Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

12 Eylül Çocuğu

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
12 Eylül 2010
Dr. Ahmet FİDAN
5
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Yıllardan 1982, aylardan Mayıs ve Mayısın biri.

12 yaşlarında çocuğum. Okul yoktu ki, sanırım hafta sonuydu. Annemle pazara gidiyorduk. Bahçemizde topladıklarımızı satmak için kasabaya (ilçe merkezindeki pazar yerine) Annemin sırtında uzun sepet, ellerinde iki tane bakır yoğurt bakracı, benim iki elimde naylon telis kumaşından yapılmış ağzına kadar tepili pazar çantası. Annemin pazar çantasının içinde evde bahçede ne ürettiyse onlar, benim çantamın içinde de bahçemizden topladığım üzüm teveğinin yaprakları (Yaprak sarması yapılan üzüm yaprağı) Kırkbeş dakikalık yürümenin ardından şehir merkezine yaklaştık. Biz yürürken, nümayiş (miting) sesleri yankılanmakta sokaklarda, “üreten biz tüketen biz olacağız” “söke söke alırız” “ölmek var dönmek yok” gibi sloganlar kulaklarımda hala çınlamakta.

Korkmuştum, ürkmüştüm, acaba bizi öldürecekler mi diye. Acaba bizim elimizdekileri alıp ta pazarda satacaklarımızı satamadan eve parasız mı dönecektik diye. Ozamanın kurtarılmış bölgesi, küçük moskovası olan Fatsa’dan bahsediyorum. Malum, belediye başkanı da halk yönetimi ilan etmeye başlamıştı. O yaşlarda pek te anlamazdım bu şeylerden ama çok fazla korktuğum kesindi. Kamyonetin yandan açılan kapağının üzerindeki tahtanın üzerine çıkmış üç miting sözcüsünün titreyerek yaptığı konuşma ve çevresindeki 100-150 kadar kişinin endişeli, endişeli olduğu kadar da kaygılı bakışları arasından ben de adamlar niye bağırıyor diye kafamı uzatıp bakmıştım. Ve çok iyi bir şey olmadığını anlayıp annemin de omzumdan çekerek “gel buraya, aneşit mi olacaksın” diyerek beni sürüklemesiyle pazarın yolunu tutmaya devam ettik.

Bir yandan da düşünüyorduk. Üreten bizdik. Pazarda ürettiklerimizi satıp parasıyla istediğimizi alabiliyorduk, yani tüketebiliyorduk, pazarda sattıklarımızın parasını söke söke değil peşinen alıyorduk. Yani bacakları titreyerek konuşan adamın dediklerini hiç te hazmedememiştim ozamanlar. Hoş daha sonra da hazmedemedim ya. Daha doğrusu üreten biz olduk, fazla fazla tüketen de biz olduk ama MAALESEF HEP SÖMÜRÜLEN BİZ OLDUK. HAKKIMIZI SÖKE SÖKE DE ALAMAMIŞIZ, BİR SÜRÜ ÖLEN OLDU, DÖNEN OLMADI AMA MALESEF DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY DE OLMADI. Hala üreten biziz, hala tüketen biziz, hala sömürülen biziz. Hala söke söke alamıyoruz. Biz bu sloganlardaki nakaratı çok seviyoruz. Çünkü biz bu oyunu hep oynamaya devam ediyoruz.

Bu arada meğer biz hem üreten hem ürettiğini satan sıfatıyla iki sınıfı da temsil ediyormuşuz. Üreten sıfatımızla 1 Mayıs işçi bayramını hak ediyormuşuz. O miting de Bir Mayıs mitginiymiş. Terzi Fikri”nin ekibinden olan adamlar işte… Mayısın birinde, çocuğun biri, bir mitingi görmüş ve korku ve endişelerini aradan 28 yıl geçmesine rağmen unutamamış ve bu satırları yazmaya başlamış.

Yıllardan 1982, aylardan Eylül ve Eylülün onikisi.

O zaman adına ihtilal derlerdi, daha sonraları Siyasal Bilgiler Fakültesinin Siyaset bilimi derslerinde öğrendim 12 Eylülün bir ihtilal değil de askeri darbe olduğunu. Yıllardan 1982, aylardan Kasım ve Kasımın yedisi. Annem Babam aşağı mahallede kurulan sandıkta oy kullanmaya gidiyorlar. Kalır mıyım geride. Ben de takıldım peşlerine. O günlerde bile hep seçimleri (ne olduğunu pek bilmesem de) merak ederdim.

Oy kullanmaya gittik. Bir sürü beklediğimizi hatırlıyorum. Bir sürü askerlerin acı acı ter kokularının arasında annemin ve babamın oy kullanmak için yanlarında beklerken, askerlerin o ter kokusu ciğerlerimi yakmıştı. Zaten her taraf askerdi. 300 metre kadar yakında helikopter pisti yapılmıştı. Malum Fatsa’dayız ve operasyon üzerine operasyonlar yapılmıştı 80 li yıllardan 1982 li yıllara kadar. İhtilal (yani darbe) zamanından bu zamana askerler de iyice yerleşmişti su ürünleri tesislerine. Adeta Su ürünleri müştemilatı, DEMAS, aneşitlerin (anarşistlerin) toplama kampı olmuştu. Neyse ki, Milli Güvenlik Konseyi denilen ekip (cunta) anayasa yaptırıp bu gün halk oyuna sunacaklarmış. Gerçi bizim oyumuz belliydi. Zira Kenan Paşa Fatsaya gelirken, Peygamber gibi karşılanmıştı. İlçeyi aneşitlerden kurtaracaktı. Çok ta mutluyduk. Öyle anayasayı filan pek bilmesek te annem babam atacakları oya çoktan karar vermişlerdi.

Yıllardan 2010, Aylardan Eylül ve Eylülün onikisi,

Aradan 28 yıl geçmiş sahiden. Ve buraya kadar bunları düşünmüş ve dile getirmiş kasabanın kenar mahalle, biraz da gariban köylü çocuğu okumuş, okumuş, okumak için gurbetlere gitmiş, iyi derecelerle başarıyla okullarını bitirmiş, hatta Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanmış, orayı da en iyi notlarla bitirmiş.

28 yıl önce babasının annesinin merakından kuyruk gibi peşine takılıp oy kullanmaya giden çocuk, bu gün sabahın saat yedisinde, o anayasanın revizyona tabi tutulmasına ilişkin Anayasa değişikliği için yapılacak referandumda Sandık Kurulu Başkanı olarak görev yapmaya gidiyor.

28 yıl önce oylamayı kalabalık arasından ve askerlerin acı ter kokuları arasından itelene kakılana görmeye çalışan kişi bu gün o sandıkların başında seçim alanından veya bölgesinde insanları koordine edecek, üniformalıların (askerlerin) mıntıkadan uzak tutulmasına da dikkat ederek insanların oy kullanmalarını sağlamak için görev yepacak. Bu satırları yazan kişi de 28 sene önceki verilen oyun düzeltimini yapacak. 28 yıl önce evet dediğini bu sefer yeniden sorgulayacak. Evet mi diyecek Hayır mı diyecek bu zaten belli de, dünün evet oyları arasında itelenen kakalanan köylü çocuğu, bu gün seçim meydanında bunları da düşünecek olması bir başka buruk bir öykü doğrusu…

Sevgili okurlar, bu pazar ben pazar kahvemi içemeyeceğim, zira görev başında olacağım. Sizler oyunuzu kullandıktan sonra eve gelip güzel pazar kahvaltınızı yapacaksınız, günün haberlerini izleyecek, akşam üzeri gün batımı eşliğinde pazar kahvenizi yudumlarken, bir yandan da referandum sonuçlarını almaya başlayacaksınız.

Referandum’un ülkemize uğurlu olmasını dileriz. Malum, “hayır” sözcüğünü kullanamaz olduk siyasetin yüzünden. O yüzden uğurlu olsun dedim, bu uğuru önümüzdeki yıllar gösterecek.

Sağlıcakla kalınız. Birincil kaynaktan değişiklik metnini okumadan oy kullanmayın derim.

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş
Etiketler: 12 eylül12 eylül anayasası12 Eylül revizyonuanarşistaneşitdarbefatsafatsa günlerifatsa olaylarıfındık mitinglerihalk oylamasıihtilalinsanmitingpazar yazısıreferandumSiyasettoplum
Önceki Yazı

Komşudaki Şiddet Olayları Astım Riskini Artırıyor

Sonraki Yazı

Tedirgin Demokrat

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Tedirgin Demokrat

Yorumlar 5

  1. Çapar Kanat says:
    15 yıl önce

    Yazınızı okudum
    Teşekkür ederim.
    Sabahları kahve yerine çiğ sütü kaynatıp içiniz.
    Çapar Kanat
    Çiğ Süt üreticisi

  2. Kuzum says:
    15 yıl önce

    Ahmet bey,
    Yazinizi o gunleri yasayan biri olarak biraz burularak okudum.Kendinizden 12 eylul cocugu olarak bahsetmissiniz:) O yillardan kalan sanki askerlerin ter kokusunda baska birsey kalmamis. Uzuldum.
    Aksama eve sag gelmenin sevincini yasayan anne-babalarimizin yuzundeki buruk ifadenin,fikir ayriligi yasayan kardesin kardese olan dusmanca tavirlarinda araya giren ana-babanin halini,komsunun komsuya olan guvensizliginin ayyuka yukseldigi bir donemi cocuk oldugunuz icin gorememis olabilirsiniz.
    Hergun Turkiye de onlarca gencin 10 liralik bir kursunla olduruldugu donemi kimse unutmadi.
    Tarih tekerrurden ibaret olmali o yillarda ki sloganlar gunumuzdede soz konusudur.
    Anne-babamizin o gunki durumundan evlatlari farkli olmayacaksa gecen gunlerin ne anlami olacak.Tabiki sandik basina giderken 12 yasinda bir cocuk bugunki yerini yadirganmayacagi malumdur.Hep kendinizden bahsediyorsunuz:)) Sizin yasiniza gelemeyen bir suru akraniniz 12 eylul oncesi ve sonrasinda ya olduruldugu icin yada idam edildigi icin bugun yasamiyor.Darbelere karsiyim.
    17 yasindaki bir cocugun idamini gerceklestiren darbecileri alkislayacak halim yok.
    12 eylul olmasi ogunle bugunu kiyaslamaniz bile abesle istikaldir.
    2 donemdir bu hukumetin anayasa maddelerini ilk donemde nicin referanduma gitmedigini de size soruyorum.
    Sabah cayimi ictikten sonra referandumda oy kullanmak icin yollardaydim.Yurttaslik gorevini yerine getirmenin huzuru icindeyim.

  3. AHMET FİDAN says:
    15 yıl önce

    Kuzum,
    O dediklerini yazmaya gerek görmedim. Çünkü onlar o günlerin acılarıydı. Ben se o günlerin kısaca ironisini yaptım kendimce. Yani üzüntü veya burukluk ile birlikte yüzlerde bıraktığı tebessümü yansıtmaya çalıştım.

    Senin ifade ettiğin kısım ise ACILAR kısmı. Üzüntüler kısmı. Komşumuzun iki çocuğu birbirini vurdu, ilkokul öğretmenim gözümün önünde çapraz ateş altında vuruldu. Ölüm listesine annem babam alındı. Bakkalımız kundaklanma listesine alındı. Fatsa’dan Ünyeye, Ünye’den Fatsa’ya yurt dışına çıkmaktan daha zor geçer olduk. Hangi birini anlatayım.

    Ama ben bunları yazmadım. Acıyı yadetmek acı veriyor. O senin 17 yaşında asılan gençlerin gazıyla öldürüldü öğretmenim. Hoş o onyedi yaşındaki genç baş aktör değil di ya. Piyonun piyonları… Olacaktı, olması planlandı, bu dönemde bazılarına idam, bazılarına cellat, bazılarına mahkum bazılarına gardiyan lolü yazıldı. Ve oyun oynandı.

    Şimdi de bu oyunlar oynanmakta. Bu oyunlar ozaman SOL SAĞ adı altındaydı. Bu gün ise, etnik temelde…

    BASİRETİ BAĞLANMIŞ GÖZLERİN AÇILMASI DİLEĞİYLE.

  4. incitanesi says:
    15 yıl önce

    Canım benim 12 eylülü kaleme alman bana o yıları hatırlatı, 1978 Aralığının son günlerine gelinirken Maraş’da yapılan katliamda 111 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve yüzlerce ev, işyeri yakılmış, yıkılmıştır.

    Oyılarda bende adıyamanda yaşıyordum çok zorlu ve ACILI günlerdi asla unutamam kahramanmaraşlıyım diyemiyordum o yılarda, ama malesef kahramanmaraşlıydım bunulada gurur duyuyordum, her ne pahasına olursa olsun yinede söylüyordum, bebeğim olmuştu bu tarihlerde bana ters ters bakıyorlardı ve hep soruyorlardı nerelisin? diye, bende herseferinde kahramanmaraşlıyım diyordum,ama çokta tedirgindim doğumumdan hemen bir saat sonra hastahaneyi terk etim kendimden değil bebeğimden korkuyordum. Allah bir daha yaşatmasın o günleri.
    Ahmet beyciğim kalemine ve yüreğine sağlık sağlıcakla kal…

  5. ahmet fidan says:
    15 yıl önce

    Sevgili İncitanesi teşekkür ederim.

    Fazilet Hanım, sorunuza ilişkin olarak, O günün 12 Eylül’ü ile bu günün 12 eylülü arasında kronolojik simetriden başka ciddi bir anlam ve ilgi kurmak istemiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Kim Kırdı

Kim Kırdı

18 Aralık 2025
Korkuluk

Korkuluk

18 Aralık 2025
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap