Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cihan HAYIRSEVENER

Bitirin Şu Grevi Artık

Cihan HAYIRSEVENER Yazar Cihan HAYIRSEVENER
15 Kasım 2007
Cihan HAYIRSEVENER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kuşkusuz ki, dünya üzerindeki en yüce değerlerden biri de emektir.

Hepimiz, hergün birşeylere emek verip, bir takım katma değerler üretiyoruz.

Kimimiz imalat, kimimiz ticaret, kimimiz de hizmet sektöründe yer alıp, bilgimiz, görgümüz, deneyimimiz ve beklentilerimiz doğrultusunda, doğal olarak önce kendimize daha sonra da insanlık için yararlı bir takım işler yapma mücadelesi sergiliyoruz.

Öte yandan, 21. yüzyılın ilk yılları içerisinde yer alırken, yeni milenyuma adım atarken, bu milenyumun ilk asrının da iletişim çağı olduğu yüzlerce, belki de binlerce kez yazıldı, çizildi, dile getirildi.

Manyetolu telefonlara yazdırılan şehiriçi görüşmeler için saatlerce beklenildiği dönemden, iki tıkla dünyanın öbür ucundaki birisiyle sesli ve görüntülü görüşmelere hem de ücretsiz olarak geçildiği günümüzde, internet teknolojisinin sağladığı yararları anlatmakla bitmeyeceğini hepimiz biliyoruz.

Bilgisayar teknolojisinin bırakın her ay ya da her gün, her saat değiştiği ve geliştiği günümüzde, buna bağlı olarak da iletişim teknolojisi de yeni ve akıl mantık almayacak boyutlara ulaşarak, sıradan insanların günümüzde ufkuna yepyeni ve çok daha geniş ufuklar kattığı da bilinen bir başka gerçek.

Artık günümüzde, teknolojik olarak gelişmiş ülkeler, uzaya gönderdikleri uydular aracılığıyla, dünyanın herhangi bir köşesindeki karıncanın görüntüsünü ve ayak seslerini kaydetme imkanına ulaşırken, Türkiye’nin aynı durumda olduğunu söyleyememenin büyük bir ıstırabını ve acısını yaşadığımızı da söylemeden geçemiyoruz.

Bırakın, Avrupa ya da Ortadoğu’yu, dünyanın en pahalı ve en yavaş internet teknolojisini kullanan ülkemizde, buna da şükür diyen yurdum insanı, şimdi ne yazık ki bu imkanlarından da tamamen mahrum bırakılmanın acısını, sinesine gömerek, sessizliğini her zamanki vakurluğu ile göstermenin yüceliğini de yaşıyor!..

Her nedense, Türk insanı olarak sessiz çoğunluk olmanın dayanılmaz hafifliğinden kurtulamamanın ezikliği ile yaşam mücadelesi verirken, “vur ensesine al ağzındaki lokmasını” özdeyişini alabildiğine sürdürmenin de haklı gururunu(!) yaşadığımızı itiraf etmek durumundayız.

Tepemize öbek öbek pislense dahi, asla ve kat’a “Ne yapıyorsun?” diyememenin ezikliği içerisinde bu ezginliğimizi, bu bitkinliğimizi sergilemekten de, belki genetik özelliklerimizden dolayı da büyük haz aldığımız, değişik zevklerin sahibi bir ırk olduğumuz bile düşünülebilinir!..

Yoksa, bugüne kadar ayağımızdaki nasıra alabildiğine basılmasına karşı acımızı içimize gömüp, bir “ahhhh” diyememenin sosyolojik ve de psikolojik olarak başka nasıl anlatımı olabilir ki?

Özellikle ve de özellikle, kamu kurumları karşısında sürekli ezilmekten, horlanmaktan, adam yerine koyulmamaktan, yok sayılmaktan duyduğumuz o engin haz alma duygusunu(!) bizden başka hangi ülkede yaşayan hangi ırkın insanı hissedebilir?

İşte, biz böyle sessiz çoğunluğun alabildiğine sessizleştiği bir toplumun bireyleriyiz.

Tüm bunları neden söylediğimize gelirsek, yukarıda belirttiğimiz gibi, iletişim çağında, iletişimsizliğin had safhaya ulaştığı günümüzde, dikkat ediyorum da bir kimsenin sesi soluğu çıkmıyor…

Herkes öylesine memnun öylesine mutlu, öylesine kendi kapandığı dünyasında ki, bazen “Biz neden böyleyiz?” diye kendi kendime sormaktan yine kendimi alamazken, cevabını bulamamanın da şaşkınlığını yaşadığımı itiraf etmeliyim.

Biliyorsunuz, şu son bir aydan bu yana Haber-iş Sendikası, Türk Telekomda grev yapıyor ve Türkiye genelinde haberleşme yani iletişim diye birşey kalmadı.

Var diyen de açık açık söyleyeyim yalanın daniskasını söylüyordur.

Benim gözümde, yalancının, müfterinin, sahtekarın ve üç kağıtçının da önde gidenidir. Hiç kimse de kusura bakmasın!..

İnternet erişimi, günümüzde insan oğlunun en vazgeçilmez iletişim araçları arasında en baş sıraya yerleşti. Artık, televizyon, radyo, gazete ve benzeri iletişim ihtiyaçlarımızı, internet ortamında gideriyoruz.

Günün 24 saati, her birimiz, gerektiğinde iki oda ötemizdeki birisiyle, ya da dünyanın öbür ucunda bir başkasıyla, internet ortamı üzerinden görüşme yapıyor. Ve bu görüşmesiyle artık insanlar birbirlerine bir ekran mesafesi uzakta bulunuyor.

Ancak, dediğim gibi dünyanın en pahalı ve en yavaş internet hizmetini alan biz Türk insanı, son bir aydır paramızla resmen ve alenen eziyet çekiyoruz.

İşte benim kızgınlığın, benim isyanım da, “paramızla rezil olmak” denilen bir şekilde, parasını peşin peşin ödediğiniz bir hizmeti alamamanın karşılığında sesimizin çıkmamasından kaynaklanıyor.

Aslında, devletin en stratejik kuruluşları arasında yer alan Türk Telekom’un hem de bir yabancıya peşkeş denilebilecek bir rakama satılmasını daha hazmedemezken, bir de üstüne üstlük çalışanlarının greve gitmesiyle, milyonlarca insanın mağdur duruma düşürülmesi affedilecek ve katlanacak bir durum değil bence.

Her insanın insan gibi yaşamak için hakkını aramasından yanayım. Bu nedenle de, özellikle iletişim, sağlık, güvenlik ve eğitim sektöründe çalışan insanların, sosyal yaşam seviyelerinin diğer sektörlere nazaran daha üst seviyede olmasını ve buna karşılık da grev yapma haklarının ellerinden alınmasından yanayım. Bu da benim düşüncem. İsteyen kabul eder, isteyen etmez. Çünkü tüm bu sektörlerde çalışanların yapacakları grev ya da direniş gibi benzeri eylemlerde, en büyük sıkıntını ne yazık ki vatandaş, yani halk çekiyor. Hiç kimsenin de bu halka böyle bir eziyet etme hakkının olduğunu hiç sanmıyorum.

Dediğim gibi parasını peşin peşin aldığı, ya da geciktirdiğinizde hemen gecikme faizini yapıştırdığı, buna karşılık verme taahhüdünde bulunduğu hizmeti grev nedeniyle yerine getirmeyen Türk Telekom, şu aşamada tüm telefon ve internet abonelerine açıkça ve alenen eziyet ediyor, bana göre de zorla paralarını alıyor hatta ve hatta gasp ediyor denilebilir.

İşte, biz böylesine bir gasp karşısında sessiz kalıyoruz. Efendim, gerekçe de grev varmış…

İyi. O zaman sen de benden grev süresince tahsilat yapma da, göreyim yiğitliğini bakalım!..

Hadi yapabiliyor musun? Yapamazsın değil mi?

Bu millet nasıl olsa yolunacak kaz olmuş, yol yolabildiğin kadar. Vermediğin hizmetin parasını gasp ederek, bir yıllık kârına satın aldığın kurumun, kaymağını, kaymak sürerek ye… Afiyet olsun.

Ayrıca, her iki tarafa da grevi neden bitiremediklerini soruyorsunuz, aldığınız cevap da çok ilginç, aynı; “Karşı taraf yanaşmıyor!..”

İki taraf da birbirini suçluyor. Ama sanırım iki tarafın da işine geliyor bu şekilde devam ettirmek. Vatandaş sıkıntı çekmiş, umurlarında bile değil.

Şu son bir aydan bu yana internete girmek, internette görüşme yapmak kelimenin tam anlamıyla Çin işkencesine dönüştü.

Diyeceksiniz ki, eskiden internet mi vardı? İyi güzel de insanoğlu güzel ve iyi şeylere çabuk alışıyor ne yapalım!.. Üstelik bu sanırım sadece benim değil, hepimizin sorunu.

İyi de neden ses çıkarılmıyor.

Hergün ülkenin bir yerinde fiberoptik kablolar sabotaja uğruyor, kesiliyor, pırasa gibi doğranıyor.

Yöneticiler, sendikanın üstüne atarken, sendika da yöneticilerin kendilerini sabote etmek için, adam tuttuğunu ve bu tür sabotajlar düzenlediğini öne sürüyorlar.

Kim ki yapıyorsa Allah belasını versin.

Hiç kimsenin, bizim parasını ödediğimiz, bunun karşılığında ülkenin milli serveti olan bu değerleri, vatandaşı mağdur edecek şekilde sabote etmeye hakkı yoktur. Bunu yapan, kim olursa olsun vatan haininin en önde gidenidir.

Önceki gün Diyarbakır’da kesilen fiberoptik kablolar yüzünden, F-16 düşme raddesine gelmiş, zor bela kendi alanlarına değil de Adana ve Malatya’daki havaalanlarına inmişler.

Sabotaj yapanlar arasında sendika üyeleri de bulunuyormuş. Gazete haberlerinde yer alanlar bunlar. Eğer doğruysa, bu kansızlık, bu hainliktir.

Sen, kendi grevini haklı göstermek için, bu ülkenin milli servetini yok etmeye yönelik eylem yapıyorsan, PKK’dan farkın nedir? Söyler misiniz?

Ayrıca, yöneticiler de sendikacılar da, oturun bir an önce anlaşın artık. Bu millete çektirdiğiniz eziyet yeter. Hem de parasıyla çektiriyorsunuz bu eziyeti.

Buna ne hakkınız var?

Burada yönetim ya da sendika haklı ya da haksız demiyorum. Ancak, sizler kendi menfaatleriniz için bu halkı da bir kalemde harcamayın diyorum. O kadar.

Paylaş
Etiketler: fiberoptik kablolarmili servetsendikaülkeyöneticiler
Önceki Yazı

Aynalı sazan balığının sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetleri (2)

Sonraki Yazı

Üniversiteler = Üniverlise mi oluyor?

Cihan HAYIRSEVENER

Cihan HAYIRSEVENER

Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

İlişkili Yazılar

Cihan HAYIRSEVENER

Başkan Adaylarını Açıklayın

30 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

ATV’nin Nasıl Bir Ayrıcalığı Var?..

29 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Fırsatçılara Fırsat Tanıyanlar!..

28 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Kim Durduracak Bunları?

27 Ağustos 2008
5k
Sonraki Yazı

Üniversiteler = Üniverlise mi oluyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap