40 yıllık yazın ve basın hayatımda başıma ilk defa gelen ve yazı yazdığım gazeteden atılmamla sonuçlanan olayı sizlerle paylaşmak, kamuoyuna gerçekleri açıklamak üzere sizlerle dertleşmek için buradayım. 2006 Yılından 12 Mart 2009 tarihine kadar.
40 yıllık yazın ve basın hayatımda başıma ilk defa gelen ve yazı yazdığım gazeteden atılmamla sonuçlanan olayı sizlerle paylaşmak, kamuoyuna gerçekleri açıklamak üzere sizlerle dertleşmek için buradayım.
2006 Yılından 12 Mart 2009 tarihine kadar Kayseri de yayınlanan Yerel Deniz Postası Gazetesinde köşe yazarı ve sayfa editörü olarak görev yapmaktaydım. Köşe yazılarımda hep gerçekleri ve inandığım olayları kaleme aldım, kalemimi asla eğip bükmeden inancımı kamuoyu ile paylaştım. Ancak yazılarımla Kayseri Büyükşehir Belediye başkanı Mehmet Özhaseki ve ekibini çok rahatsız ve tedirgin etmiş olmalıyım ki, 12 Mart günü gazeteme yapılan maddi ve manevi baskı ile köşem elimden alındı ve görevime son verilerek gazeteyle bir ilişkim kalmadığı gazete tarafından 7. sayfadaki köşemden duyuruldu. Bunu kabul edip pes deyip köşeme çekilmemi beklediler ve öyle zannettiler. Ancak bendeniz bunu asla kabul etmeyeceğim ve etmediğimi paylaşmak üzerede sizlerle buluşmak istedim. Son yazım ŞU TRİLYONLARIN HESABINI VERİN DE yazısının ertesi günü görevime son verilerek aynı gün AKP li belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin bir beyanatı manşetten verilerek basına yapılan bu müdahale sanki alkışlandı ve ödüllendirildi.
Üstelik gazetem mahkemeye veririz tehditleriyle sindirilerek basına tarihte eşi ender görülen bir sansür uygulanmak istendi ve bunda da başarı sağlanarak tek ses isteyen bir zihniyetin örneği de verilmiş oldu. Ama kendilerine muhalefet eden ve gerçekleri yazan gazeteci ve yazarları yıldırıp, sindirip, korkutarak, tehdit ederek, gazete yöneticileri mahkeme tehditleri ile korkutularak gerçekleri gizleyecekleri ve gerçekleri yazan gazetecileri susturacaklarını zannedenlerin ne kadar yanıldıklarına tarihimiz şahittir, sizlerinde şahit olmanızı istiyorum, bekliyorum. Bugün benim başıma gelen yarın başka arkadaşlarımın başına da gelecektir bunu unutmayalım ve hep birlikte bu çirkin sansürü kınayalım, protesto edelim diyorum. Ayrıca Ermenilerden özür dileyecek kadar aydın olduklarını söyleyenleri de, imza kampanyası açanları da aydınlık adına, ülkem adına göreve çağırarak aydın iseler gereğini yerine getirmelerini bekliyorum.
Bu yapılan hareketi şiddetle kınıyor, protesto ediyorum, tüm yasal, maddi ve manevi haklarımı kullanacağımı ve sesimi kesmek isteyenlerle sonuna kadar mücadeleye kararlı olduğumu belirtmek istiyorum. Konuyu tüm basın kuruluşlarına ve gazeteciler cemiyetlerine de bildirerek yapılan bu sansürü kınayacağımı, gereğini yapmalarını bekleyeceğimi de belirtmek gereği duyuyorum. Yazılarımı bizzat yönettiğim ve köşe yazarlığı yaptığım internet sitelerinde yazmaya devam edeceğimi, Kayseri de hiçbir basın organı tarafından yazı yazdırılmasam bile tüm iletişim organlarında yazılarımı yazmaya devam edeceğimi bilmelerini, bazı internet sitelerinden yazı yazmam için teklifleri aldığımı, bunların arasında kayseri.net internet sitesinin de bulunduğunu buradan açıklamak istiyorum.
Burada, yapılan bu sansürü kınayan tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür ediyor, tüm demokratik ve hür basın arzulayan kişi, kurum, kuruluş ve siyasi partilere de çağrıda bulunarak desteklerini beklediğimi, ülkem adına, demokrasi ve hür basın adına bunun bir görev olduğunun bilinmesini de hatırlatmak gereğini duyuyorum.
Son olarak da bu tür girişimlerin hep ters tepeceğini, halkın sesi, gözü, kulağı ve ülkemizin 4. etkin gücü olan ve kamu görevi yapan Basını susturmaya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini, bundan derhal vazgeçip demokrasiye inanma ve güvenmede geç kalmamalarını, demokrasiye herkesin birgün ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatmayı da bir görev biliyorum.
Hepinize katılımınızdan dolayı teşekkür ediyor, YAŞASIN DEMOKRASİ, YAŞASIN HÜR VE BAĞIMSIZ BASIN diyorum
