Bilecik ilinin en büyük eksikliklerinden biri şehre özgü marka değeri olan ürünlerinin bulunmuyor olması.
Milli Bir Sorumluluk Ve Hatta Zorunluluk
Yeni nesil dünya insanı kine değil, öğrenmeye aç. Bu anlamda onları ve kendi insanımızı doyuracak, doğru bilgiyi verecek, mevcut tarihi eserlerimizi en faydalı şekilde sunacak mekânlara acilen ihtiyaç bulunmakta. Mevcut mekânların da sağlıklaştırılması, depolarda çürümeye terk edilmiş nadide eserlerin teşhire açılması, milli bir sorumluluk ve zorunluluktur.
Türkiye Kayı Boyundan başlayarak günümüze taşıdığı hassasiyetlerini, eğitim, görgü ve geleneklerini, ilim, bilim ve kıymetli değerlerini anlatabildiği ölçüde değerini kendi çabalarıyla oluşturacaktır. Bu anlamda köksüz, tarihsiz ülkelerde olan çabanın çok azı dahi bizim için büyük ve değerli adımlar anlamına gelecektir. Bu gün en ufak bir mamulü dahi piyasaya sürerken ayrıntılı bilgi veren tanıtım metinleri hazırlanmakta, ama yüzlerce yıllık tarihimiz bir bakışlık algıya teslim edilmekte. Görünenin ardındaki gerçek idrak edilmediği sürece ayakta kalan tarih işlevini yitirmekte, değersizleşmekte…
Bilecik’e Özgü Bir Lezzet: Ayva Lokumu
Osmaneli’de üretilen ayva lokumu, “Osmanlı Lokumu” adı ile markalaştırılarak şehre gelenlerin tadacakları ve dönüşte yakınlarına götürecekleri Bilecik’e özgü bir değer olarak sunulabilir. Bilecik ilinin en büyük eksikliklerinden biri şehre özgü marka değeri olan ürünlerinin bulunmuyor olması. Örneğin, Bursa’da gelen turistlerin ve ilde okuyan öğrencilerin, askerlerin memleketlerine döndüklerinde kestane şekeri götürmeleri gibi, Bilecik’te okuyan on binlerce öğrencinin, askerin ve gelen turistin dönüşte alacağı Bilecik’e özgü mamuller üretilmeli ve markalaştırılmalı.
Camiler Demişken, Camiler…
Bilecik’in değerli hazinelerinin başında camileri gelmekte kuşkusuz… Merkezde bulunan yıkık minareler, savaşın izlerini taşımakta. Kutsala saygısızlığı, müstekbirleşen zavallı insanın çıkmazını, cüretini ve zavallılığını gözler önüne sermekte. Birçok cami gezmek, tarihine, hikâyesine, onca değerli din kardeşimizle aynı mekânda saf tutmanın paha biçilmez tatmini ile her bir vakti ayrı bir camide ifa ediyoruz, çok şükür.
Pelitözü Göleti…
Merkeze bağlı Pelitözü Göleti’ne gidiyoruz. Burası Abant’tan farksız. Yöre halkı ne kadar şanslı, nefes alınabilecek çok fazla göl, gölet mesire ve piknik alanları var. Belediyenin burada yapmayı düşündüğü büyük bir proje var. Osmanlı oba konseptinin yaşanacağı, misafirlerin otağlarda konaklayacağı, dönem giysileriyle gezilecek, at binme, kılıç kuşanma, cirit atma ile ailecek tarihi mirasın yâd edileceği bir oba-tatil konsepti. Eğlenmenin yanında hat, tezhip, kanun gibi derslerle bilgi-birikimin de artırılacağı çok fonksiyonlu bir tatil anlayışının temelleri İmparatorluğun kurulduğu bu topraklarda yaşatılacak.
Bilecik’in Tarihi Önemi
Yazımızı özet tadında Bilecik’in önemli özellikleriyle nihayete erdirelim:
İlk Osmanlı padişahı Osman Bey’in doğum yeri
Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti
İlk Osmanlı hutbesinin okunduğu yer
İlk Osmanlı akçesinin basıldığı yer
Osmanlı kubbe mimarisine ilk örnek olan Orhangazi Camisi’nin (Kurşunlu Camii) bulunduğu yer
Milli Mücadele’de TBMM’ye ilk telgrafın çekildiği yer
Düzenli ordunun kurulduğu ilk yer
Düzenli ordunun zafer kazandığı ilk yer
Milli Mücadele’nin ilk mehter takımının kurulduğu yer
Dört coğrafi bölgede (Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Ege) toprakları olan tek il
En kaliteli mermerin çıkarıldığı il
İlk Türk İslam eserlerinden biri olan Gözetleme Kulelerinin bulunduğu il
İlk kargo uçağının bulunduğu il
