Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 7, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M.Nihat MALKOÇ

Oruç Benim İçindir!

M.Nihat MALKOÇ Yazar M.Nihat MALKOÇ
10 Ağustos 2011
M.Nihat MALKOÇ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hayata hayat katan ramazan ayı nice güzellikleri beraberinde getiriyor. Bu ay Müslümanların heyecanını ve manevî şevkini artırıyor. Camiler müminlerle dolup taşıyor. Ramazanın nuruyla geceler sanki gündüzleşiyor. Ağızlar hayra açılıyor, gıybetin kapıları sıkıca kapatılıyor. Kardeşlik ruhu hayata hâkim oluyor. Eller duaya kalkıyor. Rabbimiz kalkan o mübarek elleri boş çevirmiyor; dualar diğer aylara göre daha makbul sayılıyor.

Orucun farz oluşu ve mahiyeti hakkında birçok ayet ve hadis vardır. Oruçla ilgili yüce Rabbimizin kullarına hitaben söylediği şu sözler şayan-ı dikkattir:  “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir.” (Bakara, 184)

İslamiyet’in ne kadar insanî, merhametli ve insaflı bir din olduğunu yukarıdaki ayet de açıkça göstermektedir. Zira oruç sayılı günlerdir. Bazen 28, bazen de 29 gündür. Ya altı ay olsaydı biz kullar bunun altından nasıl kalkardık? Daha da ileri gidip her gün oruç tutmak farz kılınsaydı kulların bunu yerine getirmesi ne kadar da güç olurdu. Rabbimiz kulun tahammül gücünü bildiği için orucu bir ayla sınırlı tutmuştur. Yine bu ayette Rabbimiz hastalara da oruç kolaylığı tanıyor. ‘Hasta veya sıhhatli fark etmez, herkes oruç tutacak’ demiyor. Yolculara orucu şart koşmuyor. Yolculuk sırasında onlara kolaylık tanıyor. O haldeyken onları oruçtan muaf tutuyor. Hasta iyileşince, yolcu mukim olunca tutmadığı oruçları tutmalarını emrediyor. Şayet hastanın ömrü boyunca iyileşme imkânı yoksa tutamadığı oruçlara karşılık olmak üzere fakirlere fidye vererek bu borçlardan kurtulma imkânı tanıyor.
İşte kolaylık dini böyle olur.


Kulluk bakımından bütün ibadetler önemlidir. Fakat Rabbimiz oruca ayrı bir kıymet ve ehemmiyet veriyor. Bunu Rasûlullah Efendimiz(sav)’in şu hadis-i şerifinde açıkça görüyoruz: “Aziz ve celîl olan Allah ‘İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim’ diyor.”(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)


Yüce Rabbimiz acaba niçin oruca böyle özel bir önem veriyor? Onun sevabını kendisinin özel olarak tayin edeceğini belirtiyor. Çünkü oruç, kulun samimiyetinin en açık göstergesi olan bir ibadettir. Şeytan, kulu ibadetten alıkoymak için elinden geleni yapar, çırpınır durur; tabir caizse kırk dereden su getirir. Sonuçta kul şeytana kanmaz, ibadetine devam ederse bu sefer de şeytan onu ibadetlerin afeti olan riya çukuruna itmeye çalışır.


Namazda, zekâtta, hac’da riya olabilir ama oruçta riya olmaz. Riya pisliği oruca bulaşamaz. Riya içinde oruç tutan kimse olmaz. Zira böyle bir durumda kişi gizli yerde yiyip içebilir, orucu bozan işler yapabilir, oruç tutmadığı halde oruçluymuş gibi görülebilir; bu sefer de ortada ‘oruç’ diye bir şey kalmaz. Demek ki kişi, kurallarına riayet ederek oruç tutuyorsa o oruç riyadan uzaktır. Böyle olduğu için de Allah o oruca çok kıymet verir. Onun için de onun sevabını kendisi tayin eder. Bu tayin edilen sevap da takdir edersiniz ki çok büyüktür. Kim bilir bu sevap havsalamızın alamayacağı kadar büyük bir sevaptır. Ne mutlu sınırlarını kulun tahmin edemeyeceği bu büyük sevaba erişenlere… Ne mutlu orucu hakkıyla tutanlara…


Oruç mideyi dinlendirdiği gibi, zihni de dinlendirir ve terbiye eder. Yıl boyunca tıka basa doldurulan mideler ramazanda tabir caizse bayram eder. Oruç tutan kişinin midesi bir anlamda tadilattan geçirilir. Fakat biz midemiz sıhhate kavuşsun diye oruç tutmuyoruz. Müslümanlar orucu Allah rızası için tutarlar. Bazılarının sandığı gibi oruç bir çeşit ‘rejim yapmak’ değildir. Orucu kilolarını vermek için tutanların yaptığı iş ibadet olamaz. Fakat orucu Hakk’ın emri olduğu için, kulluk şuuru içerisinde tutanlar hem bedenlerini hem de ruhlarını tadilattan geçirirler. Bu bahtiyar kişiler tabir caizse bir taşla iki kuş vurmuş olurlar.


“Oruç benim içindir” diyen ve kullarını nihayetsiz nimetlerle rızıklandıran yüce Rabbimize şükürler olsun. Ne mutlu bize ki bu yıl da oruç tutma bahtiyarlığına kavuştuk.

 








 

 

Hayata hayat katan ramazan ayı nice güzellikleri beraberinde getiriyor. Bu ay Müslümanların heyecanını ve manevî şevkini artırıyor. Camiler müminlerle dolup taşıyor. Ramazanın nuruyla geceler sanki gündüzleşiyor. Ağızlar hayra açılıyor, gıybetin kapıları sıkıca kapatılıyor. Kardeşlik ruhu hayata hâkim oluyor. Eller duaya kalkıyor. Rabbimiz kalkan o mübarek elleri boş çevirmiyor; dualar diğer aylara göre daha makbul sayılıyor.

Orucun farz oluşu ve mahiyeti hakkında birçok ayet ve hadis vardır. Oruçla ilgili yüce Rabbimizin kullarına hitaben söylediği şu sözler şayan-ı dikkattir:  “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir.” (Bakara, 184)

İslamiyet’in ne kadar insanî, merhametli ve insaflı bir din olduğunu yukarıdaki ayet de açıkça göstermektedir. Zira oruç sayılı günlerdir. Bazen 28, bazen de 29 gündür. Ya altı ay olsaydı biz kullar bunun altından nasıl kalkardık? Daha da ileri gidip her gün oruç tutmak farz kılınsaydı kulların bunu yerine getirmesi ne kadar da güç olurdu. Rabbimiz kulun tahammül gücünü bildiği için orucu bir ayla sınırlı tutmuştur. Yine bu ayette Rabbimiz hastalara da oruç kolaylığı tanıyor. ‘Hasta veya sıhhatli fark etmez, herkes oruç tutacak’ demiyor. Yolculara orucu şart koşmuyor. Yolculuk sırasında onlara kolaylık tanıyor. O haldeyken onları oruçtan muaf tutuyor. Hasta iyileşince, yolcu mukim olunca tutmadığı oruçları tutmalarını emrediyor. Şayet hastanın ömrü boyunca iyileşme imkânı yoksa tutamadığı oruçlara karşılık olmak üzere fakirlere fidye vererek bu borçlardan kurtulma imkânı tanıyor.
İşte kolaylık dini böyle olur.


Kulluk bakımından bütün ibadetler önemlidir. Fakat Rabbimiz oruca ayrı bir kıymet ve ehemmiyet veriyor. Bunu Rasûlullah Efendimiz(sav)’in şu hadis-i şerifinde açıkça görüyoruz: “Aziz ve celîl olan Allah ‘İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim’ diyor.”(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)


Yüce Rabbimiz acaba niçin oruca böyle özel bir önem veriyor? Onun sevabını kendisinin özel olarak tayin edeceğini belirtiyor. Çünkü oruç, kulun samimiyetinin en açık göstergesi olan bir ibadettir. Şeytan, kulu ibadetten alıkoymak için elinden geleni yapar, çırpınır durur; tabir caizse kırk dereden su getirir. Sonuçta kul şeytana kanmaz, ibadetine devam ederse bu sefer de şeytan onu ibadetlerin afeti olan riya çukuruna itmeye çalışır.


Namazda, zekâtta, hac’da riya olabilir ama oruçta riya olmaz. Riya pisliği oruca bulaşamaz. Riya içinde oruç tutan kimse olmaz. Zira böyle bir durumda kişi gizli yerde yiyip içebilir, orucu bozan işler yapabilir, oruç tutmadığı halde oruçluymuş gibi görülebilir; bu sefer de ortada ‘oruç’ diye bir şey kalmaz. Demek ki kişi, kurallarına riayet ederek oruç tutuyorsa o oruç riyadan uzaktır. Böyle olduğu için de Allah o oruca çok kıymet verir. Onun için de onun sevabını kendisi tayin eder. Bu tayin edilen sevap da takdir edersiniz ki çok büyüktür. Kim bilir bu sevap havsalamızın alamayacağı kadar büyük bir sevaptır. Ne mutlu sınırlarını kulun tahmin edemeyeceği bu büyük sevaba erişenlere… Ne mutlu orucu hakkıyla tutanlara…


Oruç mideyi dinlendirdiği gibi, zihni de dinlendirir ve terbiye eder. Yıl boyunca tıka basa doldurulan mideler ramazanda tabir caizse bayram eder. Oruç tutan kişinin midesi bir anlamda tadilattan geçirilir. Fakat biz midemiz sıhhate kavuşsun diye oruç tutmuyoruz. Müslümanlar orucu Allah rızası için tutarlar. Bazılarının sandığı gibi oruç bir çeşit ‘rejim yapmak’ değildir. Orucu kilolarını vermek için tutanların yaptığı iş ibadet olamaz. Fakat orucu Hakk’ın emri olduğu için, kulluk şuuru içerisinde tutanlar hem bedenlerini hem de ruhlarını tadilattan geçirirler. Bu bahtiyar kişiler tabir caizse bir taşla iki kuş vurmuş olurlar.


“Oruç benim içindir” diyen ve kullarını nihayetsiz nimetlerle rızıklandıran yüce Rabbimize şükürler olsun. Ne mutlu bize ki bu yıl da oruç tutma bahtiyarlığına kavuştuk.

Paylaş
Etiketler: dininsanoru çRamazanyaşam
Önceki Yazı

12 Mart 1971 Muhtirası ve Ordu

Sonraki Yazı

Devlet’in Dikkatine!. Menfur Tuzak: Özerk Kürdistan

M.Nihat MALKOÇ

M.Nihat MALKOÇ

İlişkili Yazılar

M.Nihat MALKOÇ

Tarih Milletlerin Hafızasıdır

24 Eylül 2023
5k
Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir
Eğitim

Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir

17 Eylül 2023
5k
Genel Eğitim

Önce Ahlak ve Maneviyat

10 Eylül 2023
5k
Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar
Etkinlik

Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar

10 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

Devlet’in Dikkatine!. Menfur Tuzak: Özerk Kürdistan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Angarya Değil Bu İş

07 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Eller Taşın Altında

07 Aralık 2025
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap