Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Yusuf Özkan ÖZBURUN

Başkası Olma, Kendin Ol…

Yusuf Özkan ÖZBURUN Yazar Yusuf Özkan ÖZBURUN
29 Ocak 2011
Yusuf Özkan ÖZBURUN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

ikinci Dünya Savaşı sonrasında mısır patlağı gibi patır patır türeyen kendilerine ‘çiçek çocukları’ denilen hipilerin dramını hatırlattı… ‘Dramını’ demeyi tercih ediyorum, çünkü bu çocuklar, Birinci ve ıkinci Dünya Savaşı’nın külleri üstünde, Varoluşçuluğun kara baharının beslediği hiçlik ve anlamsızlık dolu bir ruh haliyle, ‘ınsan özgür olmaya mahkumdur’ sloganını kendilerine kılavuz eyleyerek, modern dünyanın tüm yerleşik kurumlarının ve makine homurtularının yabancılaştırıcı (sıradanlaştırıcı desek daha doğru olur), aygıtların kişiyi bir vida ya da manivela haline getirici yanına başkaldırmışlardı.

Yıkanmıyor, tıraş olmuyor, işe gitmiyor ve gitmeyi reddediyor, herkes gibi giyinmek istemiyorlardı. Ayağında postal, bacaklarında yırtık pantolon, sırtında parka, uzun saç ve sakallarıyla mağara adamının modern versiyonunu canlandırmayı yeğliyorlardı. Hatta sıradan kütle adamının inançlarını ve yaşam tarzını paylaşmadıkları için pek çoğu, Hindistan’a kadar gidip orada duman altı olmayı ve komünal yaşamayı huzurun kaynağı olarak görüp ruhlarını avutmayı denemişti. Avutabilmişler miydi? Sanmam…

Sanmam, çünkü çok kısa bir süre sonra modern dünyanın sıradanlaştırıcı eli onların da üzerinde dolaşmış ve onların bir ayrıcalık olarak benimsedikleri pek çok özellikleri popüler kültürün bir malzemesi haline dönüştürülmüştü.

Örneğin, bu çocukların uzun saçları, yırtık pantolonları, postal ve parkaları modacılar tarafından keşfedilmiş ve hemencecik gençlerin yaygın kıyafeti haline getirilmişti. Öyle ki 60 ve 70’lerin gençlerinin en favori giyinme biçimi hipilerden uyarlanmıştı. Yani modernlik kendisine başkaldıranları bile kendi zindeliğinin devamı için bir malzemeye dönüştürmeyi bilmiş ve aykırılıkları dahi bir sıradanlığa çevirmeyi başarabilmişti. Ne ki modern Batı, ta endüstri devriminden beri bu sıradanlaştırma ve tektipleştirmeyi hep yapıyor, fakat bunu bir zenginlik ve çeşitlilikmiş gibi sunuyordu. Evet, mesele sunumdaydı, her şey sunum biçiminde düğümleniyordu.

Hali hazırdaki medeniyet, bize güya ‘başkası olma kendin ol’ diyordu, fakat ilginçtir bunu hepimizi ‘başkası’ yaptıktan, ruhlarımızı belli kalıplarda dondurduktan sonra söylüyordu. Yani önce sıradanlaştırıyor, sonra da sıradanlaşmış, alelade hale gelmiş, ‘herkes’ gibi duymak, görmek, algılamak suretiyle ‘kütle adamı’ haline gelmiş bir bünyenin zindanda boğazı sıkılıyormuşçasına hissettiği derin varoluşsal sıkıntıdan kurtulması için de ‘özel, özgün, farklı, stil sahibi, karizmatik’ v.s. olmasını öğütlüyordu. Bu öğüdüne kulak kabartan zavallı insana da kendi oyuncaklarını pazarlamayı öneriyor, ne kadar çok tüketirse, ne kadar çok oyuncak sahibi olursa, oyuna kendini ne kadar çok kaptırırsa o kadar ‘özel’ olacağını söylüyordu. Bu durum, her nedense bana samimi bir düşünür bildiğim Exupery’nin, ‘bir seyyar satıcının bana malını etraflıca anlatmasına müsaade etmem, çünkü o malını detaylıca, uzun uzadıya anlattıkça bende o ucuz malı almaya dönük bir ruh inşa eder, yani beni malının seviyesine indirir, ruhumu banalleştirir, sonra da malını pazarlar’ anlamına gelen cümlelerini hatırlatır hep…

Kurnaz ışportacı, bütün pazarlama ve satış tekniklerini (hipnoz dahil) maharetle uygulayarak servetine servet katıyor, bu arada sahte ve çürük mallar ruhları, gönülleri, zihinleri, evleri, her yeri dolduruyordu. Üstelik bu doluluk, sahte bir doygunluk hissini oluşturuyor, ‘hakiki, nitelikli, şifalı, anlamlı’ olan her şeye karşı bir tokluk, uzaklık ve yabancılık duygusu oluşturuyordu. Öyle ki bu duyguya kendini fazla kaptıran müşteriler, zamanla saldırganlaşıyor, anlamlı ve nitelikli olan her şeyi görmeye tahammül edemez hale geliyor, tahammülsüzlüğünü her defasında uluorta pervasızca dillendirdiği için de herkes onun seviyesine göre mal üretmeye başlıyor, bir şey ortaya koyacakken bilerek veya bilmeyerek onu hesaba katıyordu. Böylece, dönüştürülmüş ham müşteri kitleleri, maddi ve manevi her şeyin belirleyicisi haline geliyordu. Düşünür onlara göre düşünüyor, yazar onlara göre yazıyor, öğretmen onlara göre konuşuyor, balcı balına onların zevkine göre şeker katıyor, herkes her şeyin seviyesini aşağı çekiyordu. Sıradanlık her şeye, her şeyde, her yerde egemen oluyordu.

Ünlü ıspanyol düşünür Ortega y Gasset’in ‘yığınlaşma’ dediği, ‘kütleler sosyal iktidarı tam bir şekilde ele geçirmiştir’ dediği, ‘oyunda artık başrol oyuncusu yok sadece koro var’ dediği buydu belki de. Ki ona göre, günümüzün temel karakteristiği, ‘sıradan bir ruh taşıdıklarını bilen bu kitle insanlarının, bu sıradanlığın hakimiyetini ilan etmek, bunu istedikleri şekilde topluma kabul ettirmek inancında’ olmalarıdır.

‘Kitle, ağırlığı altındaki ferdi, yetenekli, nitelikli olan her şeyi ezer. Herkes gibi olmayan, herkes gibi düşünmeyen her hangi bir insan ortadan kaldırılma riskini göze alıyor demektir’ ayrıca…

Paylaş
Önceki Yazı

İşçiye Verilen Kıdem Tazminatı Kalkıyor mu?

Sonraki Yazı

Afetler Bitmez

Yusuf Özkan ÖZBURUN

Yusuf Özkan ÖZBURUN

İlişkili Yazılar

Yusuf Özkan ÖZBURUN

Modern Dünyada Aileyi Anlamak (II)

29 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

Modern Dünyada Aileyi Anlamak (I)

28 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

Seyyah ve Turist

26 Ekim 2013
5k
Yusuf Özkan ÖZBURUN

“Biz” Deyince ne Anlıyoruz?

11 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Afetler Bitmez

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap