Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Fukuşima, Türkiye ve Bozulan Ezber

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
12 Nisan 2011
Kemal ÖZER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Japonlar, ABD başkanı Truman’ın koşulsuz teslim çağrısını reddedince, tarihin en acı felaketinden biriyle karşı karşıya kalırlar.

 ABD, bir ilki gerçekleştirir ve 6 Ağustos 1945’de Hiroşima’ya, üç gün sonra da Nagazaki’ye iki atom bombası atar. İki şehirde bir an da 214 bin kişi ölür. Milyonlarca insan, ruh ve beden sağlığını kaybeder. Bu vahşetin insan, diğer canlılar ve çevreye etkileri halen de devam etmekte.
 
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan nükleer bombaların üretiminde en büyük rolün, bugünün en ünlü GDO’cusu olan Monsanto olduğunu not edip, bugüne geçelim.
 
Japonlar bu kez de –henüz gerçek sonuçları tam olarak kestirilemeyen– bir nükleer santral kazası ile karşı karşıya.
 
Bu kaza, –bir ülke hariç– tüm dünyayı tedirgin etmeye yetti. Tedirgin olmak bir yana, nükleer sevdası iyice depreşen o ülke ise Türkiye.
 
Başbakan Erdoğan, nükleer enerjinin riskini, tüp gaz riskine benzetti. Nükleer enerji karşıtlarını ‘Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz? Karşı çıkanlar bilgisayar kullanmıyor mu, televizyon seyretmiyor mu?’ diyerek eleştirdi. Böylece, hem Fukuşima’dan ne kadar ders almadığımızın işaretlerini verdi, hem de siyasilerin kamuoyu tepkisini ne kadar ciddiye aldığını gösterdi.
 
Hızla seçime koşan bir ülkenin siyasetçisinden beklenen, ‘Evet, Japonya’da arzu edilmeyen nükleer bir kaza meydana geldi. Bu durum, nükleerin güvenilirliğini bir kez tartışmamızı zorunlu hâle getirdi. Herkes eteğindeki taşı döksün. Eksik bıraktığımız bir yön varsa, yanlış bir adım içerisindeysek, kararımızı gözden geçirmeye hazırız’ diyebilmesiydi.
 
Avrupa Birliği’nde, nükleer karşıtlığı bize oranla çok büyük. Hatta öylesine etkinler ki; ülkelerinin santrallerini peş peşe kapattırmakla kalmayıp, yetkilileri yeni alternatif arayışlara yönlendirmekteler.
 
Oysa bizde az sayıdaki endişeli insanlar; ülkelerini, tabiatı ve insanları koruma aşkı nedeniyle küçümseniyor hatta alay ediliyorlar. Hatta Enerji Bakanı tarafından “bekârlık nükleer enerjiden daha tehlikeli” diyerek gûya aşağılanıyorlar.
 
Toplumun çağrılarına kulak tıkamak bir yana, aşağılanmalarını anlamlandırmakta zorlanıyorum.
* * *
26 Nisan 1986 günü, şu an Ukrayna sınırlarında, ancak o tarihte SSCB’ye ait olan Çernobil nükleer reaktöründe tarihin gizlenememiş (gizli yapılan çok sayıda nükleer deneme var) ikinci büyük nükleer faciası yaşanmıştı. Olumsuz etkileri hâlen devam eden bu facianın zararları, bu ülke siyasetçilerince aralıksız gizlenmişti. Dönemin Bakanı Cahit Aral, radyasyonlu çay içerek, gûya toplumu iknaya çalışıyordu. Kimilerince sadece Karadeniz’de yaşayanların etkilendiği dile getirilmişti. Oysa bugün radyasyon etkisinin Türkiye’nin her bölgesine –gıda başta olmak üzere çok sayıda araçla– ulaştığı artık tartışmalı değil.
 
Çünkü çok değil daha üç hafta önce ‘Paleo-Van’ araştırması kapsamında gölün derinliklerinden alınan numunelerin analizlerinde, Çernobil nükleer kazası sonucu ortaya çıkan radyoaktif serpintilerin hâlâ var olduğu tespit edildi. Bu araştırma, inkâr politikalarının anlamsızlığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
 
Bugünlerde tarihinin en derin krizlerinden birini yaşan TÜSİAD’ın Başkanı Ümit Boyner,  Türkiye’nin anlamakta zorlanılan nükleer santral ısrarına, ‘Türkiye’nin nükleer santralleri körü körüne sahiplenmesi söz konusu olamaz. Bu karar sürecinin dayatmacılıktan uzak ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi elzemdir’ diyerek çok isabetli bir eleştiri getirdi.
 
Dünyaya baktığımızda ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere, Kuzey Kore, Hindistan, Pakistan ve İsrail’de nükleer silah bulunuyor. Geçmişte, halkı fakirlikten bîtap düşmüş Afrika ülkeleri dâhil, nükleere ilgi duymayan kalmamış. Her ne kadar hâlen İran üzerinde bir baskı aracı olarak tutulsa da, nükleer pazarlaması batılı ülkeler için çok kârlı bir alan.
 
Türkiye’nin nükleere ilgisi pek tabidir ki yeni değil. Ancak, ilk kez bu kadar kararlı gözüküyor. Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler, 2006’da yaptığı bir açıklamada, “Dünyada çok ülkede var. Önlem alınırsa bir şey olmaz” demişti.
 
Bugün gördük ki, Japonya alınabilecek her türlü önlemi aldı ama olanlar ortada. O dönemin milletvekillerinden Remzi Çetin’de, nükleer santralin kendi şehri Konya’ya kurulmasını talep ederek, ‘hizmet aşkıyla(!)’ yandığını göstermekten geri durmamıştı.
 
Nükleer santraller elbette ucuza enerji üretiyorlar. Keşke her şey bu kadar basit olsa. Hiç kimse madalyonun öteki yüzünden bahsetmiyor. Oysa nükleer enerjinin ekonomik enerji kaynağı olduğu kadar, açığa çıkardığı atıkları ve etkisi, 100 bin yıl sonra bile devam ediyor. Amerika gibi gelişmiş ülkeler –yasak olmasına rağmen– atıklarını ya çöllere, ya açık denizlere, ya da fakir ülkelere bırakıyor. Yeraltında depolanmış olanlarının bile sızıntıya karşı, en az 300 yıl boyunca denetlenmesi gerekiyor. Türkiye bütün bunları yapabilecek bir ülke mi sizce?
 
Ayrıca yer altında güvenli bir şekilde saklandığı söylemi ne kadar güvenli? Söz konusu bu güven dünyanın en güvenli santrallerinden biri olarak gösterilen Fukuşima Nükleer Santrali’ne benzerse bu dünyanın vay haline. Vay gelecek nesillerin başına geleceklere.
 
‘Ermenistan’da bile var, o halde biz yapalım’ gibi bir fantezi, ‘komşu intihar etti biz niye etmiyoruz?’demekten farklı mı?
 
Kimilerimiz yine siyasi taassuplarını devreye sokup, ‘Başbakanımız bütün bunları düşünmüştür’ diye yorum ve epostalar gönderebilirler. Şimdi de sormak istiyorum. Değerli Başbakanımız hata yapamaz mı? Sayın Başbakanı yanlış yönlendiremezler mi? O insan değil mi?
 
Danışmanlarının kendilerini yanlış yönlendirerek, tohum ve GDO yasalarında hata yaptığını görmedik mi?
 
Elbette gördük? Bizzat ben gördüm. Sayın Başbakanın bendenizle mutlaka görüşmesi talimatı verdiği başdanışmanı, benimle defaatle görüştü. Ama başdanışman, bizim görüşlerimizi öğrenmek bir yana, kendini bizi iknaya memur etmiş gibiydi. GDO’yu yararlı göstermek adına bazı ayetleri çarpıtarak gûya Kur’an-ı Kerim’den deliller bile getiriyordu. Hazırladığı bu çarpık raporunu, -resmi titrini de kullanarak- Din İşleri Yüksek Kurulu’na bile sunmuştu. Muhtemeldir ki, Kurul’un ikilemi de bu yüzdendi.
 
Nükleer meselesinde de bazı etkin çevreler ve lobilerin etkisi altında kalan kimi kimseler, Başbakanımıza yanlış bilgi veriyor olamaz mı? Bal gibi de olur.
 
Nasip olursa konuyu başka boyutlarıyla ele almaya devam edeceğiz.
 
Paylaş
Etiketler: abdatılan nükleer bombalarınHiroşima ve Nagazaki’Hızla seçime koşan bir ülkeJaponlarTedirgin olmak
Önceki Yazı

CHP’de Büyük Tasfiye

Sonraki Yazı

“Yaşamda Kalite Ödülü” ve Ankara

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

“Yaşamda Kalite Ödülü” ve Ankara

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap