Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Kul Cumhuriyeti

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
28 Şubat 2012
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye’de nasıl bir eğitim verilecek tartışması aslında Tanzimat döneminden beri sürüp gelmiştir. Tanzimat’ta geleneksel eğitim kurumları (medreseler ıslah edilmek yerine, onlara hiç dokunulmayarak, onların yanına bütünüyle batıdan alınan ve adına “Nizami Mektep”  denilen yeni okullar açılmıştır. Böylece çağın, toplumun ihtiyaçlarına ilgisiz medreseler devam ederken, onun hemen yanı başında ise toplumun özelliklerini, beklentilerini önemsemeyen yeni okullar varlığını sürdürmüştür. 3 Mart 1924’te ise yine toplumun ihtiyaçları, beklentileri hesaba  katılmadan çıkarılan Tevhidi-i Tedrisat yasası ile medreseler tümüyle kapatılmış, bütün okulların idaresi Milli Eğitime bağlanmış, dini eğitim de Milli Eğitimin sorumluluğuna verilmiş gibi yapılmış ama kısa bir süre sonra ise bütünüyle ortadan kaldırılmış yasaklanmıştır. Aslında Tevhid-i Tedrisat bir eğitim faciası olarak böyle başlamış. Kimse itiraz edememiş, itirazı olanlar ise “ibretlik bir şekilde” cezalandırılmış hatta tasfiye edilmiştir.

 

Tevhid-i Tedrisat yasasında doğrudan din eğitimini yasaklayan bir hüküm yoktur. Ancak din eğitimi veren medreselerin kapatılması, din eğitimi görevinin de Milli Eğitim Bakanlığına devredilmesinin ardından, göstermelik olarak açılan İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültesinin bir yıl sonra, istek olmadığı, öğrenci olmadığı gibi inandırıcı olmayan nedenlerle kapatılmasından sonra, din eğitimi tümüyle okul müfredatlarından çıkarılmış, uygulamada ise fiilen yasaklanmıştır. 1946 seçimlerini bin bir hileyle kazanan CHP yöneticileri, halka ve onun en baştaki değeri İslam’a düşmanlıklarını hafifletmek ve halkın gönlünü alarak iktidarlarını devam ettirmek için, 1948’de yapılan parti kurulunda yeniden İmam Hatip Okullarının açılması, okullarda din eğitiminin seçmeli olarak serbest bırakılması ve hacca gitmenin de serbest bırakılması gibi kararları almıştır. Bu kararların ardından başlayan İmam Hatip tartışmaları gündemden hiç düşmeden günümüze kadar gelmiştir.

 

İmam Hatip okulları orta ve lise kısmı diye iki kademeden oluşmuştur. Yedi yıl eğitim veren bu okulların halkın talebine bağlı olarak DP-Menderes döneminde sayılarının hızla artması ile birlikte Tevhid-i Tedrisat yasasının çiğnendiği tartışmaları da hiç eksik olmamıştır. Aslında İmam Hatip Okulları etrafında başlayan tartışmaların asıl nedeni, orada dini/İslami bir eğitimin verilmesi olmuştur. Çünkü din eğitimini Türkiye için tehlike/tehdit görenler buna çözüm olarak; İmam hatip Okullarının sayılarının Diyanet İşlerinin yıllık eleman ihtiyacına göre sınırlandırılmasını ve zorunlu eğitimin beş yıldan sekiz yıla çıkarılarak İmam hatip Okullarının orta kademesinin (ortaokul kısmının) kapatılmasını savunmuştur. Ancak Türkiye’de ki şartlar zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılmasına uygun olmadığından 12 Mart 1971 askeri darbesini yapanların isteği ile İmam Hatip Okullarının orta okul kısmı kapatılmıştır. Ne var ki eğitim işlerinden, Pedegojiden anladıkları hayli şüpheli olan 12 mart darbecilerinin aldığı/aldırdığı bu karar 1974’te CHP/MSP koalisyon hükümeti ile bozulmuş, İmam hatip Okullarının orta okul kısmı bu hükümet döneminde yeniden açılabilmiştir.

 

12 Mart darbecilerinin bu isteğini askeri bürokrasi her zaman sahip çıkmıştır. Uygun gördükleri hükümetlere bu doğrultuda telkinlerde bulunmuştur. 28 Şubat 1997 askeri darbesinde MGK’da alınan 18 maddelik kararların 3. maddesi ise doğrudan zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılmasını öngörmüştür. Halbuki zorunlu eğitimin kaç yıl olacağı, Tevhidi-i Tedrisat yasasının nasıl uygulanacağı gibi konular askeri bürokrasinin görev alanı, yetki alanı içinde değildir. Ancak onlar halkın parası ile/imkanı ile alınan tankları sokaklarda halka karşı yürüterek, halkın temsilcilerini tehdit ederek zorla bu kararı almış ve uygulatmaya başlatmışlardır. Çünkü Necmeddin Erbakan başkanlığında ki koalisyon hükümetinin ortağı DYP’den zorla istifa ettirilen milletvekilleriyle Mesut Yılmaz başkanlığında yeni bir koalisyon hükümeti kurdurulmuştur. Yılmaz hükümetinin şaibeli ihaleleri ve halka baskıları hesaba katılmazsa geri kalan tek icraatı Ağustos 1997’de çıkardığı sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yasasıdır. İşte bu yasaya bağlı olarak İmam hatip Okullarının orta kısımları yeniden kapatıldığı gibi sayıları hızla azaltılmış ve İmam Hatip Lisesi mezunlarının yeterli puan alsalar bile üniversitelerde istedikleri fakültelere gitmeleri engellenmiştir. Bütün bu kararları alan 28 Şubat darbecileri iken uygulamacılar ise Yılmaz hükümeti ve Kemal Gürüz başkanlığındaki YÖK’tür.

 

Hürriyet Gazetesinden Sedat Ergin; “AKP haziran 2011 genel seçimlerine giderken halka sekiz yıllık kesintisiz eğitimi değiştireceğini vaat etmemişti, seçimlerin ardından da kurulan 61. Hükümetin programında da buna yer verilmemişti. Bu yüzden halk ile bir sözleşmeye, vaade dayanmayan bu girişim yanlıştır” diye iddia da bulunmaktadır. (25 Şubat 2012) Oysa aynı Ergin; zorunlu eğitim 1997’de sekiz yıla çıkarılırken benzeri cümleleri Mesut Yılmaz için yazmış mıdır? Zorunlu eğitimi sekiz yıla çıkarıp İmam hatip Liselerinin orta kısmını kapatacağım buna göre bana oy verin demeyen Mesut Yılmaz’ı bunun için gizli bir ajandaya sahip olmakla suçlamış mıdır? Üstelik her türlü zorbalığa baş vurularak DYP’den istifa ettirilen milletvekilleriyle bir hükümet kurmanın demokratik iradeye aykırı olduğu Sedat Ergin söyleyebilmiş midir? Hayır Ergin bütün bunların tersini yazmıştır. Daima demokratik iradeye karşı yapılan baskıların şakşakçısı olmuş Ergin şimdi taşımaya çalıştığı yeni bir iğreti yüzle bu konularda ahkam kesmeye devam etmektedir.

 

Oysa UNESCO verilerine göre dünyada 298 ülke içinde: EI Salvador, Seyşel Adaları, Ruanda, Kenya, Bolize, Şili, Bolivya, Afganistan, Yemen, Arnavutluk, Polonya, Bulgaristan, Virjin Adaları, Dominik Cumhuriyeti, Solomon Adaları, Portoriko’dan oluşan 20 tanesi zorunlu eğitimi kesintisiz olarak ve 8 yıl olarak uygularken geri kalan 278 ülke ise zorunlu eğitimi, 8-12 yıl gibi farklı sürelerle ama kesintili olarak uygulamaktadırlar. Adı geçen 20 ülkenin ise eğitim alanında gelişmişlik düzeyi bakımından iyi durumda olmadığı açıktır.

 

Türkiye’nin sahibi gibi davranan her konuda son sözü biz söyleriz havasında olan TÜSİAD ise Türkiye’yi bir TÜSİAD Cumhuriyeti gibi gördüğünden olmalı ki, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimi 4+4+4 şeklinde kesintili ama 12 yıla çıkaracak hükümet girişiminden duyduğu “kaygıyı” saklamamıştır.

