Son günlerde dikkatinizi çekmiştir, yurdun dört bir yanında yabancıya satılan mülkler ve araziler gündeme geliyor.
Rakam şimdi hatırımda değil ama binlerce dönüm arazinin başta Almanlar ve İngilizler olmak üzere çeşitli yabancı ülke vatandaşlarına satıldığı tartışılıyor.
Bunların başında da televizyon kanallarının vazgeçilmez unsuru haline gelen İlahiyat Profesörü Zekeriya Beyaz geliyor.
Yabancıların Türklere bir karış yer satmadığını, oysa onların bizim ülkemizde binlerce dönüm yer aldığını ve bir zaman sonra da kendi ülkemizde yabancı konumuna düşeceğimizi öne sürüyor ve bu yer yurt satışlarına karşı çıkıyor.
En çok da yabancının Didim’de olduğu ve burada 18 bin yabancı kökenli ailenin yer aldığını belirtiliyor.
Geçen gün de bir Didimli yazmış, “Bizim nüfusumuz zaten toplam 38 bin. Nasıl 18 bin aile buradan arazi alabilir? Her birini 2 kişi kabul etsek, zaten 36 bin nüfus onlar tutuyor. Didim’de 2 bin kişi mi kaldık yani?” diye soruyor ve iddia edilenin aksine en fazla 2 bin ailenin yer sahibi olduğunu öne sürüyor.
Benim asıl söylemek istediğim ise başka. Şimdi, bu yabancılar aldıkları arazileri ya da mülkleri, ne devletten alıyor, ne de hükümetten!..
Bizzat gidip, o yörenin insanından alıyor.
Biz bu yabancıları suçluyoruz, gelip bizim topraklarımızı alıyorlar, gaspedi-yorlar diye!..
Allah aşkına onlara bu yerleri, toprakları, arazileri, binaları satanların hiç mi günahı, hiç mi kabahati yok.
Fazla para kazanacağım diye tamah edip de, yurdun en güzel yerlerini yabancılara satanlar, bizim insanımız değil mi acaba?
Yoksa, yabancılar bunların kafalarına silah dayayım da zorla mı ellerinden gasp ediyorlar!..
İğneyi de biraz kendimize batıralım.
