Kimlik meselesi. Adın, soyadın, uyruğun, doğum tarihin vb. her zaman yanımızda bulundurduğumuz o kimlik adı altında taşımış olduğumuz mavi ya da pembe kimlik kartlarına dair bizim kim olduğumuzu yansıtan bir belgeden başka nedir ki? Cebimizde taşıdığımızda orda yazmış olan bizi anlatan bütün özelliklere sahip mi oluyoruz yani? Tek ve başka kimseye ait olmayan o belgenin içeriği bize nasıl yansıyor? Adımıza, uyruğumuza, yaşımıza, anamıza babamıza, inancımıza göre hareket edebiliyor muyuz? Bu gerçekten kimliğimizde yazmış olduğu şekliyle bizi anlatıyor mu? İnsanlar bize adımızla seslendiğinde evet buyrun ‘ben’im diye bakıyor muyuz; yoksa bir tereddüt süreci mütemadiyen sürüyor mu bir iki saniyede olsa? Soyadımıza yaraşır bir hayat yaşayabiliyor muyuz? Uyruğumuza göre hareket edebiliyor; kendi gelenek ve göreneklerimize sahip çıkıyor muyuz? İnancımıza yaklaşımımız nasıl? Bizi anlatan bir sembol olarak mı gösteriyoruz kimliğimizi isteyen kişilere yoksa kimliğimizi bile göstermeden anlatabiliyor muyuz nasıl bir insan olduğumuzu?
***
Kimlik meselesi bu. Sadece iki daktilo tuşuyla yazılmış siyah mürekkepten ibaret olmamalı kimliğiniz. Kendi karakterinizle, kişiliğinizle, varlığınızla, alnınızın akıyla, basmalısınız o nüfus müdürünün kimliğinizi onayladığı yeri. Adınızın hakkını verip soy isminize adamalısınız ömrünüzü. Nerden geldiğinizi unutmadan varlığınızı anımsamalı tartmalısınız kendi durumunuzu. Kimliğinizi her adımınızda göstermelisiniz; öyle biri istediğinde cebinizden çıkartmamalısınız o mavi ya da pembe renkli kartı. Memleketinize, uyruğunuza, inancınıza sahip çıkıp ben buyum demelisiniz ve o şekilde yaşamalısınız.
Hayatın prosedürleri karşısında kimlik numarana sığınıp ben de varım bu hayatta diyerek yaşamak ve yılmadan savaşmaktır bu kimlik meselesi. İnancını yerine getirmektir tam anlamıyla. Uyruğuna göre yaşamaktır ve bunun uğruna ölmektir korkusuzca. Soy ismin, lakabın, anan, baban bütün sülalen..
Nedir var olmanın nefes almaktan başka bir diğer kanıtı? Kimliksiz, kişiliksiz, vurdumduymaz, mecbur olunduğu için yaşamak kadar yoksul insanların yaşadığı bu dünyada senin bu gruba olan katkın ne derece fazla? Yaşamış olduğun hayat kaliten neyi ifade ediyor? Nedir başka o kimliğinde yazan ama uygulamadığın lafta seni anlatan karakterin? Yaşına uygun bir olgunluğun var mı? Kim olduğunun farkında mısın? Ne olduğunun, ne amaçla burada yaşadığının, işgal ettiğin yer açısından ne ifade ettiğin? Mavi ya da pembedir cebindeki kimlik kartın; bunu bilmek de bir meziyettir aslında. Mavinin de kendine özgü hal ve hareketleri vardır pembenin de. Bunun farkında olup da buna göre yaşayan insan siluetlerini gösterin bana. Hadi örnekleyin tanımladığım durumu. Ben diyebilir misiniz bir solukta? Bir projeksiyon perdesinde verdiğin örnek, kromozomlarında taşımış olduğun kendi varlığının silueti olabilir mi daha sonra? Bunu yapabilir misin gerçekten. Kendini de artık şimdi olmasa da ileride örnek verebilir misin?
Varlığınızı hiç kimsede olmayan parmak izlerinizden birine çevirin. Herkes kimliğinizi görmeden sizin nasıl bir insan olduğunuzu bilsin artık. Taşımayalım o kimliğimizi cebimizde süs niyetine. Kimlik meselesi mesele olmaktan çıksın artık.
Sözde Türk olmayalım ya da Müslümanlığımızı lafta söylemeyelim. Almanya’da bir barda içki içerken arkadaşı Hans’a Müslüman olması telkininde bulunan Hasan’ın durumu gibi olmasın bizim de yaşam tarzımız.
Bizi biz yapan durumlara inat değerlerimize, inancımıza ve uyruğumuza ihanet ettiğimiz zamanlar kimliğimizi bulamayacağımızın apaçık göstergesidir bu kimlik meselesi.
