Geçmiş seçimlerde yaşanmışlıkları şöyle bir düşünürsek. Her seçmen, en az iki farklı partiye oy vermiştir.
Türkiye’de hiç kimse yoktur ki, 60 yıldır aynı partiye oy vermiş olsun.
Önümüze halkın sorunlarını çözecek diye konulan partiler, neden kısa sürede itibar kaybediyor, ya da küçülüp eriyorlar?
Bu hususun, çok önemli bir siyasi ve sosyolojik araştırma konusu olduğunu biliyorum.
Bu kerhen oy verme konusunun, Türkiye’nin istikrarsız yaşamının esası olduğunu düşünürüm.
Kerhen, yani istemeye istemeye oy vermek.
Şimdi bir seçime daha gidiyoruz.
Seçmenler gene kerhen oy verecekler.
Türkiye’ de yer etmiş, birkaç “ana akım siyaset” var.
Mesela AKP’yi ele alalım.
Görünürde, AKP’ye oy verenler, AKP’yi Müslüman bir parti, halkın örf ve adetlerine göre hareket eden, devletçiliğe karşı, tüccarın yanında bir parti olarak gördükleri varsayılmaktadır.
Vitrin ve cila bu düşünceler etrafında dolandırılarak, AKP’ye oy isteniyor. Ama buna rağmen AKP’ye oy verenlerin “çoğunun kerhen oy veriyor” oldukları muhakkak.
Kerhen veriyorum demese bile, birçok şeyden rahatsız. Hele medyanın bombardımanı altında kalan kişi, kendine göre bir çıkış bulamadığı için AKP’ye oy veriyor.
Gelelim CHP’ye; CHP’nin aldığı oylar da kerhen oylardır.
“AKP’den Kurtulmak”, CHP’nin ana düşüncesi ve iktidar olma ilkesidir. (Gerçi Amerika ona muhalefet görevinden başka görev vermiyor. İktidar olamazsın, sana verdiğim muhalefet görevi bile sana fazla diyor.)
Daha önceki seçimlerde, küçük ama bağımsızlıkçı partiler oy verirseniz oylarınız boşa gider propagandası yapılmıştı. Dolayısı ile CHP’yi tercih etmeyen çok kimse kerhen CHP’ye oy vermişti.
Peki, Türk halkının kaderi, hep böyle istemeye istemeye oy vermeye mi mahkûmdur?
Evet.
Önümüze konulan partiler, yönetmek için yönetime talip değillerdir. Türkiye’deki partiler halkın karşısına başka söylemlerle, Amerika ile görüşürken başka söylemler ile yol alırlar.
Çünkü kim Amerika’ya daha fazla teminat verirse, Amerika o partiyi destekler. Amerika bu teminatları alırken, sadece kendine kapalı kapılar arkasında söylenmiş sözlere bakmaz. Bu sözlerin halk önünde de söylenmiş olmasına bakar.
Onun için CHP heyeti Amerika’ya gitmeden önce, Kılıçdaroğlu “AKP halkı ABD’ye kışkırtıyor” ifadesini Türk halkının yüzüne karşı söyledi. Orduya saldırdı. V.s.
Amerika her parti ile görüşür. Ancak onun kriterleri vardır. Serbest Pazar, NATO, Türk Ordusunun Amerika’nın müdahale ettiği ülkelere karşı müdahale gücü olması gibi.
Bu kriterler ise, partilerin halka verdiği vaatler içinde yer almaz. Ancak, ülkenin nasıl yönetileceğinde de, bu kriterler esastır. Bu kriterlere uyuyorum demek, Amerika’nın tüm isteklerini karşılayacağım demekltir.
Onun için halk her seçimde, farkında olarak ya da farkında olmadan bu esaslar altında oy kullanır.
Bu da kerhen oy demektir.
Bağımsızlıktan ve vatandan yana olanlar kerhen oy vermezler.
