Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Müslüman Kanı

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
04 Nisan 2012
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Suriye’de kan akmaya devam ederken Türkiye başbakanı Tayyip Erdoğan Güney Kore başkenti Seul’de katıldığı Nükleer Zirve toplantısından sonra ziyaret ettiği İran’da İİC rehberi Hamaney ile 29 Mart 2012’de görüştü. İran’ın başından beri Suriye’de ki Baas iktidarına yakın destek verdiği bilindiğinden bu ziyaret ve bu görüşme pek çok çevre tarafından dikkatle takip edildi. İran’ın, Türkiye tarafından yapılan uyarıları belki ciddiye alacağı Baas’a verdiği destek vaz geçebileceği gibi abartılı iyi niyetli yorumlar bile görüldü. Ne var ki görüşmede Hamaney: “Müslüman kanının akmasından rahatsızlık duyduğunu, ama bölge dışı güçlerin Suriye’ye karşı olduğunu, Suriye halkı kendi geleceğini seçimle belirlemeli” açıklamasını yapmıştır.

Ancak bu açıklamaya dikkat edildiğinde biri biri ile uyumsuz pek çok unsuru içerdiği görülmektedir. Çünkü Müslüman kanının dökülmesinden rahatsız olmak, o kanı dökene karşı olmayı gerektirmez mi? Buna karşılık İran’ın Esad’a verdiği destekte hiçbir azalma olmadığı gibi aksine onu koruma çabalarını da giderek arttırmaktadır. Bundan dolayı Müslüman kanının dökülmesinden duyulduğu söylenen rahatsızlığın inandırıcılığı kuşkuludur. Açıktır ki İran; Müslüman kanının dökülmesi ve Esad’ın iktidarda kalması seçenekleri arasında Esad’ı her zaman tercih ettiğini göstermiştir. Görüşmeler yoluyla İran’ın Esad’a verdiği destekten vazgeçebileceği gibi hayli abartılı görüşlerinde temenniden öteye bir değer taşımadığı bir kere daha görülmüştür. Hamaney’in açıklamasında “Suriye’yi İsrail’e karşı direniş cephesinin önemli bir parçası” sayması da İran cephesinde değişen bir şeyin olmadığını göstermiştir. Çünkü İran; Baas Partisi ile ittifakını bu iddia üzerine temellendirmek çalışmaktadır. Suriye’nin muhtemel bir İsrail işgalinde uğrayacağı katliamların, yıkımların daha fazlasını, Baas iktidarı eliyle yaşıyor olması hiçbir zaman İran’ın ilgisini çekmemiştir. Dolayısı ile Suriye’de Müslüman kanının dökülmesinden duyulduğu iddia edilen rahatsızlığında olup olmadığı tartışmalı hale gelmektedir.

Bölge dışı ülkelerin Suriye’ye müdahale etmesine karşı olmakta inandırıcı değildir. Çünkü Baas Partisi Çin ve Rusya’dan her türlü desteği almaktadır. Rusya’nın Tartus’ta üssü bile bulunmaktadır. Arap Baharının Suriye’ye ulaştığı son bir yıldan beri Rusya ile İran Baas azınlık iktidarını ayakta tutabilmek için her türlü desteği vermektedirler. Buna karşılık Esad’ı devirmeğe çalışan muhaliflerin “yabancılardan destek alıyorlar” diye suçlanmaya mahkum edilmeye çalışılıyor olması da gülünç ve tutarsız bir iddiadır. Bölge dışı ülkeler Suriye’ye müdahale etmesin demek, Suriye’de Baas iktidarı devam etsin demekten başka hiçbir anlam taşımamaktadır. Baas’ın iktidarının devam etmesi ise her gün ortalama yüz kişinin katledilmesi demektir. Böyle bir insani facianın her hangi bir insanlık, Müslümanlık ilkesiyle açıklanması da mümkün değildir. Görünen odur ki Suriye’de insanlık ölümü pahasına, her gün katliamların yapılmasına İran yönetimi her türlü desteği verirken, bu destek de “Müslüman kanının dökülmesinden rahatsızlık duymaktayız” örtüsü ile verilmektedir. Bu durum ahlak açısından da elbette sorunludur. Daha önce literatürde “safavi şiası” bilinir idi. Ancak Suriye olayı ile birlikte yeni bir “Emevi Şiası” örneği de ortaya çıkmış oldu.

Sosyalist Baas Partisine karşı mücadele eden Suriye muhalefetine getirilen eleştirilerde ahlaki kaygılara hayli uzaktır. En çok duyulan eleştiri muhaliflerin kitleselleşemediğidir. Suriye şartlarında muhalefet nasıl kitleselleşecek? Daha doğrusu bunun belirtisi ne olacaktır? Muhalif gösterilerin olduğu Humus gibi şehirlerin etrafı karadan havadan kuşatılır ve evler tek tek aranarak 15 yaş ve üstündeki bütün erkekler götürülüp bir kısmı kurşuna dizilirken başka bir kısmı da bilinmeyen bir yerde her türlü işkencelere ölümlere maruz bırakılırken, “muhalefet kitleselleşemedi” suçlaması anlamını yitirmektedir. Muhalefetin kitle desteğinin olduğunun kanıtı, bir yıldır kanlı katliamlara rağmen, muhalefetin engellenememiş olması ve bütün Suriye’ye yayılmış olmasıdır.

Suriye muhalefetine yönelen şaibeli eleştirilerin başında hiç şüphesiz onun NATO, ABD vb güçlerle olan ilişkisidir. Çünkü ABD-NATO vb güçlerin desteği muhalefetin gayri meşru görülmesi için yeterli sebep olarak görülmektedir. Böyle bir sebebin yabana atılacak tarafı yoktur. Bu kuralın yalnızca Suriye muhalefeti için işletildiği bilinmektedir. Çünkü on yıl önce Irak muhalifleri ABD ve NATO’nun her türlü desteğini almak için büyük bir yarışın içindeydi. ABD-Londra-Ankara vb yerlerde sürekli toplantılar yapılırdı. ABD’nin gözetiminde Saddam sonrasında Irak meclis ve hükümetinde hangi muhalif partinin kaç sandalye ile temsil edileceği gibi hayati kararlar alınırdı. ABD işgali Irak’ta gerçekleştikten sonra yine ABD askeri makamlarının izni ile her çeşit askeri malzeme desteği ile Bedir Tugayları ve Mehdi Ordusu adını taşıyan bazı muhaliflerin silahlı kanatları ABD askerleri ile birlikte Felluce-Telafer vb yerlerdeki büyük katliamlara yıkımlara katılmışlardı. Bu gün Suriye muhalefetinin eleştirisi için söylenenler Irak muhalefeti ve onların silahlı kanatları için hiç hatırlanmamıştı. Demek ki ABD-NATO vb güçlerle işbirliği özünde gayri meşru görülmezken, bu işbirliği kimin tarafından yapıldığına bağlı olarak gayrimeşru olabilmektedir. Böylece meşruiyetin sınırı da içeriği de oldukça esnek ve değişkendir. Her hangi bir sabiteye bile sahip değildir. Böyle bir meşruluk anlayışı İslam tarihi boyunca görülmüş duyulmuş bir şey değildir.

Suriye muhalefetini gayri meşru görmek için onun batı desteğini yeterli bilenlerin, Esad’ı Rusya ve Çin’in desteklemesini hiç hatırlamayışları sadece bir çelişki ile açıklanabilir mi? ABD ve NATO’yu sömürgeci işgalci bilenlerin benzeri işleri Rusya ve Çin söz konusu olduğunda hiç hatırlamayışları hangi mantıkla açıklanabilir? ABD ve NATO’nun işgallerini, katliamlarını anlatmak uğruna Rusya ve Çinin işgallerini katliamlarını yok sayma inkar etme sonucuna ulaşmışlardır.

Suriye’nin İsrail’e karşı direniş cephesinin önemli bir halkası olduğu iddiası da bir şehir efsanesidir. Çünkü Esad diktası zamanında Suriye, İsrail işgaline uğrayan Golan bölgesini geri alamadığı gibi onun için hiçbir şeyde yapmamıştır. Suriye 1973’ten beri İsrail’e karşı tek bir kurşun sıkmamıştır. Ama son 50 yıldır bütün imkanlarını Suriye’nin mazlum halkına karşı kullanmıştır. Sadece Suriye’de değil Baas diktası katliamlarını Lübnan’da da sürdürmüştür. 1976-2005 yılları arasında Suriye’nin örtülü işgali altında bulunan Lübnan’da bütün İslami gruplar katliama uğramışlardır. İsrail’in orada yapabileceği her türlü işi fazlası ile Sosyalist Esad diktası yapmıştır. Buna rağmen Esad’ın idaresindeki Suriye’yi İsrail’e karşı direniş cephesinden saymak için insan aklının vicdanının yok sayılması gerekir. İranlı yöneticilerde bunu fazlası ile yapmaktadırlar.

BM eski genel sekreteri Cofi Annan tarafından hazırlanan Suriye palanının gölgesinde 1 Nisan 2012’de İstanbul’da yapılan Suriye dostları toplantısına 70’ten fazla ülke katıldı. Suriye Ulusal Konseyi (SUK) toplantıda temsil edildi. Desteklendi. Ancak Konseyin bütün muhalifleri hala toplayamadığı iddiaları, Tunus’ta yapılmış olan toplantıda Hilary Clinton’un “muhaliflerin içinde el-kaide bile varken askeri yardımı nasıl yapalım” gibi kaygılı çıkışını bazı çevrelerin hiç görmeyişi de dikkat çekicidir. İstanbul toplantısı katılımcı ülkelerin fazlalığı, SUK’ne güçlü desteğin verilmesi, hatta “SUK çalışanları için ihtiyaç duyulan para kaynağı için Körfez ülkelerinden bir komisyonun kurulması, Esad yönetimince yapılan katliamların belgelenmesi ve uluslar arası bir mahkeme için veri oluşturulması bunun için iletişim araçları bakımından muhaliflerin desteklenmesi” gibi cümlelere sonuç bildirisinde yer verilmiş olmasına rağmen, bütün bunların Suriye’deki katliamların engellenmesi için son derece yetersiz tedbirler, uzaktan okunan bir iyi niyet temennisinden öteye Suriye’nin mazlum halkına bir katkı sağlayabileceği kuşkuludur.

Arap baharının Suriye’de zafere ulaşacağı kuşku götürmez. Ancak bunun ne zaman olacağı nasıl bir bedelle olacağını kimse bilemez. Hiçbir ihanet şebekesinin Esad’ı kurtaramayacağı son bir yıldır yayılarak artarak devam eden muhalefet olayları ile kanıtlanmıştır. Suriye tarihte yaşadığı, Haçlı, Moğol, Fransız işgallerinden sonra Baas işgalinden de kurtulacaktır. Ne Rusya’nın ne de “Emevi Şia’sının” desteği Esad’ın zulmünü payidar edemeyecektir.

Paylaş
Etiketler: ABD-NATONükleer ZirveSuriye muhalefetini gayri meşruSuriye muhalefetinin eleştirisi
Önceki Yazı

Sokak İnsanı

Sonraki Yazı

Şampuanlar da Bozuk Çıktı

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Şampuanlar da Bozuk Çıktı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap