kişilerin de hazımsızlığıdır.

Bu ‘geyiğin’ lafazanları bilmezler mi, Osmanlı’da alayıvalayla meydanlarda kelleler kesildiğini, kıçlara kazıklar çakıldığını, kasaplık hayvanlar gibi insanların çengellere asıldığını!

Bu ‘geyiğin’ lafazanları bilmezler mi Cumhuriyet döneminde, bundan 50 yıl öncesine kadar şehrin meydanında halka açık idamların yapıldığını. Ve 1970’lerden sonra 1986’ya dek de, idam cezalarının kapalı/zula yerlerde infaz edildiğini! Ve bilmezler mi, Türkiye’de ancak 2002 yılında kısmen, 2006 yılında da idam cezası tümden kaldırılmasına rağmen ortalığı kan gölünün götürmediğini.

Mahkûmlar, idam fermanının boynuna asıldığı yaftayla üçayakta sallandırılınca, o suç bir daha işlenmiyor veya azalıyor mu? Bu sorunun cevabı istatiksel olarak defalarca verildi: İdam, iddia edildiği gibi caydırıcı bir unsur değil. Suçu ve suçluyu azaltmanın birçok başka faktörü var. Hukuk dünyasında konuya dair yüz binlerce sayfa araştırma, makale, tez vs. var.
Bütün bunlar yokmuşçasına gelenekçi dünyanın modern dünyaya saldırısı, (modernitenin bir yığın sorunlarına karşın) hırçınlığın ötesinde vicdani ve ahlaki problemler taşıyor!

Bütün bunlar bilinmiyormuş gibi ‘sallandıracaksın üç beş tanesini meydanlarda, bak bir daha oluyor mu’ diyen okumuşlar var! Başımızdaki bin bir musibetin teorisini, yasasını, dersini vs. yapanlar da, hep böylesi okumuşlardan çıkıyor!

Salt gündem değiştirmek için değil, daha çok da dünya görüşünün bir tezahürü olarak kürtaj konusunu gündeme sokan Başbakan Erdoğan, işi, “Kürtaj cinayettir” demeye kadar vardırdı.
Cinayetse, bunun karşılığı ne olacak? Kürtajı yasaklarsın, buna rağmen kürtaj yapan ve yaptıranları da cinayetten yargılarsın! İBB Başkanı iken, “Ben bu şehrin imamıyım” diyen Erdoğan, bugün ‘ben bu ülkenin padişahıyım’ deme noktasına geldi. Gücün baş döndürücülüğünde kibrin seline kapılmış bir halet-i ruhiye ile salt geleneğin zihin dünyasıyla şekillenmiş bir dünya görüşünün birleştiği bir iktidardan daha tehlikeli bir şey yoktur! Yenilmezlik, güç bende ve ben bilirim: Bütün totaliter iktidarların ortak noktası.

Başbakan’ın “Kürtaj cinayettir” görüşünü (ve diğer sorunlu söylemlerini) daha bir açarak onu destekleyenler var ki, bu normaldir. Ancak o görüşler hiç de ‘normal’ değiller! Örneğin Suheyb Öğüt adında bir sosyologun, 11 Haziran tarihli Taraf gazetesinde, “Kürtaj: Kuvvenin Katli, Fiilin Cinayeti” başlıklı yazısı, bu konuda tam bir ibretlik vesikası.

“Kürtaj(ın meşruiyeti) bilimin ve tıbbın değil, felsefenin meselesidir. Ne bilimin ne de tıbbın kürtaja dair müsbet bir karar vermesi mümkün değildir” diyerek yazısına başlayan Öğüt, daha baştan meseleyi asıl alanından kaçırarak metafiziğin dünyasına sokuyor ve formel mantığın retorikleriyle çırpınıyor. Okuyucuya Taraf’taki Öğüt’ün yazısını ve aynı zamanda Bianet sitesinde 11 Haziran tarihli, Evren Asena’nın, “Kürtaj Cinayet Değildir, Çünkü…” başlıklı harika yazısının okumasını öneririm. Asena’nın yazısı ne rastlantıdır ki, Öğüt’ün yazısına bir eleştiri gibi yazılmış. Ben, Öğüt’ün yazısında bir noktaya değineceğim ki, o nokta Başbakan Erdoğan’a ve hükümete ‘akıl veren’ bir noktadır.

Kürtajı savunanların argümanlarını tek tek çürüttüğünün sanrısıyla yazısına devam eden Öğüt, “Son olarak kürtajın yasaklandığı taktirde merdiven altı kürtajların ve buna bağlı kadın ölümlerinin artacağına dair argümana ilişkin de bir iki hususa temas etmek istiyorum. Seküler hukuk felsefesinin en saçma tarafı cezayı bir müeyyide olmaktan ziyade iktidarın yeniden üretiminin bir aracı olarak görmesidir. Yani seküler hukukta ceza caydırıcı olsun diye değil, sadece ceza olsun diye verilmektedir. Bu da suçların işlenmesine mani olacak bir irtibattan mahrum olmamıza yol açmaktadır. Şayet kürtaj yasaklandığı takdirde yasa dışı yollarla bu işin gerçekleştirileceğinden şüphe ediliyorsa, bu, ortada caydırıcı bir cezanın olmadığı anlamına gelmektedir. Yapılması gereken şey çok basittir: Yasadışı kürtajı (annenin hayatını kurtarmak amacı dışında yapılan her kürtaj yasak olmalıdır) bir cinayet olarak kabul etmek ve yapanı da yaptıranı da cinayetle yargılamak. Böyle bir müeyyidenin olduğu yerde bakın bakalım merdiven altı kürtaj diye bir şey oluyor mu?”

Öğüt’ün seküler hukuk hakkında söyledikleri tamamen subjektif. Seküler hukuktaki ceza bir müeyyide olmaktan ziyade iktidarın yeniden üretiminin bir aracı olarak görülüyormuş vs. Ceza bir caydırıcılık, bir müeyyide taşıdığı zaman iktidarın yeniden üretiminin bir aracı olmuyor mu? Ceza ile iktidar ilişkisi, iktidarın yeniden üretimi adı altındaki süslü cümlelerle geçiştirilemez. Böylesi genellemeler yerine hangi ceza sorusu önemlidir.
İkincisi, seküler hukukun dışında hangi hukuk varsa ki, örneğin şer’i hukukun iktidarı yok mu? Şer’i hukukun olduğu toplumlardaki cezalar acaba o toplumdaki iktidarların yeniden üretimine hizmet etmiyor mu? Örneğin recm cezası, saçı görünen kadınların kırbaçlanması, boşanma ve miras hukukundaki erkek – kadın eşitsizliği, erkeğin birden fazla evlilik hakkı gibi bir yığın uygulama kime hizmet ediyor? Bunlar erkek egemen iktidarın şer-i hukuktaki kırbaçları değil midir? (Elbette kimi modern hukuklu (ya da seküler mi demeliyim) toplumlarda da erkek egemen iktidar yapıları mevcuttur) Şer-i hukuklu toplumlarda iktidar kastı yok mu?

Sosyolog Öğüt’ün öğüdünün bir cümleyle izahı şudur: “Sallandıracaksın üç beş tanesini, bak bir daha oluyor mu?” Gerçekten de Öğüt’ün cümlesi “…diye bir şey oluyor mu?” şeklinde bitiyor. O noktalı yere ister kürtajı, ister cinayeti, ister bombalamayı, ister hırsızı, ister zina edeni koy; bir daha olmaması için sallandıracaksın kardeşim!

Günümüzde bir insan hakkı sorununun böylesine iptidai görüşlerle tartışılması çok acı.

Paylaş
Etiketler: Başbakan ERDOĞANcezaidamkürtajSuhey Öğüttaraf gazetesi
Önceki Yazı

Zafer, Başarı, Kazanmak İçin İlkeler

Sonraki Yazı

Erdoğan’ın Laz Damarı

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Erdoğan’ın Laz Damarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap