Finans kapital sitemi, alacaklılar ile borçluları bir araya getiren bir sistem değildir. Para basılması, basılan paraya karşılık, borçlu yaratma sistemidir. Yani Borca Dayalı Para Yaratma Sistemidir.Siz bankadan borç istediğiniz anda, para yaratma ve basma işlemi başlar.
Bir cümle ile açarsak; siz araba almak için bankaya gidersiniz. 30 Bin lira çekersiniz. Banka memuru bilgisayara size 30 bin lira verildiğini yazar. Elektronik Fon Transferi yolu ile bu “e-parayı” sizin araba aldığınız bayie gönderir.
Siz borcunuzu faizi ile birlikte bankaya götürdüğünüzde, banka memursu 30 bin lira anaparayı siler. Faizini nakit olarak banka sermayesine katar. (Kısmi Rezerv Sistemi.)
Bankalara Merkez Bankasından aldığı her 1000 liraya karşı on bin lira kredi verebilir. Yani dokuz kat fazlası para yaratmış olur.
Bankalarda nakit olarak var sayılan para ise, bankalara nakit olarak konulan reel tasarruflardır. Banka bu tasarrufların (nakit) çok üzerinde sanal para ürettiğinden, kriz dönemlerinde tasarrufçular nakitlerini daha güvenli limanlar çeker.
Nakit sıkıntısı hat safhadadır. Keza İspanyol bankaları da aynı.
Aslında piyasada o kadar çok dolar ve Euro olmasına rağmen nakit sıkışıklığı böyle olmaktadır.
Paralar merkezileşir ve nakit’e dönüşürken, ortada karşılığı nakit olarak olmayan e-paralar halkın borcu olarak kalır. “Servet İmhası” dedikleri de bu paraların silinmesidir.
Aslında büyük sermaye ile her para ilişkisi, bir iktidar ilişkisidir. Kârlar ve gerçek paralar hep zengine doğru akar. İktidar da, zengine doğru gider.
Tanımladığımız mekanizmaya emperyalizm denir.
Bankaların veya zenginlerin, para basma ve bu paralar karşılığı sizi borçlandırma, bu borcun ödenmesi sonucunda, faizlerin bir yerde birikmesine “Birikim Sistemi” denir.
Eğer biz tasarruf edeceğiz, ettiğimiz tasarruf kadar yatırım yapacağız derseniz, yani kapitalizmin başka bir biçimini uygulamak isterseniz, finans kapital (tefeciler) buna karşı koyar. Çünkü bu durumda sisteme kumanda edenler kendileri değil, halkın tasarrufları yön vererecektir.
Bir başka ifadeyle, onlar istedikleri kadar para basamamış olacaklardır.
Borçlanmak, finans kapitali iktidar yapmak anlamındadır.
Kriz dönemlerinde, her şeyi üreten çalışanlar olmasına rağmen, borçlu duruma düşen onlardır.
Bu anlamda her kriz dönemi, halkın bir kez daha borçlandırılması ve tefecilerin nakit para basma dönemleridir.
Parasal genişleme ifadesi buradan çıkar. Sistemin tıkandığı yer de burasıdır. Borçlanmak isteyen azalınca, para basma, yani parasal genişleme zorlanır.
Özet; biz borçlanmazsak finans kapital para basamaz.