Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

İran’da Tarih Nasıl Yazılır? – II

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
25 Haziran 2009
Halil DAĞ
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İran’ın devrim geleneği…

Şimdilerde İran’da yine birşeyler oluyor. Yine birilerinin İran’da işleri kendince kendi rayına oturtma arzusu depreşti. Şu anki karışıklıkları yorumlayan kimileri “oh oh” diye göbek atarken kimileri de “İran’da halkın bir isyan geleneği yoktur.” diyor.

Aksine, İran tarihi en azından yakın zamanlar için bir “devrim, anarşi ve başkaldırı” tarihidir. İran, müslüman bir yapıya sahip olmasına karşın, toplum, bizim bölgemizdeki “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz.” anlayışından çok uzaktır. Onun için ne olacağını kestirmek oldukça güç.

İran’ın 20. yüzyılından bazı olaylar;

1890’da İran’ın tütün tekelleri, batı karşısında dirayetsiz kalan Nasreddin Şah tarafından batılılara elli (50) yıllığına bir imtiyaz ile verildi. Başını Azerilerin çektiği protestocular, amaçlarında başarılı olarak imtiyaz sözleşmesini iptal ettirdiler. Daha sonra ise 1896 yılında Nasreddin Şah, çıkan bir halk ayaklanması sırasında öldürüldü.

1906/7, İran’da yeni bir ayaklanma dönemi olarak karşımıza çıkar. Özellikle Azeri aydınların liderliğinde halk sokaklara dökülürken İran yönetimi Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kaldı. Ancak bu yıllarda yönetimin olayları bastırmak için batılıların etkisiyle oldukça fazla kan döktüğü bilinmektedir.

1921-1925 arası İran’da yine karışıklıklar dönemidir. Bu dönemde  Tuğgeneral Rıza, önce ordunun başına geçmiş sonra da İran’ın şahı olarak taç giymiştir. Bu dönemde de hem Ruslar’ın hem de İngilizlerin kışkırtması ile pek çok olay yaşanmış ve oldukça fazla kan akmıştır.

Ancak İran’da en kanlı dönemlerden birisi 1952/53 yıllarıdır. Olayların miladı; Musaddık’ın, İran Petrollerini İngilizlerden kurtarmak için “petrolün millileştirilmesi” çağrısıdır. Bu çağrısı ile ardında güçlü bir kitlesel destek bulan Musaddık, şah tarafından 1951 yılında mecburen başvezir (başbakan) yapılmıştır. İran’da güçlü bir milliyetçilik rüzgarı yaratan Musaddık, muhalifi ve batı taraftarı siyasi elitlerce ve şah tarafından devrilmek istendiyse de çıkan halk ayaklanmaları ile gücünü daha da artırdı şah ise ülkeden kaçtı.

Özellikle 1953 yılı çok önemlidir. Çünkü bu yılda ülkenin her köşesinde hem batılı ajanlar cirit atmaktadır hem de Sovyet destekli Tudeh Hareketi milyonları sokağa dökerek karışıklıklar çıkarmaktadır. Bu kriz döneminde İngiltere, İran’daki menfaatleri için bir çok girişimden bulunmuşsa da başarılı olamamış, sonunda ABD’nin “Kod: AJAX” operasyonu ile kriz ABD lehine çözümlenmiş, Musaddık tutuklanmış, şah uçakla geri İran’a getirilerek tahtına oturtulmuştur.

Bu tarih aynı zamanda; 1947’de Türkiye ve Yunanistan’ı himaye etme haklarını İngiltere’den alan ABD’nin, İran’ın himayesini de İngiltere’den devraldığı yıldır. Yani ABD’nin Sovyetler’in güneye geçiş kapılarını tamamen kapattığı yıldır.

Sonrası ise 1979 İran İslam Devrimi’dir.

Bu konuya girmek yazıyı da uzatacak. Ama İran’ı özel yapan bazı şeylere değinmek gerekir. Bir kere İran bir değirmen gibidir. Dokunduğu, yanına yaklaşan herşeyi öğüten kendine benzeten bir yapısı var. Bu özelliğinden olsa gerek tarihin hiç bir döneminde güçlü bir nüfus yapısına sahip olmamasına karşın bugün medeniyet sosyologlarının varlığında hem fikir olduğu dünyanın altı büyük medeniyetinden birisidir.

İran’da Fars kültürü ve Farsilik güçlü dinsel ögelerle de beslenerek her zaman bir üst kültür ve kimlik olarak varolmuştur. Tarihin her döneminde İran kültürünün mitolojik yönü çok güçlü olmuş, asıl milli dinleri olan Zerdüştlüğün ögeleri milli kültürün bir parçası olarak sonraki dinlere de geçmiş, dinleri bile İran kendi kültür yapısına göre algılamıştır.

İran, İslamlıkla tanışırken bile İslam’ın genel ve olağan yönünü seçmeyip aykırı yönlerini benimsemiştir. İslam dini içinde bir “muhalefet” mezhebi olan Aleviliğin (Şia), İran’da bu denli güçlü olmasının altında bile şoven Fars kültürünün başka kültürlere boyun eğmeme isteği vardır. Hatta bu yolla Aryenlik kendisini İslam’ın genel ve ana halkasından kimlik olarak ayırmış, kendisi için bir nevi yeni bir din ve dokunulmazlık zırhı yaratmıştır.

İran’ı tarih boyunca ayakta tutan unsurlardan en önemlisi kültürden ziyade coğrafyadır. İran’ın güçlü bir coğrafi korunak olması burada tarih boyunca onlarca etnisitenin ortaya çıkmasına ve buraya yerleşmesine sebep olmuştur. Bu coğrafyada Aryenlerle beraber Türk (Azeri, Kaşkay, Türkmen, Özbek gibi ) Arap, Kürt, Talış, Beluci, Lur ve Mazderani gibi değişik etnik unsurlar İran’ın kimyasını oluştururlar ve bunların toplamı Aryenlerin toplamının çok çok üzerindedir.

 Şu an yaşanan olaylara kısaca göz atacak olursak;

İran, ABD’nin 1979’da verdiği bir siparişin bugün için Amerikan menfaatlerine uygun olarak uluslararası siyaset sofrasına gelmesinden başka birşey değildir. Herkes 1979’da ABD’nin İran’dan çekilmekz zorunda kaldığını düşünür ama durumun böyle olmadığını tarih ilerde bize gösterecektir. O tarihte ABD, İran’dan çekilmemiş, aksine hem Rusya için planladığı operasyone girişmiş, hem de daha o günden bugüne bir siyasi oyun alanı sipariş etmiştir.

Şimdilerde ise ABD ve etrafında kümelenen batı, İran’da, son bir kaç yıldır tartışmasını yaptıkları oyunun ilk hamlelerini yapıyorlar.

Gerçekte İran’da bir yoksulluk ve ezilme, sindirilme, yokedilme söz konusudur. Bunun yarattığı öfke, toplumsal başkaldırı geleneği ile birleşince İran’da bir anda her yer alev alabiliyor. İran’ın son yüzyılı bunun örnekleri ile doludur. Ayrıca bu baskılar nüfusun yarıdan fazlasını oluşturan Azeriler’in milliyetçi düşleri ile birleşince muhalefetin yarattığı dalga daha da derinlerden ses verebilir. Ki bu noktada Türkiye’nin rolü çok önemlidir.

İran’da diğer etnik unsurlar her ne kadar Şia olsalar da İran’da yukarda söylediğimiz öğütücünün etkisiyle Farsi olmayan hiçbir rengin kendini ortaya koyma şansı yoktur. Şialık bile günümüzde buna hizmet eder durumdadır. Bu da belirgin bir rahatsızlık yaratmaktadır.

İran’da şahlık döneminin özlemleri de azımsanmayacak boyuttadır. Özellikle günümüzün teknoloji çağının nimetleri sayesinde; sindirilmiş kesimlerin dünya ile bağlantısı haddinden fazla güçlenmiştir. Tarih boyunca Şehname’nin ve daha önceki efsanlerin uyuttuğu İran, artık İran’dan öte bir dünyanın varlığını keşfeder olmuştur.

Özellikle “Kadife/Turuncu Devrimler” sırasında ABD lehine dönüştürülen bir çok ülkede işini çok iyi yapan Soros ve benzeri destekli Sivil Toplum Kuruluşları, artık ne kadar kapalı olursa olsun İran’da daha da etkindir. Bunların kuşkusuz, İran’ın baskı altında tutulan muhalif kesimleri üzerinde, hem düşünsel anlamda hem de eylemlerin organizasyonu bakımından artık daha fazla etkisi vardır. Bu durumda ortaya eskilere göre daha organize bir İran toplumu ve muhalefeti çıkıyor ki bu da olayların gidişatı üzerinde etkili olabilecek en önemli faktörlerden birisidir.

Sonuç olarak,

Farklı bir toplum olarak İran toplumu, dinamikleri kolay harekete geçebilen ama geçince de dökülen kana aldırmaksızın hedefine yürüyebilen özel yapıda bir toplumdur. Şu an ki yaşanan olayların verdiği görüntü böyle bir harekete geçiş iması taşımaktadır. Ancak gerek İran’ın kapalı bir yapıda olmasından dolayı tam doğru haberlerin alınamıyor olması gerekse küçük şeylerden büyük haberler çıkarma ustalığındaki bizim medyamızın abartma alışkanlığı göz önüne alınınca İran’da neler olup bittiğini kestirmek oldukça güç.

Fakat İngiltere’nin elçilik çalışanlarının ailelerini ve diğer sivil vatandaşlarını alıp ülkesine götürmesi, 1979’da gerçekleşen “ABD Elçiliği Baskını” tedirginliği hissini taşıdığı intibaını uyandırıyor. Bu ise İran’da artık suyun iyice ısındığının net bir göstergesi. ABD ve İsrail’in İran’ı vurmakla ilgili tehditlerine şimdilik girmeye gerek yok çünkü bu hikaye yalancı çoban hikayesine döndü, koyunları kurdun ne zaman kapacağı artık belli değil.

Ama bir gerçek var ki o da konumuzla hiç ilgisi yokmuş görünse de ABD’nin, Rusya’nın güney kanadını tamamen kontrol altına alma vaktinin geldiğini düşünüyor olduğudur. Afganistan, İran ve Pakistan’da yaşanacak olanlar da sadece bu politikanın bir yansıması olarak karşımıza çıkacaktır artık.

 

Paylaş
Etiketler: CIAİranKod: AJAXMusaddıkpetrolŞah Rıza
Önceki Yazı

Emekli İşçilerin Maaşı Kesilir mi?

Sonraki Yazı

Çukurhattın!

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Çukurhattın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap