Evet, ister inanın ister inanmayın ama artık Bandırma Belediye Meclisi’nin toplantıları benim için çok fazla tat vermemeye başladı.
Her şey tek düze ve son derece monoton geçiyor.
Maddelerde doğru dürüst tartışmalar bile yaşanmıyor artık.
Eğer bu şekilde devam ederse, herhalde meclis toplantıları sonrası yaşananları kaleme aldığım ve bir anlamda meclis notları olan yazılarıma da son vereceğim galiba.
Öyle ya, artık yazacak malzeme olmadıktan sonra, takip etmenin de herhangi bir anlamı kalmıyor ki!..
Düşünüyorum da, Cemal Öztaylan döneminde, 2-3 saatlik meclis oturumunda, kısa tutmaya özen göstersem de 2-3 günlük yazı konusu çıkıyordu.
Şimdi ise ne yazacağım diye kendimi sıkıyorum.
Hani Jül Sezar’ın Persleri yendikten sonra söylediği “Veni… Vidi… Vici…” (geldim… gördüm… yendim…) özdeyişi gibi ben de “Geldim… Gördüm… Yazamadım…” diyeceğim diye korkuyorum!..
Unutmadan hemen şunu da ekleyeyim, Bandırma Belediye Meclisi’nin ilk oturumlarında son derece güzel tablolar yaratılıyordu.
Bu tabloların oluşmasında en büyük etkenlerden biri de o dönemlerde siyasi karizmasıyla Çetin Sever oluyordu kanımca.
“Buraya hizmet için geldik. Bu şansı kullanalım…” tarzındaki konuşmalarla meclis üyelerini motive ediyordu…. Ancak daha sonra hepimizce bilinen gelişmeler, Meclis’i zaman zaman siyasi arenaya çevirdi.
Bağırışmalar, çağrışmalar, hakaretler gırla gitti. Muhalefet zaman zaman meclis salonunu terketmek zorunda kaldı.
Bu dönemlerde meclis üyelerine itidal tavsiye edenlerin başındaydım.
Yapılanların son derece yanlış olduğunu, dilimizin döndüğünce anlatmaya çalışmıştık yine o dönemlerde.
Sonuçta, Cemal Öztaylan’ın milletvekili seçilmesi ile birlikte, akan sular duruldu, Meclis de kendi mecrasına girdi.
Fakat bu kez de meclis çatısı altında ne iktidar kaldı, ne de muhalefet?
Belki biraz abartılı olacak, ama zaman zaman ilişkilerin kankilik derecesine ulaştığını bile esprili bir dille söylemeden edemiyorum.
Eh, ne yapalım kavga gürültü olmasın, amaç Bandırma’ya hizmet sağlamak olsun da, biz yazı yazmasak da olur.
Bu ülke kavga gürültüden bu güne kadar çok çekti zaten. Fakat, herşeyin de süt liman olması ne kadar doğru olur, bunun da kararını siz verin!..
