Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ramazan DOYUK

“13’ün Uğursuzluğu” ya da…

Ramazan DOYUK Yazar Ramazan DOYUK
15 Mart 2011
Ramazan DOYUK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“13’ün Uğursuzluğu” ya da “Seni Leylekler Getirdi Yavrum”

Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde… Âdem oğlu… yok yok daha yokmuş Âdem’in oğlu… varmış sadece bir Türk bir de Japon… yani… “Türk işi Japon işi bunu yapan iki kişi…”

Türk ile Japon’un hayatından minik bir hikâye ile başlamış masalımız…

… Bakmışlar önce kendilerine sonra da çevrelerine… önce biri bulmuşlar. Hem kendileri birmiş hem de Rab’leri… sonra da ikiyi bulmuşlar… ellerine ve ayaklarına kaşlarına ve gözlerine ve dahi kulaklarına ve burun deliklerine bakarak… ikiyi bulmuşlar evet; bir, tek ve yalnız değillermiş zirâ… Erkeğin yanında dişisi, dişinin yanında erkeği… ikisi bir araya gelince adı üstünde iki oluvermişler… birbirlerini bulmanın neşesi ve sevinci ile ellerini çırpıvermişler ve demişler ki ” bir elin nesi var iki elin sesi var…” sonra da dördü bulmuşlar… tamam, tam da böyle olmamış; tam dördü bulmak üzere iken, acıkmışlar çünkü ve Allah’a şükür vejeteryan değillermiş! dört ayaklı bir hayvanı yakalayıp gelirken erkek, dört dört diye tam bağırmak üzere iken; dişinin yanında birini görüvermiş!! Yok yok! Şeytan değilmiş bu… aslında dişinin yanında da değil tam da kucağındaymış küçük bir velet! Üçün sırrı kutsallığı gizemi bundanmış… doğada tabiatta olmamasına rağmen, bilinmezler âleminden bilinirler alemine… bir anda gelivermesinde imiş… üçün şerefine dört ayaklıyı kesivermiş erkek… hem de beşle! Beş parmak olmadan ne medeniyet ne teknoloji olurmuş zira… ve beş olmadan dört dahi yakalanamaz ve kesilemezmiş…

Sonra düşünmüş insanoğlu erkek ve dişi olarak baş başa vererek… Sırrın peşine düşmüşler… gizemin peşine… üç nasıl oldu?

Ve bakmış erkek kendine… kendi bedenine… gördüğü altı olmuş… iki kol iki bacak bir kafa bir çük…

Ve bakmış erkek kadına… gördüğü yedi olmuş… iki kol iki bacak bir kafa iki meme… daha medeniyet icat edilmediği için göğüs demeden meme deyip geçmişler memelere…

Ve düşünmüşler… birlikte… toplamışlar altı ile yediyi… etmiş on üç… uğursuz demişler on üçe… altı ile yedi bir araya gelince sadece bir araya gelince çıkmamış üç…

Tekrar toplamışlar ve çıkarmışlar altı ile yediyi… demişler ki: ” altı ile yedi öyle bir hâlde bir araya gelmeli ki; altı beşe insin… beş olsun ki işlevsel olsun, iş görür olsun… altının biri kaybolsun yedinin içinde…bitsin bu uğursuzluk!!”

Ve altının biri yedinin içinde kaybolduğunda… toplamışlar altı ile yediyi… etmiş on iki… ve demişler: ” işte!! Bir ve iki… birin içindeki iki… birbirinin aynası birbirinin aynısı” sonra da bir ve ikinin toplamının üç ettiğini görmüşler… ikinci velet’in çığlığı duyulmuş çünkü…

Zamanla dil gelişmiş, kelimeler kavramlar gelişmiş… Kendinden yola çıkmış Türk ile Japon’un soyu… kendisi bitince… çevresini gözlemeye başlamış… Gördüğü her şeye bir isim vermiş, isimlerden kavramlar türetmiş…

Yıllar yılları kovalamış… zaman değişmiş çağ değişmiş…

Bir gün bir velet sormuş annesine, annesi tam da diğer kadınlara “ağzımla kuş tuttum ama yaranamadım” derken, diğer kadınlar ise hayret, şaşkınlık üzüntü ile başlarını sallarken: ” Ben nasıl doğdum anne?” Anne üzüntü ile cevap vermiş: ” Seni leylek getirdi yavrum.” Ve kadınların hayret ve şaşkınlıkları yerini üzüntüye bırakmış…

