Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cihan HAYIRSEVENER

Hukuk Devleti mi, Kanun Devleti mi?

Cihan HAYIRSEVENER Yazar Cihan HAYIRSEVENER
17 Mart 2008
Cihan HAYIRSEVENER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bizim demokrasiyi öğrenmediğimiz, öğrenemeyeceğimiz ve demokrasinin nimetlerinden yararlanamayacağımız ne yazık ki, bir kez daha ayan beyan ortaya çıktı.

Ne yazık ki 1950 yılından beri üzerimizde emanet gömlek gibi bol bir şekilde duran demokrasinin, ne olduğunu, nasıl işlediğini, nasıl işlemesi gerektiğini aradan geçen yarım yüzyıldan fazla bir zamana kadar kavrayamadık, öğrenemedik, çözemedik!..

İşte, şimdi bir kez daha parti kapatma davası ile daha karşı karşıyayız.

Ve ülke toz dumana bürünmüş bir durumda, yine ikiye bölündük, yine her kafadan farklı sesler çıkıyor.

İşin en vahimi de, hemen hemen her kanalda görüş belirten koca koca anayasa profesörlerinin bile her biri ayrı bir görüş sahibi.

Demek ki, bizim hukuk anlayışımız, hukuk nosyonumuz bile kişiye göre ayarlı, kişiye göre değerlendirilecek bir yapıya sahip!..

Herkesin kendi yorumuna göre bir hukuk devleti yapısı ile idare ediliyormuşuz meğerse!.. Ne acı…

Öncelikle, gelişmiş ülkelerde demokrasi mi ön planda olmalı, yoksa hukukun üstünlüğü mü?

Ne kadar abuk bir soru bu diye sormayın lütfen.

Evet, gerçekten abukluğunu bile bile sormak durumundayız. Nedeni de, günlerden beri televizyon ekranlarında, gerek haber saatinde, gerekse tartışma ortamlarında, herkesin kendine göre bir değerlendirmede bulunduğunu görünce, böylesine abuk bir soruyu da sormaktan kendimizi alamadık…

Gelişmiş ülkelerde tabii ki demokrasi ön planda gelir. Demokrasi, kurallarıyla, kurumları ile işlerlik kazandığı zaman, zaten hukukun üstünlüğü de tartışma götürmez bir gerçek olarak ortaya çıkar.

Hukukun üstünlüğü, ancak ve ancak demokratik ülkelerde işlerlik kazanır. Aksi takdirde, totaliter ülkelerdeki gibi, zorla yaptırımların uygulandığı kanun devletinden ne farkı kalır ki?

Çağdaş demokrasilerde parti kapatma diye bir yaptırımın olmadığı vurgulanıyor, ülkenin çeşitli siyasi ve sivil toplum örgütleri tarafından.

Eh, bizim her zaman ve her daim parti kapatma davaları ile karşı karşıya olduğumuz dikkate alındığında, ne kadar çağdaş bir demokrasiye sahip olduğumuz da kendiliğinden ortaya çıkıyor sonuçta!.

Bunları söylerken, hiç kimse AK Parti’yi savunduğumu da sanmasın. Benim asıl savunmak istediğim ilkeleriyle, kurallarıyla, kurumlarıyla demokrasi olması noktasında…

Demokrasinin bu şekilde işlerlik kazanması durumunda zaten AK Parti de içinde bulunduğu gibi rahat bir tavır ve uygulama zaten sergileyemeyecektir. Bu kadar açık ve bu kadar basit.

Evet, laiklik ilkesi bu kadar zedelenmemeli. Halkın dini inançları ile bu kadar oynanmamalı, bir takım simgeler bu kadar ön plana çıkarılmamalı.

Bunu yapanların bir şekilde hadleri bildirilmeli. Amma illaki parti kapatılarak olmamalı. Bu durumda hukuk devleti kimliğini kaybedip, kanun devleti kimliğine bürünürüz ki, bu da az gelişmiş demokrasilerde ya da demokrasinin hiç geçerli olmadığı totaliter rejimlerin idaresindeki ülkelerden hiç bir farkımızın olmadığını ortaya koyar.

Çağdaş ve çoğulcu yönetim anlayışı diyoruz, ama nereye kadar uyguluyoruz? Demokrasiyi çoğunluğun yönetim biçimi olarak kitaplarda yazdığı şekliyle biliyoruz sadece. Uygulama alanının nerede başlayıp, nerede noktalandığından ne yazık ki, televizyon ekranlarına çıkıp da her biri kendine göre ahkam kesen anayasa profesörlerimiz de dahil, hiç birimiz bilmiyoruz.

Neden bilmiyoruz? Öğretilmediği için bilmiyoruz.

Nasıl ki, eğitim aileden başlıyorsa, demokrasi de aileden öğrenilen, edinilen bir bilgi ağacıdır. Bizlerin büyümesi ile gelişir, serpilir ve büyür.

Şimdi elimizi vicdanımıza koyalıp ve söyleyelim, hangimizin ailesinde demokrasi anlayışı hakim?

Ya babanın ya da annenin mutlak bir hakimiyeti söz konusu değil mi?

Taa çocukluktan başlayan bir baskı rejimi ve yaptırımlarla büyümüyor muyuz?

Herkes, kendinden bir alttakine zorunlu yaptırımlar uyguluyor!.. Büyük kardeş bile küçüğüne, babasından ya da annesinden gördüğü hoşgörüsüzlüğü sergileyerek baskıda bulunmuyor mu?

Yaşam süreci içerisinde okullarımızda sanki farklı bir uygulama ile karşılaşıyoruz. İlköğretimde, öğretmenin, okul müdürünün mutlakiyet rejimi ile hangimiz karşı karşıya olmadık ki?

Ancak, üniversitelere gelindiğinde demokrasinin yavaş yavaş farkına varıyoruz, ama o da yanlış varıyoruz!..

Alın, Abbas Güçlü’nün sunduğu “Genç Bakış”ta üniversite gençliğinin hali tüm şekliyle ortada. Hiç biri bir diğerinin ne konuşmasına, ne düşüncelerine, ne de duygularına tahammül dahi gösteremiyor.

Düşüncelerini ifadeye çeviren arkadaşlarına yönelik yapılan saldırgan tutumlar bile, demokrasiye ne kadar tahammülsüz bir toplum olduğumuzu ve bilimin yuvası gözüyle bakılan üniversitelerimizde olanca güzelliği(!) ile sergileniyor.

Şimdi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın parti kapatma ile ilgili olarak Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrası ile ilgili istediği belirtiliyor.

Ne diyor;

“Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”

Doğrusu, bu şıkka göre, hukukçu değilim, ama bu durumda bütün siyasi partilerin de kapatılması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü, bakın şıkkın içerisinde “demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz” diye geçiyor.

Günümüzde hangi parti demokratik cumhuriyet ilkelerine bağlı kalarak hayatiyetini sürdürüyor Allah aşkına? Hiç biri!..

Eğer öyle olsaydı, lider sultasından bahsedilebilinir miydi?

Halen, küçük olsun ama benim olsun, muhalefet olsun ama yine ben olayım mantığı ile partilerinin başından gitmemek için her türlü entrikayı çevirmeyi marifet sanan parti liderlerinin bulunduğu bir ortamda hangi demokratiklikten bahsediyoruz ki!..

Tabii bu arada, her daim demokrasiden dem vuranların da kendi partileri dışındakilerin başına gelen kapatma davalarına böylesine tepkisiz, böylesine sessiz kalmaları da son derece manidar!..

Öyle ya yarın aynı şey, sanki onlar için söz konusu olmayacakmış gibiler!.. Kendilerini son derece laik olarak görüyorlar yaaa!.. Ama bakarsınız, bir başka savcı da gelir, “demokratik olmadıkları” gerekçesiyle kapatır!..

Belli mi olur bizim ülkemizdeki işler.

Sonuçta, hukukun üstünlüğünü kavrayabilmemiz, kanun devletinden kurtulabilmemiz için, öncelikle demokrasiyi öğrenmemiz gerekiyor.

Aksi takdirde daha çoook parti kapatırız!..

Paylaş
Etiketler: Cumhuriyet Başsavcısı’nınParti kapatmasiyasi partilerinyargıtay
Önceki Yazı

Yasakları Yasaklamak Adına Yasak Yazsak Ne Yazar

Sonraki Yazı

Devlet Yönetiminin Hazımsızlığa Kurban Edilme Çırpınışları Üzerine!

Cihan HAYIRSEVENER

Cihan HAYIRSEVENER

Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

İlişkili Yazılar

Cihan HAYIRSEVENER

Başkan Adaylarını Açıklayın

30 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

ATV’nin Nasıl Bir Ayrıcalığı Var?..

29 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Fırsatçılara Fırsat Tanıyanlar!..

28 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Kim Durduracak Bunları?

27 Ağustos 2008
5k
Sonraki Yazı

Devlet Yönetiminin Hazımsızlığa Kurban Edilme Çırpınışları Üzerine!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap