Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Kimlikleşen İslam ve İslam’ın Kimliksizleşmesi (I)

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
03 Eylül 2009
Halil DAĞ
2
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kimlikleşen İslam ve İslam’ın Kimliksizleşmesi, Türkiye’nin muhafazakârlık sendromları içinde sürekli sağa sola yalpalandığı son birkaç yüzyıl içerisinde önemli bir tanımlayıcı olan İslam, bir  yandan birileri için bir kimliğe dönüşürken bir yandan da kendi kimliğinden ayrı düşürülmektedir.

1 – İslam’ın Kimlikleştirilmesi

Osmanlının müreffeh dönemlerindeki özgün toplumsal yapı içerisinde devletin her kesim üzerinde denetleyici, dağıtıcı ve koruyucu gücünün etkin olması toplumsal kesimler arasında çekişmelerin ve ayrışmaların olmasını engellemiştir.Bu dönemlerde her ne kadar mahalle düzeyinde toplumsal kümeleşmeler söz konusu olsa da mahalleler arasında her hangi bir kimlik bölünmesi ya da ayrımı yoktur.

Ne zaman ki devlet saltanatının gücünde aşınmalar meydana gelmeye başlamıştır işte o zaman nitelik olarak birbirinden farklı doğalara sahip bu mahalleler arasında devletin gücünü kendi kimliğine devşirme çekişmeleri artmıştır. Daha önceki yazılarımızda “muhafazakârlık çekişmesi ve muhafazakârlık temelinde sınıfsal bölünme” olarak tanımlamaya çalıştığımız bu ayrışma içerisinde “kimlikleşme” hızı en güçlü olan kesim teokratik referansları öne çıkaran dinsel kimlikli sınıflardır.

Gerek devletin varlığının cihad gibi kutsal bir amaca özgülenmesi gerekse hâkim unsurların İslami dokularla biçimlenmiş olması bu kimlikleşme hareketinde İslam’ı öne çıkaran sınıflara önemli ayrıcalıklar kazandırmıştır. Özellikle geniş toplum kesimlerinin, meşruiyetini halifeden alan din kesimleri tarafından örtülü bir şekilde tarihsel bir ayrıcalıkla yönetiliyor ve kontrol ediliyor olması bu kesimin ayrıcalıklı yönetme imtiyazının bu dönemde de devam etmesini sağlamıştır.

Yönetici sınıflar arasında devletin yönetimine ilişkin konsensüs ve ortaklığın bozulmaya yüz tuttuğu 19. ve 20. yüzyıllarda İslam, bu kesimler için bir kimlik öğesi olarak yeni anlamlar ifade etmeye başlamıştır. Bu çabalara bağlı olarak İslam dininin birilerinin belirleyici ve tanımlayıcı kimliğine dönüşmesi süreci başlamıştır. Aslında yeterince ilgili olmasa da kişiler (sınıflar) kendi menfaatlerini korumak ve geliştirmek için İslam’ı kendisine bir koruyucu kalkan ve sınıfsal kimlik haline dönüştürmüştür[1].

Bu çabalar ve bu retorik üzerinden yürütülen çatışmalar yüz yılı aşkın bir zamandır bu kesimlerin kendini bir zırha büründürerek ayakta kalmasını sağlayan yegane koruyucu unsur (özel bir alt kimlik) olmuştur. Günümüzde ise bu koruyucu zırh; korunma içgüdüsünün ötesinde, ayrıcalıkları bir din ya da dogma şeklinde geniş toplum kesimlerine kabul ettirme aracına dönüştürülmüştür. Bunun temel sebebi ise bu çatışmanın zaman içinde bu kesimlere sağladığı ayrıcalıkların diğer kesimlerin ayrıcalıklarının ötesine geçmesi ve dengenin bu kesimlerin lehine iyice bozulmuş olmasıdır. Daha doğrusu bugüne kadar bir “mazlum ezikliği” içinde bulunan sınıflar sosyo ekonomik bakımdan hâkim/ayrıcalıklı bir sınıfa/unsura dönüşmüştür. Şu şartlarda yeni imtiyazlar elde etmekten ziyade elde edilmiş eşitsiz imtiyazların korunması ve bunun güçlü meşruiyet temellerine oturtularak hem yasallaştırılması (hukukça koruma altına alınmasını sağlama) hem de toplumsallaştırılması gerekmektedir.

Bu bakımdan elde edilen kazanımların, ilahi vahyin genel ifadesi olan İslam ile özdeşleştirilerek İslam’ın güçlü (yeni güçlüler sınıfı) kesimlerin ayırt edici kimliğine dönüştürülmesi önemli bir önceliğe sahiptir. Çünkü böylesi bir kimlikleştirme halinde İslam’la özdeşleşen menfaatlerin kesin bir dokunulmazlık elde etmesi mümkün olacaktır. Bu yüzden İslam’ın özel bir kimliğe dönüştürülmesinin vazgeçilmez bir amaç olarak görülmesi anlamlı kabul edilebilir.

Ayrıca İslam’ı bir kimliğe dönüştürenler kendi sınıfsal konumlarını sınıfçılığa izin vermeyen devlet (en azından anayasal olarak yasaklanmıştır) karşısında daha da güçlendirebilmek için devletin kimyası üzerinde oynamalar da yapmaktadırlar. Özellikle devletin geçmişten gelen sorunlu alanlarına belirli bir “masumiyet” söylemiyle el atan bu sınıflar, devlet otoritesinin her gerileyişinde devlet içinde bir adım daha mevzi kazanmaktadırlar. Ayrıca devletin seküler yapısına duyulan öfkenin başka sorunlarla dışa vurumunun bir sonucu olarak toplumun önüne topluca getirilen sorunlar yumağının çözüm kavgalarında “devletin seküler kimliği” el altından önemli bir sorgulama sürecine sokulmaktadır. Bugünkü siyasal ve toplumsal sorunların asıl kaynağına el atmaktansa[2] sorunların kaynağının seküler kimya olduğu şeklinde bir algı yaratılıyor olması bu sınıflar için önemli kazançlar sağlamaktadır.

İslam’ı kendi özel (kişisel) kimliğine dönüştüren bu sınıfların gerçek İslam (ilahi vahiy) ile aralarındaki mesafe bu kimlikleştirme sürecinde sorgulanması gereken çok önemli bir konudur.

Söz konusu olan inanan insanların sahip olduğu İslam kimliğinin hak ettiği yere getirilme çabası mıdır yoksa İslam gerçek niteliğinden ayrık bir kimlik olarak sınıfsal bir bölünmenin ve kastlaşma hareketinin koruyucu kalkanı mıdır?

İhsan Eliaçık’ın son günlerde tekrar hatırlattığı “Muhammed Hanginiz?” sorusu bu çerçevede gerçekten önemlidir….

——————————————————————————————–

[1] Her ne kadar kimlik bölünmesi 1800’lü yıllarda başlamışsa da dinsel tabanlı kimlik hareketinin 1950’den itibaren ivme kazandığını da unutmamak gerekir. Daha doğrusu 1950’yi uyuyan güzelin uyandığı bir milat olarak kabul edebiliriz. “Arapça Ezan” sloganı ise yakışıklı prensin, uyuyan güzelin yanağına dokundurduğu mucizevî öpücüktür.

[2] Ekonominin tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşadığı bir dönemde; işsizliğin tavan yapması, GSMH’nın % 13 düzeyinde küçülmesi, ihracatın dönemsel bazda % 46 kadar düşmesi, milyonlarca insanın icralarla köşeye sıkıştırılmış olması hiçbir şekilde gündeme alınmazken devlet erkini tutanların açılımdan açılıma koşarken devletin yerleşik “müesses nizamı”nı gizli gündemlerle yerle yeksan etme çabaları ancak bu durumla açıklanabilir.

Paylaş
Etiketler: islamıyetMuhafazakarlıkseküler kimliktoplum
Önceki Yazı

Danışmana Özel Servis

Sonraki Yazı

İstanbul’da Yaşayanlar İSMEK’ e Koşun!..

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

İstanbul’da Yaşayanlar İSMEK’ e Koşun!..

Yorumlar 2

  1. Ugur Ozaltin says:
    16 yıl önce

    Spor fanatiklerinin spor musabakalarını cehnneme çevirdikleri gibi ve bazı mafya,karapara aklayıcılarının ve bahisçilerin bu spor dallarını istismar ettikleri gibi dini inançlarda ticarete ve koltuk kavgasına alet ediliyor malesef

  2. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Zaten mesele de bu gerçeğin anlaşılması.
    Kimsenin din min gibi bir kaygısı yok. Din üzerinden sırtını sağlama alma çabası herşey…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap