Sahasında branşı olmayan, bilgisiz, deneyimsiz, cahil ve ” Bırakın, çekilin, ” diyerek işgaliye ruhuyla her şeye atılan insanlara tepki göstermeliyiz!
Şimdi sizler girişte,
“Acaba Emine Pişiren, yine hangi konuyu gündeme taşımak istiyor?” diye düşüneceksiniz.
Efendim, eski bir söz vardır, sizler de bilirsiniz:
“Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder.”
Özetle; dün gece Akçay Altınkum’da sonradan tanık olduğum, müdahalede geciktiğim bir olayı aktarmak istiyorum.
Saat 23.00 sularıydı…
Hobi dükkanımın lokasyonu çok sesli ve müzikli bir ortamda olduğundan, bazı duyu eksiklikleri yaşamaktayız.
Bir kadın çığlıkları duyduğumda artık çok geçti.
Olayın vuku bulduğu sırada hobi dükkanımda siparişimi yetiştirmekle meşguldüm.
Kadın çığlığına karışık insan sesleri de eklenince başımı işimden kaldırdım.
Kalabalığın olduğu alana gittiğimde ise o çok bilmişlerin hepsi adeta birer doktor kesilmişlerdi. Her kafadan bir ses havada uçuşmaktaydı.
“Ne oldu burada?”
“Bir kadını köpek ısırmış!”
Tanık olduğum olay hiç de sağlıklı değildi.
Tamam, anladık, her eylem iyilik, yardımseverli idi… Amma… Amanın anası babası da vardı!
Kimi kolonya döküyordu…
Kimi el dezenfektanları …
Kimileri de kadının ayağına masaj yapmaktaydılar.
Ben kadının saçı başı dağılmış, terli ve titreyerek ağlamasına odaklanırken onu tanıyamamıştım bile. Zira insanlar çoktan teşhisi koymuşlardı bile. ..
“Panik atağı var!”
Ayol ne panik atağı?!
Kadın sizin yanlış ilkyardımınız nedeniyle bayağı acı çekiyor işte..!
Hem çektiği acı bir yana…
Yoğun yaz sıcağında kadının etrafını sarıp onu kuşatmışsınız…
Akciğerlerinin oksijen almasını kısıtlamışsınız… Üstelik de orasını burasını sıkıyor, mıncıklıyor aklınızca ısırılan yere tampon, turnike yapmaya çalışıyordunuz.
Ne panik atağı?
Ayrıca en tehlikeli ilkyardımı uyguluyordunuz!
Hiç bir köpek tarafından ısırılmış kesiğin üstüne ateş değse yanacak, alkol, yakıcı, yanıcı sıvılar dökülür mü?
_Köpeğin ısırdığı bölgeyi irite edip enfeksiyona, varsa virüsün daha hızlı yayılmasına, neden olacak her şeyi uyguluyordunuz, o dakikada…_
İşin en ilginç tarafından baktırayım biraz size de ağlanacak halimize gülün azıcık.
Tam kadına yaklaşıp bir sağlık emekçisi olarak müdahale edecektim ki, biri durdurdu beni!
“Siz geri durun o hemşiredir.”
Hey Allah’ım!
Sen bana sabır ver!
Kimliğini görmediğim bir kadın yere çökmüştü. Hemşire miydi, değil miydi , bilmiyorduk.
Gördüğüm kare aynen şuydu: Bir kadın, açık yarayı çıplak eliyle sıkıyordu. Orada bulunan birileri tarafından kendisine _İçeriğinin ne olduğunu bilmediği,_ sıvıyı döküyordu.
En kötüsü de steril eldiven dahi olmadığı çıplak elleriyle masaj yapıyordu.
Sesimi yükselttim:
“Yanlış ilk yardım. Sakın yapmayın! ”
“Beyaz sabun sürün, yarayı beyaz sabunla köpürterek temizleyin!”
Dediysem de sesimi duyan olmamıştı.
Sonra bakışlarımı köpeğin ısırdığı kadının yüzüne çevirdim.
Ah, ailece görüştüğüm arkadaşım Şaziye Hanımın ta kendisi değil miydi!
Kalabalığı sıyırıp ona yaklaştım. O dakikada onu sakinleştirmek istedim. Kulağına doğru eğilip onu rahatlatmak istemiştim:
“Endişe etme canım. Ayağını ısıran köpek yeni doğum yapmış anne köpek. O köpeği biliyoruz. Hırçınlığı anneliğinden kaynaklı…”
Zaten az sonra ambulans da gelmişti.
İlkyardım yapılacak alan dardı, giremedi. İki genç sağlık görevlisi ne sedye ne başka bir nakil aracı getirmemişlerdi.
Tabi bu durum da “112 konu mankenlerini anlatmak” için ayrı bir yazı temasıydı.
Arkadaşımız _karga tulumba_ olarak aynı kalabalık desteği ile ambulansa kadar taşındı.
Sonuç;
Arkadaşıma telefon açıp durumu öğrendim. Aşısını olmuş. Eve gönderilmiş.
“Şimdi nasılsın?” Dediğinde
“Hală çok yanıyor ısırılan yer!”
“Arkadaşım herhangi bir pomad veya antibiyotikli bir merhem sürüldü mü?”
“Hayır!”
“Yanar tabi… Öyle çok kolonya ve dezenfektan döktüler kii…”
.
Eh, ehli olmayan kişilere ne diyeyim ki şimdi ben? En iyisi finale yakışan bir atasözümüz ile noktayı koyalım:
“…Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinde taşısın!”
Emine Pişiren/ Akçay






