Taaa o zamandan kadınlar kendilerine has bir dil oluşturmaya başlamışlar… Erkekler de bilirmiş bu dili, dilin inceliklerini…

Simge ve semboller hem erkekler arasında hem de kadınlar arasında kullanılmaya başlanmış çünkü… Ayıp, günah gibi kavramlar dolanıyormuş ortalıkta… Priapos’un doğumuna uzun zaman olduğu için… Sonraki çağların Priapos’una “kuş” derlermiş… Erkekler kendi aralarında konuşurken; ” Kuşun hâlâ ötüyor mu?” diye sorarlarmış yaşlılara…

Ve ayıpmış bazı şeyler, hoş karşılanmazmış kadınlar arasında… o yüzden; velet sorusunu sormazdan evvel dert yanmaktaymış annesi diğer kadınlara… giden ama geri dönmeyen erkeği için neleri göze aldığını… “ağzıyla kuş bile tutmuşmuş” daha ne yapsınmış… yapması gerekenden fazlasını bile yapmışmış ama olmamışmış…

Erkeği çünkü… leylekmiş… göçmenmiş göçebe imiş… biraz orada biraz buradaymış… geldiği, kaldığı zamanlar çok fazla değilmiş… avcıymış ya da ne bileyim gurbette çalışıyormuş… en son geldiğinde… o veleti getirmiş işte… velet büyümüş, kendisini sorgular olmuş en azından ama bir kere olsun görmemiş babasını…

Kadın kadına, kadın erkeğe; erkek kadına, erkek erkeğe yabancı değilmiş o zamanlar… dil birmiş anlayış bir…

Yıllar yılları kovalamış… Zaman değişmiş… Çağ değişmiş…

İnsanlar çoğaldıkça çoğalmış… Dağıldıkça dağılmış… Diller de çoğalmış ve dağılmış, anlayışlar da…

“Eski” denmiş bazı şeylere ve kaldırılmış tozlu raflara, kovalanmış masallara, tıkılmış sandıklara… Arada bir rafların tozunu alanlar olmuş, sandıkları karıştıranlar ve dahi masalları merak edenler…

Ve böylece gün yüzüne çıkmış eskilerden üç şey: ” On üç uğursuzdur”, ” Ağzımla kuş tuttum ama yaranamadım”, “Seni leylek getirdi yavrum”

On üç’ün uğursuzluğundan korkmuş insanoğlu… aramış uğursuzluğun nedenini… bulmuş kendince bir şeyler… bulmuş ya da uydurmuş… İnanan olmuş inanmayan olmuş on üç’ün uğursuzluğuna… İnanmayanlar dahi korkmuşlar içten içe…

“Ağzımla kuş tuttum ama yaranamadım” içlerinde en şanslılarıymış… en azından anlamını kaybetmemiş çok fazla… Olmayacak yapılmayacak şeyleri yaptığı halde… çaresizlik devam ediyormuş alttan alta…

“Seni leylek/ler getirdi yavrum” içlerinde en bahtsızı çıkmış… tıpkı… o avcı belki göçebe belki gurbet ellerde çalışmaya giden o leylek gibi…

Paylaş
Etiketler: "13'ün Uğursuzluğu"ayıpgizemin peşine... üç nasıl oldu?günah gibi kavramlarUğursuzluk
Önceki Yazı

Ezanlar Buz Tutmuş Minarelerde!

Sonraki Yazı

Bir Yemin Ettim ki Dönemem

Ramazan DOYUK

Ramazan DOYUK

İlişkili Yazılar

Ramazan DOYUK

Kes Traşı!

10 Ekim 2011
5k
Ramazan DOYUK

Bayan Öğretmenden Az Kullanılmış İkinci El Hikayeler

04 Ekim 2011
5k
Ramazan DOYUK

Kelebek Konsun Dudağıma.

30 Eylül 2011
5k
Ramazan DOYUK

2015’de CHP % 85 Oyla İktidar

26 Haziran 2011
5k
Sonraki Yazı

Bir Yemin Ettim ki Dönemem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap