Öykü fıkra. Osmanlıya dair. Geleneklerine düşkün misafirini tanrı misafiri kabul edip nesi varsa misafirine sunan Anadolu insanı. Öbür yandan. Kendilerine ya da halkına güvenemediğinden halkının içine onlardan biri olarak ile çıkmaktan korkan sultana dair öykü. İbretlik noktaları ev sahibinin işine karışılmayacağı. Hayvan itin yeni çerilerden daha fazla söz dinlediği. Yörüğün de bu durumu korkusuzca haykırmasıdır.
Dün despotizmin başı böyle ikiyüzlü, Halkın arkasından dolanıp 2 puan alma çabasındaki yönetici erk e yönelik bu fıkra gerçeğin çok azı. Osmanlı bazılarınca övünç kaynağı olsa da: Halka rağmen yönetim olduğundan. Övünülen imparatorluğu ya da çok geniş bir coğrafya da halkların gönüllü birliğini, mutluluğunu sağlayacak, bir üretim ve paylaşım ilişkisi kuramadığından tarihteki yerini almıştır. Bize de Osmanlının halka rağmen tutumu yadigâr kalmış. Bu günkü yöneticilerimizde bu HALKA RAĞMEN durumu sürdürmekte, Bu asalak üretim ve tüketim biçimini.
Devlet zoru ile sarmalanmış. İslam despotizmi ile güneşte kurutulmuş kerpiççi mantık ve davranış biçimi bu günde sürmektedir, sürdürülmektedir. Bu gün Milli iradeyi dillerine pelesenk eden cumhuriyet dönemi yöneticilerinin önceli Osmanlının tutumunu sürdürmesi. Hatta bu durumu Osmanlıya rahmet okutacak düzeye vardırması. Bu gün biz halkın kabulleneceği bir durumudur. İleri demokrasi, halk iradesinin tecellisi, ya da demokrasi denen şey 30 yıldır yaşadıklarımıza tüy diken seçim dönemindeki yaşadıklarımız mıdır? Tabi bu soruyu sorma hakkına en çok hakları gasp edilen. Neredeyse her toplantısına saldırılan. Meşru siyaset alanının dışına itilmek için her türden saldırıya maruz kalan emek, Demokrasi, barış ve kardeşlik güçleridir.
Balkon konuşması ile saltanatın sarayının balkonundan yörük ağasını seyreden konumundaki sultan edasıyla konuşan, “Helalleşen” baş bakan. Devşirmeler arasından dün çıkıp bu gün padişah olmuş gibi konuşmaktadır. Niye böyledir. Başbakanımız. Patagonyadan dün gelipte bu gün başbakan olmamıştır. Baş bakanımızın kendi deyimi ile ustalık dönemi. Üçüncü kez başbakan olduğu dönemdir. Bu Nedenle devletin güvenlik güçlerinin halka davranış biçimleri ortada, Mahkemelerin yargısız tutuklama süreleri bu durumda, kürt kalkının barış ve kardeşlik istencine saldırı her yönü ile insaf, ölçülerine sığmayacak düzeyde sürdürülürken. Belli ki başbakanımız sadrazamının yörüğe tokat atması için plan yapan padişah konumundadır. O helalleşir görünürken güvenlik güçleride sarayın kapısında Yörük ağasına gerekli ilgi ve şefkati gösteren yeniçeriler gibi davranmaktadır. Baş bakan durun vurmayın diyor da güvenlik güçleri onu duymamazlıktanmı geliyor. Yoksa danışıklı dövüş mü sürüyor.
