Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nazlı ÖZBURUN

Yıpranmak mı? Paslanmak mı?

Nazlı ÖZBURUN Yazar Nazlı ÖZBURUN
02 Ocak 2011
Nazlı ÖZBURUN
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Her geçen gün evlenebilmek daha da zorlaşıyor… Nereden mi biliyorum? O kadar çok sayıda yaşı evlilik yaşını aşmaya yüz tutmuş kızlarımız ve delikanlılarımız var ki… Görünüşte hepsi evlenmek istiyorlar. Ama nedense bir türlü ortak paydalarda buluşulamıyor. Özellikle erkekler genç kızların beklentileri karşısında bir hayli şaşkın durumdalar.

Bir erkek için okulu bitirmek hemen iş bulup bir ev sahibi olmak, askerliği de yapmış olmak ve tabi düğün için de asgarisinden elli milyarı cebe koymadan bir kızla evlenmeyi düşünmek tam bir hayal. Sonrasında da hayal kırıklığı. Babadan zengin olanlar hariç. Onların başka dertleri var zira…
Anne babalar cephesinde ise durum daha bir trajedik. Bir yanları çocuklarının evlenmesini isterken diğer yandan ‘bunca yıl okuttuk elde avuçta kalmadı bir de düğün dernek derken bizim hayallerimiz ne olacak’ ikilemiyle karşı karşıyalar. Düne kadar cebine para koymaktan yoruldukları, dershaneydi, kurstu, sınavdı, derken kendi hayallerini epeyce erteledikleri çocuklarının evlilik yolundaki masraflarını kolayca kaldıramayacak aileler var. Biraz da çocukların gayret etmesini bekleyerek… ‘Bizden bu kadar ‘diyerek…

Hem kızı hem de oğlu evlenme çağında olan anne babalar ise tam bir çelişki içindeler. Oğulları söz konusu olduğunda, kız babalarının aşırı beklenti ve lüks düşkünü olduklarından şikayet ederken… Söz konusu kendi kızları olduğunda ilk baktıkları kriter oğlanın iyi bir işi ve malı-mülkünün olup olmadığı. Geleceği garantilemek adına ‘iyi bir iş, küçük de olsa mutlaka bir ev ve mümkünse araba’; en başta elbette ki askerliğin halledilmiş olması gerekiyor.

Ortama ve şartlara ayak uydurabilenler yani iş bulup, ev alıp askerliğini yapıp bir de altına araba çekip evlenmeyi planlayanların yaşı otuz beşlere çoktan dayanmış oluyor. Sonra da otuz beş yaşına gelmiş bir erkek kendi yaşında bir kızı yaşlı bulabiliyor.

“Bu kadar bekledim, para bende o zaman ben de hem genç, hem güzel kızlar arıyorum” diyen erkekler karşısında kızlar ne yapacağını şaşırıyorlar. Çünkü kendi yaşıtı olan erkekler para kazanmak uğruna bir yandan yaşlanıp bir yandan kriterleri tamamlamaya çalışırken bu arada kızlar da yaşlanıyorlar. Yaşanılan süreçte erkeklerin kriterleri değişmiş olduğu için en az beş yaş küçük kızlarla evlenmeyi tercih edebiliyorlar. Otuz beş yaşına kadar da sırf yıpranmamak için evlenmemiş, iyi bir eş bekleyerek zamanını geçirmiş bir genç kız kendi yaşlarında bir erkeği bulamıyor. Ya daha yaşlısı ya da evlenip boşanmışına razı olmak zorunda kalabiliyor.

Bir de karşılıklı bekleyenler var. Yirmili yaşlarda birbirlerini sevip, kız kendi ailesinin yanında, erkek kendi yanında, hayallerinin gerçekleşmesi için beş- on yıl sabrediyorlar. Her şey tamam olsun diye. Her şey tamam oluyor belki ama duygular geri çekiliyor sonrasında. Otuz beşlerinde evlenip, kırklarında boşanıyorlar. Beklemek elbette güzeldir ama beş yıl nişanlı kalınmaz kalınsa da başka arızalar ortaya çıkıyor.

Biyolojik ihtiyaçlar dolayısıyla gayri meşru platformlara sürükleniyor insanlar. Hayal kırıklıkları ve acılar, bir de günaha girmenin fıtratta bıraktığı yaralar var. Sanal ilişkiler yaşanıyor insanlar arasında veya meşrebi kabul edenler istediklerini yapıyorlar. Evlenilecek kızlar ve erkekleri beklerken, eğlenilecek olan kızlar ve erkeklerle değişik ilişkiler yaşanıyor. Bu döneme kadar yaşanan ilişkilerin getirdiği psikolojik sıkıntılar bir ömür boyu yük olarak kalplerde taşınıyor. Kendileri geçse de izleri kalıyor.

“Sana ne oluyor” diyebilirsiniz “alan memnun satan memnunsa”… Ben sadece şuna işaret etmek istiyorum. Herkes rahat yaşamak istiyor. Çocuğu yıpranmasın diye ideal zengin damat adayını beklerken paslanıyor çocuklarımız. Modern zamanın getirdiği tüm donanımlara sahip olmak adına ertelenen duygular sonrasında paslanmalar olarak çıkıyor. Bir evin sorumluluğunu alabilecek yaşta olan, ama hala kendi yemeğini bile yapamayan kabiliyetleri gelişmeden körelmiş, paslanmış çocuklarımız oluyor.

Evliliklerde elbette ölçüler olmalı. Sorunumuz ölçülerin olmaması değil, bu ölçülerin ne tarafından belirleneceği. Ölçüleri zamanın materyalist şartlarına göre oluşturup sonra da evliliklerden hayır beklemeyi daha ne kadar sürdürebiliriz? Gelmediği de bu kadar ortadayken…

Ne ne kadar önemli? Bu soruya tam bir yanıt vermeden bir şeylerin peşinde koşmak sonra da “neden istediğim gibi olmadı” diye üzülmek akıllıca değil.

İyi bir evlilik; ev, iyi bir iş, araba, şu kadar bilezik ve Trabzon takı seti olmadan olmaz düşüncemizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Çocuklarımız için yıpranmamayı seçerken onların paslanmasına, olur olmaz yerlerde duygularını israf etmelerine neden oluyor olabiliriz.

Gayret etmeyi, güzel ahlaka sahip olmayı, çalışkan olmayı öncelemediğimiz sürece daha çok genç kızımız ve erkeğimiz ayrı ayrı evlerde annelerinin dizi dibinde büyümeden, büyüyemeden yaşlanıp gidecekler.

Evliliğe takmış olduğum için söylemiyorum bunları elbette ki herkes için evlilik illa da olması gereken bir şey olmayabilir. Söylemeye çalıştığım evliliğin fıtri bir şey olduğu ve bu kadar dünyaya ait kriterlerle güvence altına alınmaya çalışılmasının hiçbir işe yaramadığı. Her şeyi daha da kötüleştirdiği. Evlilikle yıpranmayı seçmeyenlerin, evde kalıp paslanmayı seçtikleri…

Bir şeyin yıpranması bence paslanmasından her zaman daha iyidir. Sonuçta yıpransa da hala işlevini yerine getirebilir. Ama paslanmak öyle değildir. Dışarıdan bakıldığında iyi görünür ama işlevini kaybetmiştir. Şimdi size soruyorum “evlilik imtihanıyla yıpranmak mı, yoksa kaçarak, her şeyi daha da zorlaştırarak paslanmak mı?” Karar sizin…

Paylaş
Önceki Yazı

Tanrı’nın Bize Montelediği Kasetçalar!

Sonraki Yazı

Demirci Mehmet Efe (II)

Nazlı ÖZBURUN

Nazlı ÖZBURUN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Nazlı ÖZBURUN

Dokunduğun Ruhları Harabeye Çeviriyorsun

26 Ocak 2015
5k
Nazlı ÖZBURUN

Boşanmak Asla Kolay Olmadı…

25 Kasım 2014
5k
Nazlı ÖZBURUN

Güvenli izolasyon

14 Ekim 2013
5k
Nazlı ÖZBURUN

Farkederek Yaşama Becerisi

29 Eylül 2013
5k
Sonraki Yazı

Demirci Mehmet Efe (II)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap