Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nur ERSEN

Geç Kalacağız

Nur ERSEN Yazar Nur ERSEN
13 Temmuz 2009
Nur ERSEN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Fatma Teyze yatağa girmeden önce karyolasının başucundaki Saatli Maarif takviminden bir yaprak daha kopardı elleri titreyerek. Görebilmek için iyice kıstığı çukura kaçmış mavi gözlerini ertesi günün yaprağına iyice yaklaştırdı. “Beklediğim gün geldi işte” dedi Yer yer dökülmüş kirpiklerinin arasından süzülen yaşları sildi. Kalbi okula başladığı ilk günkü gibi, heyecanla çarpıyordu.

Yatağına uzandı uzanmasına, ama sabaha dek uyumamaya kararlıydı.

***

Gece çok uzun olacaktı onun için. Zaman geçmeyecek, güneş doğmak bilmeyecekti bir türlü. Kim bilir kaç yılı sığdıracaktı bu bitmez saatlere.

Anıları da rahat bırakmayacaktı Fatma Teyzeyi.

Eski günlerine dönecek, siyah önlüğünü giyecek, beyaz, kolalı yakasını takacak, cebine ütülü beyaz mendilini, tahta çantasına mavi kaplı kitabını, kırmızı kaplı defterini, kurşun kalemini, silgisini koyacaktı. Sevinç içinde okuluna gidecek, tahta sıraların dost kucağına oturacaktı mutlu bir şekilde. Adını yazacaktı sayfalarının ucu kıvrılmış sarı yapraklı defterine. Mis gibi kalem-silgi kokacaktı saçı başı. Tebeşir tozlarına bulanacaktı önlüğü. Seke seke evin yolunu tutacaktı okul çıkışında.

Babaannesi gelip dikilecekti yanı başına. Her zamanki gibi başından hiç düşürmediği beyaz yazmasını kulaklarının arkasına atacak, kalın kaşlarının altından kararlı bakan iri siyah gözlerini açacak, elinden hiç düşürmediği bastonunu kaldırıp: “Fatma’m bundan sonra okula getmeyecek!” diye bağıracaktı o gür sesiyle. Çözecekti Fatma’nın boynundan beyaz kolalı yakasını, soyacaktı üzerinden mis gibi kalem kokan, silgi kokan, tebeşir tozuna bulanan önlüğünü, söküp çıkaracaktı sevincini, umutlarını önlüğüyle birlikte üzerinden. Parça parça ettiği defter yapraklarını attığı alevlerin arasında, Fatma’nın minik yüreğini de yakacaktı.

“Ah bu gece bir bitse! Saatler yediyi bir gösterse!” diyerek dönüp duruyordu yatağında.  

***

Her sabah kapının önünden ellerinde çantalarıyla okul yolunu tutan akranlarını izlerken bir sızı çökerdi minik Fatma’nın yüreğine. Okul dönüşü neşeyle hoplayan çocukların sevincini gördükçe boğazındaki düğüm biraz daha büyür, biraz daha sıkıştırırdı nefesini. Yüreğinde durmadan kanat çırpan ümit kuşunun ise tükenmek bilmezdi nefesi. Yorulmazdı çırpınmaktan kanatları. “Susturma ümidini Fatma!” derdi her defasında.

Bir anası anlamıştı Fatma’nın halini. Bir o yanmıştı kendisiyle birlikte. Bir anasının gözyaşları karışmıştı Fatma’nın gözyaşlarına. Babası eğitimli bir adamdı, memuriyetteydi, ama yine de Fatma’nın babaannesinin havaya kalkan bastonunun önünde saygıyla eğilerek: “Tabi anam, sen ne dersen o olur,” demişti. “Benim kızım okula gidecek, kimselere muhtaç olamadan mektuplarını kendi yazacak, imzasını kendi atacak. Okumak medeniyettir, kızım kendi haklarını öğrenmek için okuyacak,” diyememişti. “Kızım sokak tabelâlarına bakarak yolunu bulacak, gazete okuyacak, dünyadan haberi olacak,” diye karşı çıkamamıştı; hatta uzanan o bastonun hükmü ile “Benim torunum okulda erkek çocuklarla oyun oynamaya getmeyecek” dediğinde bile: “O nasıl söz ana” diyemeyip başını öne eğmişti.

Daha on üçündeyken, “Bu kız gözelleşti, serpildi, büyüdü. Kız kısmısını bekletmeye gelmez oğul, yarın kapına yan bakan çok olur, başımız yere gelir, ilk kısmeti geldi miydi he diyeceksin” dediğinde: “O daha çocuk anam. Yazık değil mi Fatma’ma!” da diyememişti. Yine aynı cevabı vermişti.  “Tabi anam sen ne dersen o olur”.

***

Çocuk yaşta ana olmuştu Fatma Teyze. Ayşe’nin, Ali’nin anası olmuştu… Onlar okula başladığında kendisi başlamış kadar sevinip sabaha kadar gözyaşı dökmüştü okulsuz geçen yıllarına. Kaç geceler onların gizli gizli çantalarını açmış, defterlerini kitaplarını karıştırmış, dergilerindeki boyalı resimlere bakıp bakıp iç geçirmişti de atamamıştı içinden sevdasını. “Arkadaşlarımın anaları okuma yazma biliyor, derslerine yardım ediyor,  sen niye okumadın ana?” diye sormasalardı bir de… Onun ezikliği her şeyden de kötüydü. “Okutmadılar oğul,” dese de ne anlasındı bebeler? Ama onları okutmalıydı, onlar okuyup adam olmalıydı. Hem de Ayşe’yi en yüksek okullara göndermeliydi. Ahdetmişti. Kendisi çok zorluk çekmiş, çok horlanmıştı. Yeri gelmiş beş kuruşa muhtaç olmuştu. Kızı okuyup çalışacak, kendi parasını kazanacaktı, erkeğine destek olacak, toplumda kabul görecekti.  Elinde diplomasıyla gelince Ayşe’si kendi almış kadar sevinmişti. “Ben göremedim, evladım gördü” deyip şükür etmişti Allah’ına.

Yetmiş beş yaşına merdiven dayamıştı Fatma Teyze. Cahillik, yoksulluk, genç yaşta dul kadın olmak, her şeye rağmen çocuklarını okutmak için mücadele vermek çok yük bindirmişti sırtına; ama içindeki sevdası ilk günkü kadar taze kalmıştı. Umut kuşunu soracak olursanız o hiç yorulmamıştı. “Bir gün, bir gün sevdana kavuşacaksın” demişti her kanat çırpışında.

***

Tan yerinin ağarmasına az kalmıştı ki gözleri daha fazla dayanamadı bu yorgunluğa. İçi geçti, gözkapakları indi. Tatlı bir uyku alıp götürdü Fatma Teyze’yi.

 Uyumak istemiyordu oysa…

Çok geçmeden, odasına heyecanla giren Merve’sinin “Uyan anneanneciğim uyan, okula geç kalacaksın.” diyen o tatlı sesiyle fırladı yataktan. 

Uyku sersemliğiyle:

“Ne oldu, ne okulu karagözlüm?” dedi çukura kaçmış göz kapaklarını ovuşturarak.

“Anneanneciğim, ne okulu olacak, ANA–KIZ OKULU işte. Bak, takvimin 11 Eylül’ü gösteriyor. Ne mutlu sana, bu gün okulun açılıyor. Bundan sonra ikimiz her gün birlikte çıkacağız evden. Ben okuluma, sen okuluna. Haydi, kalk. Elini yüzünü yıka, dişlerini tak, kahvaltını et, bastonunu al, bir an önce çıkalım, yoksa okullarımıza geç kalacağız.”

www.birharf.net 

Paylaş
Etiketler: Eğitimkültüryaşam
Önceki Yazı

EKK’ya Öneri!

Sonraki Yazı

Boşnaklar, Azeriler ve Uygurlar – III

Nur ERSEN

Nur ERSEN

İlişkili Yazılar

Nur ERSEN

Haydarpaşa Garı Yanarken!

06 Aralık 2010
5.1k
Nur ERSEN

Okyanusu Göle Sığdırmaktır Şiir

30 Ekim 2010
5k
Nur ERSEN

Birharf II. Nesir Yarışması

16 Temmuz 2010
5k
Nur ERSEN

Şiir – Hikaye – Roman Yarışma

24 Haziran 2010
5k
Sonraki Yazı

Boşnaklar, Azeriler ve Uygurlar - III

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap