Son önlüğüm, dün öğretmenler odasını, bugün ise çalışma odamı en güzel duygularla süslüyor. Son önlüğüm, duygusal bir çerçeve içerisinde, ilk gün ki gibi neşe odaklı olarak asılıyor.
Son önlüğümün yarattığı, duygusal atmosfere ilgisiz kalmak mümkün, değil. Onun için, cebine tebeşir ve kurşun kalemini bulunduruyorum. Çünkü öğretmene formasyon ve şahsiyet kazandıran kalemidir.
Öğretim yılı içerisinde önlük, gerçekten öğretmenin koruyucusu ve önemli bir semboldü. Eğitim kurumunda sembolünle dolaşman, öğrencilerle ilgilenmen, dikkat çeker. Balıkçının av malzemeleriyle denizde bulunması silahlarıyla donanmış olması gibidir.
Önlüğün cebinde taşıdığım, kalemlerle, tahta ve deftere yazardım. Kalemlerin yanında kağıtlara özel bilgileri alırdım. Bu bilgiler sınıftaki konunun önemli yerleri oluyordu. Bu sayede konuda eksiğim kalmazdı.
Önlüğün aynı zamanda, kurallara uygunluğu önemliydi. Önlük sınıf içindeki otoriteni sağlamada psikolojik olarak üstünlük sağlıyordu. Doğal bir giyinişe de uygundu. Çünkü üzerin tozlanmaz ve lekelenmezdi. Böyle bir korumaya gerçekten ihtiyaç vardı. Yalnız tebeşirin tozu ve renkli olarak önlüğü boyamasından kurtarırdı. Önlüğün yıkanması durumunda ne kadar kirlendiğini görür ve şaşırırdım.
Bu özellikleriyle, önlüğün gurur duyması da hakkıydı. Önlüğüm bir köşeye gizlenmiş, kır çiçeği gibi güzeldi.
Öğretmen olarak da öğrencinin dikkatini dağıtmazdı. Örneğin, modaya uygun giyeceğini gören öğrenci belki modayı konuşacaktı. Böylece önlük dikkat dağılmasını engelliyordu.
Burada öğrencilerin de okul forması giymesi, sosyal ve ekonomik bakımdan çok önemliydi. Serbest kıyafet ile öğrencinin okula gelmesi, eğitim açısından sakıncalıdır. Bugün okuldan çıkan öğrencilere baktığımızda sakıncayı kolaylıkla anlıyoruz.
Önlük öğretmenin yaratacağı sevgi ortamında önemli bir elemandır. Bu eleman yerinde kullanılmalıdır. Son önlüğüm de bu nedenle sırtımdan çıkartmadığım koruyucumdu. Yalnız koruyucu önlüğümde yıl sonunda, öğrencinin kırmızı kalemle yanlışlıkla çizdiği çizgi durmaktadır.
Önlüğüm kurumda ve sınıf içinde öğretmenliğin gururunu ve hazzını bana yaşatmıştır. Öğrenciyle olan ilgimde rahatlığımı sağlamıştır. Öğretmen sıkıntısını önlük sayesinde sınıfa girerken dışarıda bırakır. Dertleri zevk haline getirir. Her şeyi dört dörtlük olurdu. Kendi adıma kişisel problemlerim, ter gibi derimden dışarıya çıkmazdı.
Önlük gemileri yakıp deryaya kulaç attığım bir zaman diliminde, öğrencinin karşısında güç kaynağım olmuştur. Bu anlamda, önlüğün sembol olması değil, esas olan öğretmen olarak beni, şahsiyetli ve öğretimde formasyonu yerinde biri yapmıştır.
Sembolleşen bir formasyona sahip öğretmen olarak, güvenim artmış ve öğrenciye daha müşfik ve bilgi iletişiminde güçlü yaklaşımlar sağlamıştır. Öğrencinin okul içindeki probleminin çözümünde kolaylık getirmiştir.
Öğrencinin yıllar içerisinde başarısının çalışmaktan geçtiğini öğretirken, sıkılmamasını sağladım. Böylelikle öğrenci aile uyuşmazlığını da ortadan kaldırmış oldum. Son önlüğümle ilgili olarak, anılarıma da değinmek isterdim. Fakat yazı uzun bir hikâyeye dönüşeceği için, anılardan bahsetmiyorum.
Son önlüğüm kayıp giden bir mesleğin, sevinçleri ve hüzünleriyle gülüyordu. Gülerken de sevgiyle hayatın devamını diliyordu.
Gurur kaynağım, son önlüğüm, ATATÜRKÜ yakasında büyük bir zevkle taşımaktadır.
Hasan TANRIVERDİ























