Nazım Hikmet’in döneminde Peyami Safa ile yaşadığı atışmaları edebiyat bilen herkes bilir. Nazım döneminde Hamdullah Suphi, Yakup Kadri, Necip Fazıl Kısakürek, Aziz Nesin, Orhan Veli gibi edebiyat dünyasının ünlü isimleri arasında kıran kırana polemikler yaşanır.
Ve o dönem Nazım, “Bir Provakatör Üstüne Hiciv Denemeleri” isimli bir şiir yazar. Şiirde hedefi, Peyami Safa’dır.
****
Sen çıkmadın
Çıkardılar karşıma seni!
Kıllı, kara elleriyle tutup enseni
Gövdeni yerden bir karış kaldırdılar,
Sonra birden bire
Bırakıp yere
Seni pantolonumun paçasına saldırdılar.
Bir düşün oğlum,
Bir düşün ki, son defa anlayabilesin:
Sen bu kavgada
Bir nokta bile değil,
Bir küçük eğri virgül,
Bir zavallı vesilesin.
*****
Nazım Hikmet, Hamdullah Suphi Tanrıöver’le yaptığı polemikte ise, “Cevap 3” şöyle seslenir.
……
Hele içlerinde öyle bir tanesi var
Öyle bir tanesi var ki,
İnsanın yüzüne öyle bir bakar
öyle melul bakar ki,
toka edersin eline hemen papelini.
Ve sıkar sıkmaz onun elini
Sivri dilli, zilli bir bebek gibi çırpar elini
O bir komik ademdir
Portakal oğlu zademdir
…
Şimdi sıra onun
gelsin o!
Gel;
Sen :
İtlerini öne itip
karanlıkta yol kesen hatip!
Nazım, başka bir hicivli şiirinde Yakup Kadri’ye “bir orospu odası yaptın kafatasını” diyerek yanıt verir.
Behey!
Kara boynuz gibi kaşlı
Mukaddes Apis başlı adam;
…
Behey!
Kara maça bey!
Ben bilirim
Bu tehevvür, bu şikayaat niçin?
Bilirim
Beni uykumda boğmak için
bekliyorsun geceyi.
Ben ki bileklerimde tel kelepçeyi
bir altın bilezik gibi taşımışım.
Ben ki ilmikleri sabunlu iplere bakıp
kıllı kalın ensemi kaşımışım.
…
Behey yüzü kara!
Ruhunu zenci bir esir gibi çıkardın pazara,
bir orospu odası yaptın kafatasını.
