Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Yakup HALICI

Ne İdim, Ne Oldum (Aslında Bir Avuç Hüzün)

Yakup HALICI Yazar Yakup HALICI
01 Kasım 2010
Yakup HALICI
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bundan yıllarca önce, 28 Şubat sürecinde Türk ordusunun generalleri “afi” kesiyorlardı. Türkiye’nin seçilmiş başbakanına ulu orta hakaret edip direktif veriyorlardı. Memleketin medar-ı iftiharı, en birinci vatanperverleri olan bu zatların astığı astık, kestiği kestikti.

Şimdi görüyoruz ki, Adana’da cumhuriyet bayramı kabul törenine gelen başörtülüler salona girince adeta kaçarcasına arka kapıdan salonu terk etmişler.

Ricat askeri terimdir, düşman karşısında kontrolsüzce geri çekilmedir. Yani bir nevi yenilgidir, hezimettir.

Bu bir ricat-mıdır?.. Aslında değildir. Çünkü ricat, her ne kadar cepheden kaçış olarak bilinse de, eğer cephe vatan toprağında ise buna ricat demek gerekir diyorum. En azından bu yazı için. Bulunulan cephe vatan toprağımıdır? Yoksa işgal edilmiş topraklar-mıdır?

Eğer işgal edişmiş topraklarsa buna ricat denilmez demiştim. Bu fütursuzca gelindiği gibi fütursuzca gitmek demektir.
Geriye dönelim, 1920’lere;

Bu vatanın genci, yaşlısı, zengini, fakiri bütün Anadolu yekvücut olup vatan topraklarını özgürleştirdi. Elbette bu hareketin önderleri olacaktı. Önderlerin de bir başı. Bu teşkilatlanmada öyle afakî bir durum olmadığı gibi, bir yerden sonra Osmanlı teşkilatçılığının bir ürünü olarak da görülebilir. Ya da altı yüz yıl Anadolu’da kökleşmiş Türk milletinin kendi kendini organize etmedeki mahareti olarak da görebiliriz.

Her ne sebepten olursa olsun, bu örgütlenmeyi sadece bir kişinin maharetine ve cevvalliğine bağlamak saflıktan öte birtakım hesapların sonucu olarak görülmelidir.

Hal böyle olunca, işgalden kurtuluş savaşını yöneten unsurların yani bu mücadeleyi yapan “elit kadro”nun diğer unsurlarının da ne dediğine bakmak gerekmez-miydi? Ne yazık ki savaştan sonra iktidar koltuğuna oturan güçler buna cevaz vermedikleri gibi, kendi dışındakilerin tavırlarını karşı devrim olarak algılamışlardır. Bilindiği gibi(aslında tasfiye için) birtakım suni suçlamalarla yargılamışlardır.

Ve ülkenin geleceğini halka rağmen şekillendirmek istemişler, ne yazık ki sorunları sadece ötelemekten başka bir şey yapmamışlardır. Ayrıca öyle bir rejim yaratmışlardır ki ülkemizi meydana getiren unsurların hiç biri memnun olmamıştır ve hala memnun değiller.

Yine ne yazık ki, yaptıkları “devrimleri” gerçekten devrim zannetmişler, bununla ülkenin aydınlığa kavuşacağını, modern bir toplum olacağını ummuşlar, kalben inanmışlardır. Ve ne garip ki rakiplerini tasfiye ettikten dört yıl sonra “devrimlerin” yerli yerine oturduğunu zannederek rakiplerine parti kurma izni vermişlerdir. Yani artık kimsenin mevcut sistemi bozamayacaklarını zannetmişlerdir.

Böyle düşünmekle de ülkenin yeniden tasarlaması konusunda ne kadar sığ düşündükleri ortada değil mi? Ve kendi toplumunu ne kadar az tanıdıklarının ispatı değil mi?

Ne var ki yaptıkları sözüm ona devrimlerin aslında deli gömleği gibi halka giydirilmeye çalışılmış, hatta sadece iliştirilmiş olduğu seksen yıl sonra ayan-beyan görüldü.

İşte bundan dolayıdır diyorum ki, dokuz yüz yirmi üçlerde temelleri atılmaya çalışılan, ama aslında başkasının toprağında kaçak inşaat yapmaya çalışanların bekçileri olan bu ordu(ordumuz) aslinde bir işgalin bekçileridir.

Yani ordumuz aslında ricat etmemiş, asıl yerine geri döndürülmeye başlanmıştır. Ne yazık ki hala “inadım- inat” desturu ile yine bana göre “son derece yakışıksız ve aptalca” davranışlar sergilemektedirler.

Bugün eğer komplo teorisi üretme günüm olsa idi, bu davranışlara bir şeyler uydurmam işten bile değildi.
Artık gereği yok, her şey kendini ele veriyor;

Bu yıl ki cumhuriyet bayramında (dolaylı da olsa) bu halk tarafından seçilen cumhurun reisinin davetine icabet etmemek nezaketsizlikten öte bir davranıştır. Bu aynı zamanda maaşının bir kısmını ödeyenlerin, yani generallerin çoluk çocuğunun ekmeğinin yüzde altmışının o beğenmedikleri başörtülüler tarafından sağlandığının idrakinde olmamak, ya da göz ardı etmek hangi nezakete, hangi ahlaka sığar?

Ve ne yazık ki, hala var olma sebebi saydıkları ve olmazsa olmaz kabul ettikleri “Atatürk’ün ordusu” kavramına sarılarak kendilerini “Türk ordusu” deryasından avuç içi kadar göllete hapsetmeye devam ediyorlar.
Yazık, çok yazık…

Paylaş
Etiketler: cumhuriyetmillet sakaryatoplumvatan
Önceki Yazı

Metafizik İstihbaratçılık

Sonraki Yazı

Malatya’nın ‘Kristal Kayısı’ Sembollü Festivali!

Yakup HALICI

Yakup HALICI

İlişkili Yazılar

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)
Gündem

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (ll)

29 Kasım 2025
5k
Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (l)
Genel Eğitim

Azerbaycan’ın Geldiği Nokta (l)

19 Kasım 2025
5k
Balçıktaki CHP
Ekonomi

Balçıktaki CHP

15 Kasım 2025
5k
Ünye!.. BaşkanTavlı Boş Zamanlarında Ne Yapar? (II)
Kent/Şehir

Ünye!.. BaşkanTavlı Boş Zamanlarında Ne Yapar? (II)

11 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Malatya’nın ‘Kristal Kayısı’ Sembollü Festivali!

Yorumlar 1

  1. ahmet yenin says:
    15 yıl önce

    Sevgili Yakup Halıcı,”Ne İdim,Ne Oldum” başlıklı ve son derece önemli ve anlamlı yazınızın altına kanımla imzamı atar,Allah bilginize, kaleminize ve beyninize sağlık sıhhat versin diyerek saygılar sunarım.Ahmet Yenin-Ünye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap