Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Çin İle Savaşma Seviş Diplomasisi

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
14 Nisan 2012
Halil DAĞ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bir hafta kadar önce sıcak başlayan İran ziyareti sırasında Türkiye’nin İran’dan yaptığı petrol alımının bir kısmını Batının denetimindeki Libya’dan yapacağını açıklaması herkeste soğuk duş etkisi yaratmıştı. Ardından gelişen olaylar ve İran’ın nükleer konusundaki müzakereler için Türkiye’yi by-pass etmesi Türkiye ile İran’ı neredeyse savaşın eşiğine getirmiş durumda.

Herkes bu ani gelişme karşısında sorar oldu; Daha dün kardeştik, hevesle heyecanla ziyaretine gittiğimiz İran ile ne oldu da bir anda savaş lafları edilir oldu?

Maşallah Dediğimiz Üç Gün Yaşamıyor

Dünkü kardeş ülkelerin hepsinin sonu hüsran olunca insanlar merak eder oldu. Hatta istihza ile “Maşallah dediğimiz üç gün yaşamıyor” diyenler bile var. Malum geçen yıl Kaddafi’nin elinden ödül aldık bir ay geçmeden namlumuzda Kaddafi vardı. Son yıllarda Esat ile kardeş olduk, kabineleri ortak yapar olduk, neredeyse evi eve katıyorduk ki bir baktık düşman olmuşuz, O da can çekişiyor şu sıralar malum. İsrail ile her gerilişimizde bıyık altından gülümseyip göz kırptığımız İran’la da şimdi kötü olduk.

Bütün bunlar nereden mi aklımıza geldi? Hani ilgili devlet erkânı bugün Çin’de ya, acaba Çin de öncekilerle aynı akıbete uğrar mı düşüncesindeyiz. Hatta “Çok şükür sonunda Çin de hapı yuttu” diye sevinci dışarıya taşanlarımız bile var.

Neler Oluyor?

Akdeniz İsyanları daha ilk başladığı gün ısrarla “Batı, 1950’lerdeki Sovyet kuşatmasının bir benzerini şu an Çin’e karşı uyguluyor, hedefteki asıl ülke Çin’dir. Küçük ülkeler üzerinden Çin’i hedef alan büyük oyun oynanıyor, hatta bu küçük ülkelerdeki isyancılar üzerinden yaratılacak isyancı meşruiyeti gelecekte Çin’in parçalanmasında kullanılacaktır.” demiştim ve hala da iddialarımın arkasındayım. Malum iyi bakarsak Tunus’ta başlayan yangın şu an Suriye’yi yakarken İran’a da sıçradı sıçrayacak. Bu konuyu daha önce defalarca ele aldığım için uzatmadan Batı’nın Çin’den beklediğine bakmak ve Türkiye’nin Çin ile yaptığı bu temasın manasını çözümlemek istiyorum.

Öteden beri İran, bugün de Suriye konusunda Batının elini kolunu bağlayan üç büyük ülke var. Bunlar Almanya, Rusya ve Çin’dir. Almanya bir Batı ülkesi olarak her iki tarafla da ilişkilerini sağlam tutmasına karşın ağır ağır ABD hegemonyasına karşı yükselen bir gücü temsil ediyor. Rusya her ne kadar enerji tekeli ile adından söz ettirse bile Moskova sokaklarındaki birkaç gösteri bile Putin’in ABD’ye askeri üs vermesine yetti. Yani henüz öyle küresel bir güç olmanın çok ötesindedir. Geriye bir Çin kalıyor.

Batı son zamanlarda Çin’i ikna etmek için çeşitli yollar deniyor. Özellikle Çin’in enerji ihtiyacı konusunda Çin’e alternatifler gösteriliyor. Diğer yandan Çin de henüz zayıf askeri yeteneklerini riske atabilecek askeri bir tehdit ile doğrudan karşılaşmak da istemez elbette ki. Bu sebeple ekonomik açıdan iyice iç içe geçtiği Batı ile iyi geçinen yükselen güç imajını korumak istemesi en mantıklısıdır.

Havuç mu Sopa mı?

Batı açık bir şekilde Çin’in İran’a verdiği desteği kesmesini deyim yerindeyse İran üzerindeki elini çekmesini istemektedir. Bizim bugünkü Çin ziyaretimizin arasına sıkıştırdığımız Doğu Türkistan ziyareti bu ziyaretin aslında en önemli kısmı. Kim ne derse desin Türkiye bugün Çin’e elinde havuç abasının altında sopayla gitti.

Yetkililerin Bond çantalarına sıkıştırılmış tomarla evrak Çin ile olası işbirliği proformaları olarak bu ziyaretin havucunu oluştururken “olağan şüpheli” Doğu Türkistan ziyareti ve orada serdedilen “Yanınızdayız” mesajı da bu ziyaretin aba altında gösterilen sopasıdır. Ayrıca ziyarete Urumçi’den başlanmasının birçok özel anlamı da vardır. Kim ne anlarsa anlar artık. Ama Çin de anlaması gerekeni anlayacak zekâya sahip bir ülkedir. Ne de olsa koca Çin Sarayı orası… Bizim aklımızdan geçenden çok daha fazlasına akıl yürütecek bir tarihi birikime sahiptir dünyanın bu en büyük sarayı.

Çin yapılan blöfü de resti de iyi görebilen bir ülke. Nihayetinde yükselen bir ülkeden daha fazlasına karşılık geliyor Çin. O yüzden yükselen ülke değil yükselen güç olarak tanımlanıyor. Hatta askeri temelli Amerikan gücünün diğer güç ölçütleri bakımından dengi anlamında “yumuşak güç” olarak anılıyor.

Ne Çin’in bu baskılara uzun süre direnme gücü ve niyeti vardır ne de Amerika’nın Çin’i açık bir şekilde kışkırtma niyeti vardır. ABD, mümkün olduğunca Çin’in kapitalist sisteme entegrasyonundan yanadır. Çünkü böylesi bir entegrasyonun gelişmesi kaçınılmaz bir şekilde kapitalizmin Anglo-Sakson dokusunu korurken Çin’i de açık bir tehdit olmaktan çıkaracaktır.

Karşılıklı Bağımlılık Konsepti

Batı’nın küresel sistemin devamı için 1945 sonrası geliştirdiği temel kavram, karşılıklı bağımlılık ilişkisidir. Buna göre hiçbir devlet tek başına bağımsız olarak görülmemekte, ülkelerin iç içe geçmiş çıkarları onları birbiri ile bağımlı hale getirirken çıkar çatışmalarını minimuma indirmektedir. Şimdi ABD aynı bağımlılık ilişkisini açık bir şekilde Çin’den de istemektedir. Zaten Çin’in dış ticaret fazlasıyla biriktirdiği rezervlerini ABD tahvillerinde değerlendirmesi zımnen de olsa bu karşılıklı bağımlılığın epeydir “uç vermeye başladığını” göstermektedir.

Şu an sürmekte olan küresel ekonomik krizin şoklarını azaltan temel finans kaynaklarından birisinin Çin’in ihracat fazlasıyla oluşan rezervleri olduğunu düşünürsek sandığımızdan fazlası bile gerçekleşmiş demektir. Öte yandan Çin’in üretimini devam ettirebilmesinin ana koşulunun Batı ile olan sağlıklı ilişkileri olduğu düşünülünce Çin’in İran konusunda sürpriz adımlar atması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.

Doğu Türkistan

Bir diğer konu ise yukarıda ima ettiğimiz Doğu Türkistan konusu Çin için sancılı bir konudur. Tibet de aynı şekildedir. İki yıl önce Doğu Türkistan’da Rabia Kadir aracılığıyla bir deneme yapıldı ve buranın ABD açısından münbit topraklar olduğu kanaati oluşmuş durumdadır. Akdeniz İsyanları sırasında isyancılara atfedilen isyan hakkı uluslar arası sistemde iyice kabul görünce burada tekrar perde neden açılmasın ki? Çin bu tehdidin açık bir şekilde önünde durduğunu gayet iyi biliyor. Tibet’te de ufak ufak kıpırdanmalarla Çin’e arka bahçesinin pek de tekin olmadığı sık sık hatırlatılıyor.

Bütün bunları düşününce Çin’in geri adım atması için pek çok sebep var. Buna karşın Çin’i tahrik etmektense ikna etmek en akılcı yol olarak görülüyor. ABD’nin bu konuda oldukça da başarılı olduğu açık. Petrol sevkiyatında zaten tamamen ABD askeri denetimine tabi olan Çin’e alternatif enerji tedarik imkanları sunulunca Çin’in İran konusundaki ısrarı gevşeyecektir. Hatta geçtiğimiz Mart ayında Çin’in İran’dan alınacak petrolü azaltma kararını bu çerçevede değerlendirmek yerinde olacaktır.

Kısacası, ihtiyaçları konusunda eli rahatlayan Çin’in İran sevdasıyla postu deldirmeyi göze alacağını sanmıyorum…

İran-Çin-ABD denklemi açık bir şekilde bu argümanlar üzerinde yürürken bizim bu ilişkiyi sağlamadaki rolümüz nedir sorusu akla gelecektir. Türkiye, Yeni Osmanlı olarak çıktığı yeni diplomasi serüveninde son yıllarda önemli ölçüde ABD’nin sözcüsü ülke gibi bir algı yaratmaktadır. Akdeniz İsyanları sırasında hepimizin ABD’nin söyleyeceği sözler diye düşündüğümüz sözleri hep Türkiye söyledi. Hem de herkesten önce.

Türkiye’nin bu rolü birçok kişi tarafından “koçbaşı, elçibaşı” gibi adlarla isimlendirse de Türkiye’nin Çin’e açık bir teklifle gittiği açık. Bu da “Bir koltuğumun altında işbirliği dosyaları diğer koltuğumun altında Çin’in başını ağrıtacak dosyalar var” şeklinde özetlenebilir. Kısacası Türkiye Çin’i hem kendi adına hem Batı adına kavgaya değil işbirliğine çağırıyor.

Kimi yorumcuların Türkiye’nin bu girişimini smart power olarak adlandırdığını görmekteyiz. Ancak bu değerlendirmenin ayakları yere basmamaktadır. Henüz Ankara’yı bile hakkıyla yönetmeyi beceremeyen Türkiye’nin tarihin en eski saraylarından olan Çin Sarayı’na yaptığı bu ziyaret olsa olsa “Savaşma Seviş” ziyaretidir. Umarız her iki tarafa da hayırlı olur.

09.04.2012

https://twitter.com/#!/hdag77

Paylaş
Etiketler: 'Arap Baharı'abdakdeniz isyanlarıcindoğu türkistanErdoğan'ın Çin Ziyaretisavaşma sevişsmart power
Önceki Yazı

Hukuçu; Karakullukçu!..

Sonraki Yazı

Suriye “Vekâlet Savaşında” Sınıfsal Davranış

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Suriye “Vekâlet Savaşında” Sınıfsal Davranış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap