Doğu Beyazıt’tan ayrılmadan evvel arabamızın frenine bastığımızda gacur gacur sesler geliyor. ‘Balatalarda sorun var’ diyorum. Sonra Aynur’a dönüp, ‘Hem şoförlüğü öğrendim hem de arabadan anlamaya başladım’ diyerek ukalalık ediyorum. Doğu Beyazıt’ta yol kenarında bulunan sanayi sitesine yetişmek için İshak Paşa Sarayı’ndan erken ayrılıyoruz. Vaktimiz olsa biraz da kent merkezinde gezeceğiz.
Bozbaş mı o da ne ki?
Iğdır’a doğru yola çıkıyoruz. Sağ tarafımızda Ağrı Dağı, biz yollardayız. Iğdır’a varıyoruz. Kent merkezinde bir lokantaya giriyoruz. Iğdırlı olan arkadaşımız Murat’ı arıyoruz. ‘Murat şu anda memleketindeyiz’ der demez “Bozbaş yemeden kentimizden ayrılmayın” diyor. Garsondan ‘Bozbaş’ istiyoruz. Yüzümüze şaşkın şaşkın bakıyor. ‘Arkadaşımız söyledi, sizin ünlü yemeğinizmiş, iki kişilik getirir misiniz? Diyorum. O yemek bizde yok diyor.
Neyse yemeğimizi yiyoruz ve Kars’ta akşam için otelde rezervasyon yaptırdığımız için kenti gezemeden yola çıkıyoruz. Kendi kendime de söyleniyorum. Gece Iğdır’da nereyi gezebiliriz ki?
Kars delik deşik
Yol kenarında bulunan ilk tamirciye giriyoruz. Genç bir usta arkadaşımız bi-zimle ilgileniyor. Ön tekerliğe taş sıkışmış olabileceğini söylüyor, bense büyük ihtimalle balatalarda sorun olduğunu ifade ediyorum. Neyse balatalarımız bitmiş. Yaklaşık bir saat içersinde ön balatalarımız değişiyor, ardından da rot balans ayarlarını yaptırıyoruz.
Doğu Beyazıt’ta üç dönemdir Barış ve Demokrasi Partililerin seçim kazanmasından şikayetçi olanlar var. İktidarın hizmet yapmadığını, iktidar partisinin yerel yönetimleri kazandığında daha çok hizmet geleceğine inananlar var. Kimileri de, Doğu Beyazıt’a hizmetin Tansu Çiller döneminde yapıldığını, sonrasında hiç hizmet yapılmadığını belirterek, durumdan memnuniyetsizliğini dile getiriyorlar.
Kars’a doğru yola çıkıyoruz. Kars’a girdiğimizde her yer köstebek yuvası. Yollar yeniden yapılıyor. Tam bir şantiye halinde. Otelimize varıyoruz. Yerleşiyor ve saat 24 sularında otelden çıkıyor ve kentin ana caddesinde gezmeye başlıyo-ruz. Açık bulduğumuz bir tatlıcıda hem dondurmalarımızı yiyor hem de dükkân sahipleri ile sohbet ediyoruz.
Kars’ta turizmin önemi
Kentte yapılan çalışmalardan oldukça şikâyetçiler. Yapılan çalışma kentin suya kavuşması içinmiş. Yıllardır Kars’a kesinti ile su veriliyormuş. AK Parti yerel yönetimin başına geldikten sonra ilk iş olarak su işine el atmış. ‘Ne de olsa merkezi iktidarın nimetlerinden yararlanıyorlar’ diyeceğim ama seçimlere CHP’nin adayı olarak katılan Naif Alibeyoğlu’nun 1999 yılında ANAP’dan, 2004 seçimlerinden AK Parti’den 2. kez seçildiği aklıma geliyor. Anlayacağınız Kars’ın su sorunu daha önce de çözülebilirdi.
Ertesi gün Kars Çağdaş Gazetesi sahibi Gümüşpala Kortağ kaldığımız otele geliyor ve bize Kars merkezi gezdiriyor. Kars’ın eski kent merkezini beraber geziyoruz. Ruslardan ve Osmanlılardan kalan taş mimarisi örneği eski kent merkezini gezmek ayrı bir keyif veriyor. Eski Kars Lisesi şimdi Emniyet Müdürlüğü binasına dönüştürülmüş. Ve emniyet müdürü binanın cephesindeki sıvaları kazıtarak, binanın muhteşem taş mimarisini ortaya çıkartmış. Helal olsun diyorum.
İnsanlık Anıtı
milliyetçi zihniyete teslim olmuşEski kent merkezinde Kilise’nin camiye dönüştürülmesi sonra kendi kaderine terk edilmesi, yanında 2 bin 500 kişilik cami yapılması… Etrafından en az üç cami daha. Anlayacağınız dini bütün bir şehir Kars. Burayı gezince öyle anlıyorsunuz.
Yarın Kars izlenimlerine devam…
Kars’ın eski kent merkezini gezerken ‘keşke’ diyorum, Bugün Türkiye’nin ve dünyanın değişik yerlerinde yaşayan ekonomik durumu iyi olan Karslılar her bir taş evi satın alsalarmış. Eski mimariye sadık kalarak yeniden düzenleseler, Kars Kalesi, Anı Harabeleri ile inanın yılda yüzbinlerce turist gelirdi Kars’a. Yoksulluk ise tarih olurdu.
Sonra, Kars Belediyesi’nin Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün kapalı olup olmadığını merak ediyorum. Çünkü Kars Kalesi’nin içi dışı, yollara çöplük içinde.
İstanbul’da Kars için kurulan vakıflar, dernekler aklıma geliyor. Ve siyasetle uğraşmaktan kentleri ile uğraşsalardı, daha çok iş yapmış olurlardı diye de sitemlerimi iletiyorum, içimden.
Sonra isyan ediyorum. Neden Kars üçe bölünmüş ki? ‘Bugün Kars, kimi siyasetçilerin sürekli seçilebilmek için küçültülmemiş olsa makûs talihini daha kolay yenerdi’ diye düşünüyorum. Ve içimden kocaman bir ‘yazık’ kelimesi dökülüyor.
Kars Kalesi’ne çıkıyoruz ve içimiz sızlıyor. Birkaç hafta önce Çeşme Kalesi’ni gezmiş ve hayran kalmıştık. Turizm Bakanlığı, gerçekten Kaleye hak ettiği düzenlemeyi yapmıştı. Kars Kalesi ise daha muhteşem. Bin yıllık bir tarih gözler önünde. Kaleden kentin görüntüsü bir harika.
Naif Alibeyoğlu döneminde yapımına başlanan İnsanlık Anıtı, MHP’lilerin şikayet etmesi üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından durdurulmuş. Yazık olmuş. Kars’ın yeni simgelerinden biri olabilirmiş. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay inşallah bu anıtın bitirilmesi için talimat verir. İyi bir amaç için başlanmış olan bir çalışma, milliyetçi bir zihniyetin engellenmesi karşısında yoluna devam eder.