 

Oysa bu girişimle Özdemir İnce’nin iddialarının aksine Türkiye “bir kul cumhuriyeti” olmaktan çıkabilir. (Hürriyet Gazetesi 26 Şubat 2012). 1924 şartlarında tek partinin diktatör uygulamaları ile halka sormadan çıkarılan ve 90 yıldır her uygulamanın uydurulmaya çalışıldığı Tevhid-i Tedrisat yasasının önemli bir eğitim faciası olduğu kabul edilmelidir. Mesleki eğitim daha geç yaşlarda başlamalıdır. Mesleki eğitimin geç erken yaşlarda başlamasının pedegoji açısından bazı sakıncaları olabileceği gibi o mesleki eğitimden vaz geçmek isteyen birisine de “hayır sen 11 yaşında bunu seçmiştin artık vaz geçemezsin” gibi ilkel bir dayatmaya kimsenin hakkı yoktur. Yine bunun gibi mesleki eğitime geç başlamanın da o mesleğin gereği sayılan temel bilgilere vakıf olmakta bazı sakıncalar olabilir. Doğru olan belki erken başlama ile geç başlama arasında bir formül bulunmasıdır. Bu da orta okulda (belki ikinci dört yılda) mesleki eğitim almış bir öğrencinin istemesi halinde bundan vaz geçerek genel lise bölümüne devam edebilme imkanına sahip olmasıdır.

 

Bazı ailelerin inançları gereği karma eğitime karşı çıkmalarını demokratik bir devlet doğal saymalı ve onların bu görüşünü de karşılayacak okulların olmasını sağlamak olmalıdır. Yoksa 100 yılı aşkın bir süredir karma eğitimin dışında faaliyet gösteren erkek liselerine kız öğrenci alınması, kız liselerine ise erkek öğrenci alınması gibi uygulamalar 28 Şubat askeri darbesinde ancak görülebilecek iğreti işlerdir. Halkın taleplerini daima bir tehdit gibi algılayan sorunlu kafalar 1924 Türkiye’sine takılıp kalmıştır. Türkiye’nin bir kul cumhuriyeti olmaktan çıkması her şeyden önce tek parti dogmalarından arınmakla olabilir. Kul Cumhuriyetinin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkelerine ram olan bir anlayış Türkiye’yi bir reaya cumhuriyeti olmaya mahkum edecektir.

 

AKP’nin hazırladığı 4+4+4= 12 yıllık zorunlu eğitim halkın talepleri, ihtiyaçları dikkate alınarak sonuçlandırıldığında devam şartı isteğe bırakılan ikinci dört yıllık dönemde bazı çevrelerde kız çocuklarının okula gönderilmemesi eğilimi bir sorundur. Ancak bu sorunu aşacak en önemli formüllerden belki birincisi ise her okulda behemehal karma eğitim uygulaması zorbalığından vaz geçilmesidir. AKP’nin E.Mumcu, H.Çelik, N.Çubukçu gibi Milli Eğitim bakanlarının Milli Eğitimin temel sorunlardan çok uzak kaldıkları görülmüştür. Ö. Dinçer’in Milli Eğitim personelinin kuşaklar boyu sürüp gelen sorunlarına karşı ilgisiz duyarsız kalmasının yanında hatta “bu personele bu kadarı da fazla” diye özetlenebilecek personel politikasının haksız yanlış yersizliğinin yanında Milli Eğitimin temel sorunlarına ilgisi, nüfuzu ve bu doğrultuda ki girişimleri karamsarlığın fazlası ile egemen olduğu Milli Eğitim camiasında iyimserlik telkin etmektedir.

Paylaş
Etiketler: CHP/MSP koalisyon hükümeti ile bozulmuşdin eğitimi veren medreselerin kapatılmasımedreseler ıslah edilmek yerineYedi yıl eğitim veren bu okulların
Önceki Yazı

28 Şubat post-most Darbesi

Sonraki Yazı

CHP Kongresinin Ardından, 28 Şubat Değerlendirmesi

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

CHP Kongresinin Ardından, 28 Şubat Değerlendirmesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap