İstanbul da felaket bir yağış var. Gök delindi ve son iki haftanın terini yıkıyor. Yağıştan zarar görenlere geçmiş olsun diyorum. Yağıştan Gazze ‘ de zarar gördü. İsrail elçiliğinin önünde ve meydanlarda ki kalabalık ıslanma korkusuyla evlerine çekildi:) Demek ki neymiş can daha önemliymiş. Ama hava güzelleşince eylem sürecek:) Alınlara ne olduğu belirsiz yazılar takıp bağırmak Arap tarzı gösteri bu havada zor tabii:)
Doktorlar yayın kanallarında aşının anlamsızlığını tartışıyor. Peki, gripten ölenlerin sıra sıra yayınlandığı zaman neden sustunuz? Her şey olup biterken sizlerde acabalarla susup sonradan aa biz demiştik ama demek çok mu doğru? Bilim adamıyız deyip vatandaş bilgi istediğinde çekimser davranıp sonra da çok saçmaydı olanlar demek kolay tabi. Bunun için doktor olmaya gerek yok.
Bitkisel ilaçların zararları ve kandırmaca olduğu konuşuluyor.Peki bunların ruhsatlandırma yetkisini Tarım Bakanlığına verip aktarlarda da sattırırken neredeydiniz yetkililer.Aktarların eczacı gibi her derde deva!! Dükkânlarını her köşe başında ‘ bilmem ne pazarı ‘ adı altında açmalarına ve vatandaşı abuk sabuk ot karışımlarıyla kandırmalarına neden seyircisiniz?
Hanımlara şirinlik, analık, bacılık taslayan ekran kuşlarının milyonlarca lira karşılığında, zayıflayacağını ya da şifa bulacağını sanan saftirik kadınları kandırmasına neden müsaade ediyorsunuz.
Adını diyetisyen koyan herkesin eline bir kutu ilaç alarak her dakika her yerde boy göstererek halkı yalanlarla kandırması ne zamana kadar sürecek? O merdiven altı üretilen ot karışımı sanılan ne olduğu belirsiz L carnıtın depolarıyla ille de birisinin ölmesini mi bekliyorsunuz.
Dindar kanalların birinde kendine ot doktoru sıfatını yükleyen bir adamın illede benim topladıklarımı içerseniz iyi olursunuz diyerek insanların hastalıklarını dinleyip teşhisi o anda koyup uygun otun kendisinden alınırsa iyi olacağını söylemesi size komik mi geliyor?
Ama Türk Eczacılar birliği ve Eczacı odalarının hukuk servisleri çok uzun zamandan bu yana bunlarla mücadele ediyor nasılsa bakanlıkların elini oynatmasına lüzum olmadığı gibi Rekabet Kurulu kızar diye karışmasına da hiç gerek yok.Sonra bu otlardan rant elde edecek firmalar ne yapar yazık onlara !!
Benim sevgili halkım, o adına gıda takviyesi denilen, renkli çekici ambalajlarda, ünlülerin sizlere sunduğu, mucize vaat ettikleri şeylere inanmayın ve kullanmayın. Adına bitki pazarı, aktar, Malatya pazarı, Van pazarı, Köy pazarı vs denen ve ot satan yerlerden şifa bulmayacaksınız. Televizyonda ekranın alt köşesinde sürekli gösterilen ve bilinçaltınıza yerleştirilmeye çalışılan bu maddelerin karaciğerinize ve böbreklerinize yük getirmekten başka bir faydaları yok. Tiroit sisteminizi bozarlar. Kalbinizi yorarlar.
Onlar sadece birilerinin cebini dolduruyor o kadar. Salyangozun sümüğünden medet ummayın. İçi mentol doldurulmuş jeller derinize sürdüğünüzde yağlarınızı nasıl eritsin? Sadece bir miktar ferahlatıp yumuşatırlar. Sabah kadın programlarında seyredip öğleden sonra aktarlardan, eczanelerden sorduğunuz her şey kandırmaca. Lütfen kendinizi kullandırtmayın.
Yağmur hızlanarak devam ediyor. Avrupa başkentlerinden Aziz İstanbul sellere teslim. AKP Hükümetinin belediyecilik hizmetlerinin iyi olmadığını asla söyleyemem ama yetersiz olduğunu söyleyebilirim pekâlâ. Benim bu konularda fazla bilgim yok ama yıllardır çevresel koşullarımızda, şehrimizin bakımında ve temizliğinde yoğun bir iyileşme görebiliyorum. Biraz daha altyapıya dikkat edilse bugün yağmuru daha rahat atlatabilirdik Sayın Topbaş. Ama düzeleceğine eminim.
Sıcak haber Halkalı’ dan geldi. Kuduz köpekler saldırmışlar. Sürekli yargılayıp küçük düşürerek ve halkın güvenini sarsarak orduyu zayıflatan sistem aynı zamanda açılım adı altında,bazı kendini bilmezlerin beklentilerini artırarak yüz verip tepemize çıkarınca acılar peş peşe yaşanıyor.
Mahsun Kırmızıgül ün Güneşi Gördüm filmini izleyenleriniz bilir. Hepsi bizim evladımız ama öldüğünde hangisinin şehit hangisinin terörist olacağına kim karar veriyor düşündünüz mü?
O film için Mahsun Bey i tebrik ediyorum. Açılımdan daha güzel bir bakış açısı kazandırdı vatandaşa. Türkiye’nin ilerlemesini istemeyen birçok gücün etkinliğiyle birbirini öldürüyor evlatlarımız. Bu savaş politik açılımlardan önce vatandaşın yüreğinde vicdanında bitirilmelidir. Ama açlığa işsizliğe mahkûm ettiğiniz doğu ve güneydoğu halkından nasıl bir duyarlılık beklediğinizi de merak ediyorum sayın yetkililer.
Yağmur kadar serin cesaretiniz, bereketli umutlarınız ve ferah hayatlarınız olsun..
