Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mahmut Celal ÖZMEN

Kurumları Ele Geçirme!

Mahmut Celal ÖZMEN Yazar Mahmut Celal ÖZMEN
12 Temmuz 2010
Mahmut Celal ÖZMEN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun üzerinden 86 yıl geçmiştir. Bu süreç içerisinde zaman zaman darbeler yaşanmış, askeri darbeler postmodern darbelere dönüşmüş, güç odakları sürekli kan tazelemek zorunda kalmışlardır. Türkiye devletinin kuruluşunun temelinde despotizm ve askeri bir yapı olduğu için sivil yönetim veya meclisin varlığı sadece göstermelik ve aldatmacadan ibarettir. Meclise iş yaptıranlar veya meclisi çalışmaz hale getirenler yine o meclisin sahipleridir. Yani laik, Kemalistlerdir. Onları kollayan ve gözeten de ordudur. Halk burada gönderdiği temsilcilerle (!) meclisin sahibi gibi gösterilse de bu hiçbir zaman gerçekleşmiş değildir.

Gelişmeler çerçevesinde dünya siyasi konjonktüründen etkilenerek veya değişimin gereği bazı faktörleri Türkiye ölçülerine uyarlayarak yetkinin mecliste toplandığı kanaatine varmak Türkiye devleti için geçerli bir iddia olmasa gerek. Günümüzde Türkiye’de yaşananlar bunun açık kanıtıdır. Bir kurum başka bir kurumla etkisiz hale getirilebilmektedir. Mecliste, yargıda, YÖK’te yaşananlar sistemin birilerin elleri ile korunduğunu, her ne kadar bu kurumlara devletin gerçek sahiplerinden kişiler oturmasa da o kurumlara yerleşenlerin veya yerleştirilenlerin iş yapamayacaklarının fiilen ispatlandığı günlerdeyiz.

Kapitalizm sisteminden kaynaklanan kuvvetler ayrılığı, kurumlar arası ayrılıkları ve önemli addedilen kurumları güç dağılımına götürmüş bu da çatışmaların doğmasına neden olmuştur. Kurumlar üzerinde söz sahibi olan güç, kapitalizmden kaynaklanan kapital sahipleridir. Kurumlarda onların hâkimiyeti vardır. Bu kapitalizm de böyledir. Türkiye için burada bir hususu daha eklemek gerekir ki o da; kuvvetler ayrılığı ilkesinde tek söz sahibi olan askerdir.

İngilizler Türkiye devletinin yapısını oluştururken kuvvetler ayrılığı ilkesi yerine her kurumu kendi başına otoriter kılmış fakat oraları laikliğin, cumhuriyetin kalelerine dönüştürmüştür. Devleti ve kurumları cuntayı destekleyen kanunlarla donatmıştır. Bu kurumlar ve Kemalistler askeri tek koruyucuları olarak görürler. Onun için daraldıkları vakit laiklik, cumhuriyet elden gidiyor diyerek askerler göreve çağrılır.

İngiliz elinden çıkma, derme çatma Türkiye’deki bu sistemin her halükarda bu ümmete uymadığı ortadadır. Bunun yanında kurumlar arsında bir uyumdan da bahsedilemez. Sık sık aralarında çeşitli nedenlerden dolayı yaşanan tutarsızlıklar kurulduğu günden bu günümüze değin yaşanmaktadır.

 İslam beldelerinde odaklanmış kapitalist yönetimlerde güç elde etme çekişmesi iki türlü tezahür eder.

 –Birincisi; kuvvetler ayrılığından kaynaklanan kurumlar üzerinde sürtüşme sömürgecilerin çatışma alanı haline dönüşmesi:

Amerika-İngiliz çatışmasının bu alanda yaşandığını çok sık görürüz. İngilizlerin gücünü kırmak için Amerika yıllardır Türkiye devletinin koruyucu kurumlarına sızmanın, onları elde etmenin yollarını aramıştır. Bu kurumlar elde edildiğinde veya zayıflatıldığında Türkiye devletinin elde edilebileceği düşüncesi Amerikan siyasetinde hâkim olmuştur. Yıllardır süren bu mücadelede Amerika kurumları elde etme değil de ancak siyasileri ile kurumlara sızmayı başarmıştır. Ancak kurumların başına gelen Amerikan yanlısı kişiler kurumların çok sıkı bir şekilde korunduğunu fiilen görmüş oldular. En basitinden; Kızılay Kurumunun dahi çok sıkı bir şekilde korunduğu ortaya çıktı. Yıkılmak istenen veya zayıflatılmak istenen kurumları bir başka kurum denetimine almaktadır. Bunun en yakın örneğini YÖK olayında yaşadık. Kemalistler döneminde YÖK her türlü yasal yetkilerini (!) rahatlıkla kullanarak hareket etmiş, yasal olmayan işleri dahi yapmakta hiçbir zorlukla karşılaşmamışken el değiştirdikten sonra YÖK’ün başına oturanlar (Yeni YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan ve ekibi) istedikleri gibi hareket edememe sıkıntısı yaşamaktadırlar. Katsayı kararı dahi Danıştay kalesini aşabilmiş değildir. İkinci defa katsayı Danıştay’dan döndü. YÖK‘ün katsayı kararının yürütmesini ikinci kez durduran Danıştay, kurumların elde edilse dahi sistemin bir şekilde korunduğunu ortaya koydu.

Sivil örgütlenmeler yolu ile varılan nokta ancak kurumların başındaki şahısların değişmesini sağlamıştır. Amerika bunun yeterli olmadığını, birçok girişimlerin sonucunun etkisiz kaldığını idrak etmiştir. Bunun için de kurumlar içi kargaşa çıkartarak ortaya çarpıklığı koymaya, bu şekilde Yasamada yeni yasaların gerektiğini ortaya koymak için çaba sarf etmektedir. Kanunlar değiştiğinde kendisine bir şekilde yol açılacağı tahminlerinden hareket etmekte ve bu noktada ısrarcı tavrını sürdürmektedir. Yargıda çıkan çatışmada bunun izleri vardır. Bu şekilde Amerika-İngiliz kavgası uzun boylu süreceğe benzer.

 –İkincisi; kuvvetler ayrılığı ilkesinin odaklaştığı çatışma alanında kurumların sistemi koruyucu vazifesi görmesi ve sistemi benimsemeyenlerin hedefi haline dönüşmesi:

Türkiye Cumhuriyeti sahipleri darbelerle, postmodern darbelerle, sivil darbelerle korunan sistemlerinin artık yama tutmadığının farkına varmışlardır. Hem orduda hem de devlet yapısında laiklikten, cumhuriyetten, Kemalist yapıdan, demokrasiden taviz vermeden yenileme söz konusudur. Bu yenileme esnasında dış güçlerin hedefi olduğu gibi içeride de sancılı bir dönem geçirmektedir. Daha açık bir ifade ile T.C.’yi düşman edinen herkes için fırsatlar doğmuştur.

Muhafazakârlar yıllardır devletin kurumlarına sızmak için çeşitli şekillerde mücadele vermektedirler. Bunu bazen sivil kuruluşlarla yaparken, bazen de siyasetin içerisine sızarak gerçekleştirmek üzere uğraş vermektedirler. Kurumlar elde edilince yönetim elde edilir düşüncesi bir şekilde Müslümanların zihinlerinde yer edinmiştir. Dolayısıyla hedefi büyük tutarak sisteme ulaşmaya gayret gösterenler günümüzde birçok kurumların başına gelmişlerdir. Bu ister mücadeleleri sonucu olsun isterse birilerinin eli ile olsun fark etmez. Bir şekilde istenilen makamların bazılarına oturmuşlardır. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, YÖK vb. son iddia ise askeri ele geçirme yani Genelkurmay Başkanlığını elde etmektir.

Şunu anlamak gerekir ki; bu kurumlarda asla bir boşluk yoktur. Kurumlar kişilerle değil sistemin yasaları ile koruma altına alınmıştır. O kurumların başına gelenlerde bu yasaları uygulamak zorundadır. Kimisi yasaları uygulama noktasında asık suratlı, halka düşmanlıkları yüzlerinden okunur bir vaziyette yerine getirirken kimileri ise aynı yasaları şeffaf, daha yumuşak bir şekilde uygulama yoluna gitmektedir. Her iki şekilde de sistem kendisini korumaktadır. Bir yerde yasalar delindi zannedilirken bakıyorsunuz daha sert başka bir yasa ile karşılaşıyorsunuz. Başörtüsü konusu bunun için verilebilecek en bariz örneklerden biridir. Başörtüsü ile ilgili konu mecliste delinecek olsa bile önlemi dokunulamaz ve değiştirilemez denilerek değiştirilmesi dahi gündeme getirilemeyecek T.C. ilkeleri olan laiklik, cumhuriyet kategorisine alınmaktadır. Böylece yasayı delme girişimi tökezlemiş olmaktadır.

Sistem içerisinde, sistemin istediği şekilde hareket eden Müslüman kitlelerin ‘laikliği, demokrasiyi, cumhuriyeti, kapitalizmi kaldırıp yerine ‘İslam ideolojisini hâkim kılalım’ gibi bir düşüncelerinin olmadığını’ ortadadır. Ancak böylesi bir çalışma ile sitem içerisinde Müslümanlara nefes aldırma, imkânlar sağlama eğilimleri vardır. “Boş kaldığında bu kurumlar laiklerin eline geçer ve zulüm artar” düşüncesinden hareketle kapitalist sistemin kurumlarında yer almak için yoğun çaba sarf edilmekte ve de teşvik edilmektedir.

Muhafazakârlaştırılmış bir kesim bu amaçla kurumlara yerleşmiş durumdadır. Yaptıkları iş ise; yürürlükte olan kanunların yetersiz olduğunu, bu kanunların asker tarafından hazırlandığını, bunun yerine yeni sivil anayasanın yapılması gerektiğinde ısrar etmeleridir. Bu halleri ile bir bataklıktan diğer bir bataklığa koştuklarının farkında değillerdir. Kemalistlerin hazırlayıp sunduğu yasa ve kanunlar ne kadar kabul edilemez ise muhafazakâr olarak kendilerini takdim eden kesimin hazırlayıp sunacağı yasa ve kanunlarda aynı şekilde kabul edilemez kanunlar olmaktan öte gitmeyecektir.

Ayrıca Müslümanlar bu şekilde devleti ele geçireceğiz derken devletin ömrünü uzattıklarının farkına varamamaktadırlar. Türkiye’de devletin yüzü hiçbir zaman bu ümmete gülmemiştir. Kemalistler asık yüzleri ile devleti halkla hiçbir zaman barıştırmadılar. Bu tavırlarından sistemlerinin zarar gördüğü vuzuha kavuşunca sistemi değiştirme yerine sisteme uyumlu çalışacak kişileri iktidara taşıdılar.

Değişen ne oldu? diye soracak olursak hiçbir şeyin değişmediğini, Müslümanların ellerinde Türkiye Cumhuriyetinin laiklik ilkesi yörüngesinde hayatını sürdürdüğünü görürüz. Öyle ki; diğer İslam beldelerinde kardeşi kardeşe kırdıranlar Türkiye’de de kardeşi kardeşe tutuklatma, ayırım yapma, ezme, horlama, eziyet etme yoluna gitmektedirler. Sistem karşıtı olanlar yani laiklik, cumhuriyet, demokrasi karşıtı olanlar kurumlarda oturan TC’nin kolluk görevlileri tarafından tutuklanmakta ve yargılanmaktadır. Bu kurumlarda oturanlar dahi birçok sözleri ile bu kurumları elde etmekle bir yere varılamayacağını itiraf etmektedirler. Başbakanın; “hükümet olduk ama iktidar olamadık” sözleri bunun bir örneğidir. Lisanı halleri de bunu aynen göstermektedir. Cumhurbaşkanın askerlerce aşağılanması, bakanların istedikleri gibi iş yapamamaları gibi birçok örnekler verilebilir.

Sonuç olarak kısaca şunu belirtelim ki; devletin üzerine oturduğu kapitalizm nizamı kökten değiştirilmeden kurumlarda oturmanın Müslümanlar için hiçbir faydası olmayacaktır. Kurumları elde etmek kısır döngüde kalmaktır.

Paylaş
Etiketler: cumhuriyetdemokrasikapitalizimmüslümanlar
Önceki Yazı

Babil, Kalde’liler ve Astroloji

Sonraki Yazı

Tiki Gençliği

Mahmut Celal ÖZMEN

Mahmut Celal ÖZMEN

İlişkili Yazılar

Mahmut Celal ÖZMEN

Anneler Günü Kimin Günü

12 Mayıs 2013
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Facebookta Bir Arkadaşla Sohbetimiz…

29 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Tarikat mı? Sakın ha!

27 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Öğüt Almak İsteyene Kur’an Yeter!

03 Ağustos 2011
5k
Sonraki Yazı

Tiki Gençliği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap