Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Muhammet YÜRÜK

Bir Yudum Gelecek-II

Muhammet YÜRÜK Yazar Muhammet YÜRÜK
27 Ekim 2008
Muhammet YÜRÜK
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Eski insanları anlamak çok zor, ne sorsam eskiden bu vardı, şu vardı diyorlar. İnanabiliyor musunuz eskiden içme suyu bile evlere borularla getirilirmiş, insanlar musluklardan istedikleri kadar su içer, istedikleri kadar yıkanır hatta evlerinde çiçekleri olur onları bile sularlarmış. Yani eskiden su için bizimki gibi bir sürü para verip birkaç bidon su alınmazmış. Hayret doğrusu, bu kadar su nasıl olmuşta bitmiş anlam veremedim. Annem o zamanlarda insanlara neden kızmamış hayret, şimdi benim beş dakika bile yıkanmama kızıyor. Neymiş o su için babam yüzlerce lira saymışmış. Ben ne yapayım, siz eskiden bol suyla yıkanırken iyiydi ama değil mi. Nedense bizim köy diğer köylere oranla daha kalabalık. Okulumuzdaki sınıflarda 60 kişi ders işliyor. Sıralara üçer üçer oturmak zorunda kalıyoruz. Babama bir gün siz okula giderken sıralarda kaç kişi otururdunuz diye sordum. Cevabı beni çok şaşırttı. Eskiden bu köyde başka bir okul varmış, küçük bir okulmuş ama babamlar sıralara teker teker otururlarmış, sonrada zaten okulları kapandığı için şehre göç etmişler. Yani o zamanlar köy nüfusu azmış, genelde herkes büyük şehirlere göç ettikleri için okulda okuyacak öğrenci bile kalmamış. Şimdi ise kimse şehirde yaşamak istemiyor. Çünkü şehirde her yer beton, havası çok kirli, köyde de hava pek temiz değil ama en azından toprak var ve azda olsa yeşil yerler.

Zaten babamlarda köye bu yüzden taşınmışlar, birde şehirde havalar daha da sıcakmış. Orada yaşayan insanları anlamıyorum doğrusu, o pis havada nefes alamadıkları için belki de şehirlerde ortalama ömür elli. Köyde ise en azından 55-60 yaşına kadar yaşanabildiğini söylüyor televizyon. Hem köyde dışarı çıkarken maske takmak zorunda da değilsin. Geçenlerde sadece birkaç dakika sürmesine karşın yağmurun yağmış olmasına çok sevindim. Biliyorsunuz yağmur yağması ülkemizde pek de rastlanan bir olay değil. Annemden dışarıya çıkmak için izin aldım, fakat o buna müsaade etmedi. Pek anlamadım ama bunun asit yağmuru olduğunu söyledi, sonuçta yağmur anlayacağınız neden izin vermedi ki. Bu asit kelimesini de çok duymaya başladım son zamanlarda. Sanayinin gelişmiş olması sonucunda, fabrikalar asit yağmurlarına neden oluyormuş. Bunun neresi kötü kavrayamadım, onlar olmasa yağmur zaten hiç yağmayacak. Belki de onlara bunun için teşekkür etmemiz gerekiyor.  Öğretmenimiz bize “ Dünyamızı tanıyalım” konusunu anlatırken dikkatimi çeken bir şey oldu. Sınıfa elindeki top gibi bir şeyle geldi ve dedi ki biz bunun üzerinde yaşıyoruz. Elindeki topa baktığımda çoğu yer mavi renkte görünüyor, bazı bölümleri ise yeşil. Öğretmenimize sorduğumda ise bana, mavi renkte olanların deniz ve okyanuslar, yeşil olarak görülen yerlerin ise kıtalar, yani üzerinde yaşadığımız yer olduğunu söyledi. Bense bir an kendimi tutamayarak güldüm ve dedim ki “ Öğretmenim burada denizler mavi ile gösterilmiş fakat deniz mavi olmaz ki, deniz dediğin gri olur, yeşil dediğiniz yerler ise kahverengi, toprak yeşil olmaz ki”. Öğretmenimiz bir an gözlerimin içine baktı ve haklı olduğumu söyledi. Sonra öğrendik ki eskiden denizler maviymiş, topraklar ise yeşilmiş. İnsanoğlu denizleri kirlettikleri için grileşmiş. Yeşillikler ise yangınlar ve susuzluktan ötürü yok olmuş. Hayret ettim doğrusu, ben denizi hep gri, yeryüzünü ise kahverengi bilirdim.    Oldum olası gökyüzünü merak etmişimdir, özellikle de geceyi. Hava karardığı zaman gökyüzü neden siyah olur anlamam. Ha birde yıldızlar var tabi, gece olur olmaz çıkıveriyorlar meydana, annem diyor ki yıldızlar aslında gündüzleri de varmış fakat biz onları göremezmişiz. Fakat yakında onları her zaman görebileceğim, çünkü televizyonda duyduğum haberlere göre insanoğlu artık dünyadan başka bir gezegene göç edecekmiş. Çünkü dünya artık kirlenmiş, yaşamın gelecekte yok olacağını söylüyorlar. Bu nedenle tek çare başka bir dünya bulmakmış, bilim adamları bu konuda umutlu, anlaşılan artık yıldızlarda bile yaşayabileceğiz. Buna gerçekten sevindim. Artık dünyada yaşamak istemiyorum zaten, her taraf pis ve kirli, insanlar çok çabuk hastalanıyorlar. Umarım köyümüzde iyice kirlenmeden gideriz bu dünyadan.   Dün ilk kez savaş kelimesini duydum. Bu kelimeyi belki daha önce de duymuştum fakat en azından şimdi savaşın ne demek olduğunu biliyorum ve savaşı hiç sevmedim. Televizyondan öğrendim savaşın ne olduğu. Ortadoğu denilen bir bölge varmış, adını daha önce hiç duymamıştım. Orada herkes birbirlerini öldürüyor, sokak aralarına gizlenmiş bir çocuk vardı, sanırım askerlerden korktuğu için oraya saklanmıştı. Sonra bir çatışma çıktı ve çocukta çatışmanın tam ortasında kaldı. Çok kötü bir görüntüydü, zavallı çocuk kanlar içersinde yerde yatıyordu, onu öldürmüşlerdi, sanırım çocuk çok yaramazdı ve askerlerde onu bu yüzden öldürmüştü, yoksa onu neden öldürmüş olabilirlerdi ki, askerler ondan ne isterdi ki. Umarım benim babamda ben yaramazlık yaptığımda beni öldürmez. Bana bazen kızar ama öldürebileceğini sanmıyorum. Çünkü beni o kadar çok sever ki, bende onu çok severim. Hem nasıl olurda insan çocuğunu öldürür anlamam. Babam bana o görüntüleri izlediğim için kızdı, bu görüntüler çocuklar için sakıncalıymış, çok saçma, orada ölen çocukken nasıl oluyor da izlemesi sakıncalı oluyor, onu öldürenlerin yaptıkları sakıncalı değilmiş gibi.    Savaş kelimesini son günlerde çok sık duyar oldum. Ben sadece Ortadoğu’da savaş olur sanırdım, halbuki Afrika denen yerde de savaşlar oluyormuş. Orada kabileler çok varmış, birde o insanlar dünyanın en fakir insanlarıymış. Yani anlayacağınız onların bizimki gibi suya verecek yüzlerce liraları yokmuş. Zaten bu yüzden savaşıyorlarmış, su için. Devletleri suya zam yapınca iç savaş çıkmış, bunu da ilk kez duydum. Oradaki insanlar su satılan yerleri talan edip istedikleri kadar su bidonu alıyormuş. Su için birbirlerinin üstüne çıkıyorlardı, ve bazen de o kalabalığın içinde ezilenler oluyordu. Su savaşları başladı deniliyor televizyonlarda, sanki önceden biliniyormuş gibi. Yakında ülkeler su için birbirleriyle savaşacaklarmış, yani su için yine bir çok masum çocuk öldürecekler. Umarım bu savaşlar bizim ülkemize de sıçramaz, ben su için asla birini öldüremem, onları öldürmektense daha az su içmeye razıyım.

Devam Edecek…

Paylaş
Etiketler: anıgüncehayathikayetoplumyaşam
Önceki Yazı

Yerel Yönetimlerin Yeni Trendleri II

Sonraki Yazı

Ergenekon ve Yapılan Tartışmalar Üzerine

Muhammet YÜRÜK

Muhammet YÜRÜK

İlişkili Yazılar

Muhammet YÜRÜK

Doğada ve Siyasal Yaşamda Denge

04 Eylül 2012
5k
Muhammet YÜRÜK

Aşkın Anatomisi

03 Nisan 2010
5k
Muhammet YÜRÜK

Aile ve Toplum

28 Mart 2010
5k
Muhammet YÜRÜK

Bir İyilik Yapar mısınız?

06 Eylül 2009
5k
Sonraki Yazı

Ergenekon ve Yapılan Tartışmalar Üzerine

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap