Kadınlar… Eşitlikler… Haklar… ve
HAVANDA SU DÖVMEKTEN İLERİ GİTMEYEN 08 Martlar…
Aslında buna sebep biraz da kadınların kendilerinde!
Nedense hep geri planda kalmayı yeğleyenler var! Erkeklerinin arka bahçesinde gezinip durmayı hüner sayanlar, öne çıkmak istemeyenler var! Mutfaktan çıkmak istemeyenler… "Kocamdır, ne yapsa yeridir" diyenler var!
Tabandan başlayıp tavana doğru adım adım ilerlemek gerek. En alt kademedeki, sayısı az bile olsa sivil toplum örgütlerindeki oluşumlarda yer almak, sayıyı artırmak gerek. Adım adım ileri, daha ileri demek gerek.
En basitinden bakınız Didim'deki oluşumlara… Oda seçimlerine… Bir tek bayan var mı yönetimlerinde! Neden yarı yarıya değil? Bunu erkeklere bağlamamak da lazım. Parti oluşumlarına bakın… Yönetim kadrolarında erkekler ağırlıkta! hatta bazılarında kadın bile yok! Ama bundan şikayet eden yok! Herkes halinden ve konumundan memnun… Bırakınız oluşum içindeki itirazları, gazetelere yansıyan, ses getirecek itirazlar hiç yok!
Oysa bu işin başını kadınlar çekecek… Kadınlar davalarını sahiplenecek… Kadınlar kapıları zorlayacak… Sesini duyuracak. Yönetim kadrolarında yer almak da yetmez, İdari konumda olmayı hedefleyecek….
Yani çok şikayet edilen erkeklerden, onların hegemonyasından çıkmak, "BUYUR" demeyen yerleri tek tek ELE GEÇİRMEK kadına düşüyor biraz da. O makamları, kadın-erkek eşitliğini, hakkını aramayı bizzat kadın zorlayacak. Gerekirse aday olacak. Çalışacak. Sesini duyuracak..
Sözün Özü!
Kadınların, şu 08 Mart Kadınlar Günü'nü, verdikleri mücadelelerle perçinlemeleri gerekiyor. "İşte biz" demeleri gerekiyor. Ben inanıyorum ki kadınların girdiği her alan, çok daha sağlıklı, çok daha başarılı ve çok daha demokratik bir ortam olacaktır. Bunun için istemekten ziyade "ALMAK" hedef olmalıdır diyorum.
