Milletçe çok bir meraklıyızdır birbirimize… Hatta Dünya üzerinde birbirine bu kadar düşkün ama aynı zamanda birbirinden bu kadar kopuk bir millet daha bulun, dişimi kırayım!Diş sağlam kalacak anlaşılan! Çünkü yok!
Süpermarkette reyonları gezerken, birbirimizin arabasına bakarız haberiz…
”Acaba ne almış gızz?” ”Bak görüyon mu, gız Emine… Millet artık çift katlı pedlerden alıyomuş” edalarında gizli içimizdeki o reklam kuşağı asla sona ermez…
”Yolculuk nereye?” diye girişiriz bir sohbete başlarken, aynı istikamette yol alırken…
Sırf laf olsun torba dolsun misali…
Yeni bir işe başlarsın ve işin ilk günü, sana sorular başlar yağmaya…
”Ne kadar alıyon?”, ”Sigortan varmı?”, ”Yolu nasıl hallediyon?”
Mesela, mimarsındır… Mesleğini söylediğin anda, gelecek soruya da hazırlıklı olman gerekir…
”Mimar mı? Hmmm… İç mi? Dış mı?”
”Abi sağol, bir iç bir de motoru yıka zahmet demek geçer içinden…”
Yeni bir eve taşınılır… Ev merkezi ısıtmalıdır…
”Enişte, ne kadar yakıyo aylık bura?”
Banka kredisi ile gıcır gıcır bir araba alınır…
”Abi, kaç basıyo bu?”
Kıskanç bir baba, kızının bir erkekle ilişkisini öğrenir ve eşine sorar…
”Ağızdan mı öpüşmüşşş?”
Ya da iç rahatlatmak için bazı sorular da sorar yurdumun takıntılı insanı…
”Bakire misin?” ”İlk ne zaman oldu?”
Ya da dükkanın birinde bir şeyler aranır, ama bulunmaz… Israrla istenen şey bir daha sorulur…
”Yani hiç mi yok?” ”Nasıl yaaa?”
Bu sefer pahalı bir şeyler bulunur ama isyan edilir…
”Bu neden pahalı bu…”
Sayfiye yerlerinde bile turist kızları maruz kalır bizim sorularımıza…
”Bayan! Hüooop!!! Plizzzz!! Duu yuuu sexxxx?”
Eve gelinir… Bekleyen Anne sorar…
”Ali! Hah… Geldin mi?”
Yurt dışına çıkılmıştır… Yurdum insanı orada da bulur birbirini… Türkçe konuşan birilerini fark edince…
”Pardon, Türk müsünüz?”
Kısacası insanın başına ya meraktan ya da başka bir şeyden gelir diye sözümüz dahi mevcuttur…
Merakını hiç giderme GÜZEL ÜLKEM! SEN BÖYLE GÜZELSİN!
