Tunus ve Mısır’daki halk hareketleri RTE’yi fena halde korkuttu.
Halkı ve onun muhalefetini sindirerek elde ettiği korku duvarının, birden kendi üzerine yıkılacağından korkmaya başladı.
Şimdiden olabilecek halk direnişinin adını koydu. Eşkıyalık.
Olabilecek halk direnişinden kim korkar? Geçmişinde düzgün işler yapmayan, halkın çıkarlarını değil de, ufak bir zümrenin çıkarlarını savunanlar korkar.
Aslında korkmakta da haklıdır. Mısır ve Tunus’ta olanlara benzer ama ufak boyutlu direnişler çoktan başlamıştır.
Mesela, gençlerin Erzurum’a sokulmaması, Denizli’ye, beyefendi daha gelmeden önce, direnme ihtimali olan gençlerin gözaltına alınmaları, aslında korku duvarını tutmaya çalışma tedbirleridir.
Eşbaşkan Amerikan projesinde yer alırken, halka mı sordu?
Cumhuriyetin birikimlerini Harri’lere satarken halktan mı izin aldı?
Özelleştirmelerde, mahkemelerin bozma kararı olduğu halde, Türk Halkı adına karar veren mahkemelerin kararlarını hiç-e sayarken niye bir düşünüp iki saymadı?
Yasa ve Anayasayı hiç-e sayacaksın, “senin bu yaptığın yasal değil” diye direnecekleri, şimdiden eşkıya ilan edeceksin. Yani sen, aslında Türk halkına eşkıya diyorsun.
Hani milli irade diyordun? Şimdi o milli iradenin, direnme hakkına eşkıyalık diyorsun.
Eşkıyayı da mafya ile karıştırıyorsun. Eşkıya direnmez. Saldırır.
Mafya siyasi iktidarla bütünleşir, halkı soyar. Halka saldırır.
Ergenekon Tertibi ile yurtseverleri “sehven” Silivri’ye tıkacaksın, bu kanunsuzluğa direnenleri de, eşkıya diye susturmaya çalışacaksın.
Yarattığın korku duvarı bir gün üzerine yıkılacak. Yeter ki, halkın önünde, halkın önderleri olsun.
Sokaksız demokrasi olur mu?
Gerçi bir zamanlar, demokrasi bir trendir, bir istasyona gelince inilir demiştiniz. Demek ki, artık trenden inme zamanınız geldi.
Trenden inince, karşınızda demokrasi için direnenleri göreceğiniz, hiç aklınıza gelmedi mi?
Tren yavaş yavaş ineceğiniz istasyona yanaşmaktadır. Ama sizin eşkıya dediğiniz direnişçiler o istasyonda bekliyor olacaklar.
Sehven eşkıyalık olmaz.
Hadi hayırlısı!
