Buffalo Eti İthalat Girişimi!!!

MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Yarar, devletin et ithalatı yapmasına karşı olduklarını söylemiş. MÜSİAD olarak yıllarca devletin ticaret yapmaması gerektiğini dile getirdiklerini belirten Yarar, “Şu ana kadar bu yöntemle başarılı olduğu görülmedi.

6 aydır et ithalatına rağmen fiyatlar düşmüyorsa bu durum bize yöntemde bir yanlışlığın olduğunu gösterir. Özel sektör hiçbir zaman satamayacağı eti ithal ederek kendini riske atmaz. Özel sektöre ithalat izni verilmesi durumunda kırmızı ette arz-talep dengesi oluşacak” demiş..

Tayyib Group Genel Müdürü Ekrem Önal, ”Özel sektör parasını çarçur etmez, satamadığı eti getirmez. Ciddi kuruluşlara bu izni verilirse, Türkiye bu sıkıntıyı kısa zamanda atlatır” demiş.

Yukarıdaki görüşlere karşın biz de şu görüşlerimizi serdediyoruz:

Devletin ticaret yapmaması nasihatlerini yapan Tüsiad  SEK (Süt Endüstrisi Kurumu) nu  kapattırdı. Çiğ Süt satın alım fiyatlarını belirlemede özel sektör tam hakimiyet kurdu.  2008 yılında da AB’ nin dampingli süt tozunu ithal ederek çiğ sütün alım fiyatlarını düşürerek ‘’ Çiğ Sütte Arz Fazlası vaaar ’’ görüşlerini de Tarım Bakanlığına kabul ettirerek  süt tozu üretimine yani kendilerine parasal teşvik getirttiler.

Şimdi de Müsiad mı Et Balık Kurumu’ nu kapattırmak istiyor?

Ülkemizin çiğ süt alımının, süt ve süt ürünleri üretiminin ve pazarının % 60’ına isimlerini ve markalarını ezbere bildiğimiz Müsiad ve Tüsiad Üyeleri hakimdir.

SEK’ in kapatılmasıyla hayvancılığımızın köküne ilk incir ağacı dikilmiştir.

Biz, canlı hayvan ve et ithalatına karşıyız. Bu konuda gerekçelerimizi defalarca yazdık.

Müsiad Kurucu Başkanı ve Tayyip Group Genel Müdürü Ekrem Önal’ ın ‘’ Et ithalatı yapılacaksa özel sektör yapmalı ‘’ görüşleri ise temelinden yanlış ve bize bakın neleri hatırlatıyor:

Bu iktidarın ilk  yıllarıydı. Ülkemizin bir çok ilinde büyük dev süper marketlerinin içinde büyük et reyonları olan bir firma dahilde işleme rejimi çerçevesinde onlarca soğutuculu konteyner de eti Türk Gümrüklerine getirdi.

(Dahilde işleme rejimi şudur:  Firma, Dış Ticaret Müsteşarlığına önceden müraacat edip ben şu kadar et ithal edip ülke içinde kendi tesisimde veya şu tesiste işleyip et sucuğu, pastırma gibi et ürünleri imal edip şu süre içinde dış ülkelere satacağım taahhüdünde bulunup dahilde işleme belgesi almasıdır. Bu belge firmanın yapacağı et ithalatında gümrük ödememesini sağlar, ve et ithalatı yasak ise dahi dahilde işleme rejimi buna izin verir. Dahilde İşleme Rejimi Belgesi, yasad da olsa o malın ülkeye girmesini  sağlar ve sıfır oranlı gümrükle ithal edilmesine yol açar.)

Gazetelerde bir manşet: Buffala Operasyonu!

Ayrıntıları okuduğumuzda, ismi gazeteye verilmeyen firmanın (ama bizim bildiğimiz) dahil de işleme rejimi çercevesinde ülkeye inek eti adı altında binlerce ton buffalo eti sokmak istediğinden dolayı Gümrük Kanunu uyarınca mallar müsadere edildi.

Mallar Müsadere edilince firma sahipleri o an ki Gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’ in kapısını çalmaları sonuçsuz kaldı.

Gümrük Kontrolörleri Firmayı cumhuriyet savcılığına bildirdi. O anki yasaya göre bu ithalata kusuru olan firma sahip veya sahiplerin bir yıl hapis cezası, malların devletleştirilmesi, malın Gümrüklenmemiş değerinin bir kaç katı kadar para cezası öngürülmektedir.

Türk Ceza kanunu’n daki bu suçun adı gümrük kaçakçılığıdır.

Firma yargı sonucunda mutlaka ceza alacaktır. Çünkü suç üstü yapılmıştır.

Sonra mı ne oldu? Parlementoya alel acele bir gümrük yasası sevkedildi. Mevcut Gümrük kanunundaki hapis cezası kaldırıldı ve firma yetkilileri hapis yatmadan para cezası ile kurtuldu. Ama firma iflas etti. Kürşat Tüzmen’ e ilk ‘’  istemezük ’’ çentiği burada atıldı.

Bu ve benzeri firmalar Devlet Bakanı’ Sayın Kürşat Tüzmen’ den yüz bulamadıkları ve Gümrükler ile ilgili okus fokus yapamadıkları için Kürşat Tüzmen’ i her platfomda  lobilere şikayet ettiler. Kürşat Tüzmen Gümrükler ile ilgili gelen taleplerden bıkıp usandığı için ikinci hükümet revizyonunda Gümrüklerin kendisine bağlanmamasını istemesi üzerine Gümrükler Başka bir Devlet Bakanı’ na bağlandı.

Şimdi Özel sektör et ithalatını devletin Et Balık Kurumu’ ndan daha iyi yapar denilmektedir.

Özel sektöre et ithalat yetkisi verildiği takdirde Gümrükler kalbura çevrilir.

Bir tonluk et ithal kotası yerine bin ton et getirilerek şimdi % 40 ‘lara düşürülen gümrük vergisini iç ederler. Devletin büyük vergi kaybı olur ve hayvancılığın çökmesi de umurlarında olmaz.

Canlı hayvanların hastalıklısı mı hastalıksızı mı hiç aldırış etmeksizin, insan ve hayvan sağlığımızı tehlikeye düşürecek şekilde bir ithalat gerçekleşir.

Nisan 2010’ da ilk 16000 tonluk canlı hayvan ithal kararında besicilerimiz mağdur edilmeyecek beyanatında bulunan Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker bu düşüncesinden vaz geçmiş olmalı ki özel sektöre de et ithal yetkisi tanındı.

Buffala da olabilecek canlı hayvanlara da merhaba diyeceğiz.

Özel sektöre  de verilmesi ile sınırsız yapılacak canlı hayvan ithalatı ile hem insan sağlığımız hem hayvan sağlığımız tehlikeye atılacak hem de hayvancılığa verilecek, verilmiş destekler boşa gidecektir.

Milletin, var olan sınırlı hayvan kaynakları çürçar edilmiş olacak.

Affedersiniz buffalocu ithalatçı hangi siad üyesiydi? Bize sormayınız. Bizim için fark da etmez, önemli de değildir. Önemli ve yanlış olan et ithalatının yapılması, üstüne üstlük özel sektör eliyle yapılması daha da yanlıştır.

Kuzu kurda teslim edilemez! Kuzu, halkın sağlığıdır, hayvancılığımızdır, gümrük vergilerimizdir.

http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri