Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Eğitim

Farklıydı Bu Gözyaşları

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
04 Aralık 2022
Eğitim, Hüseyin ERKAN, Kültür, Öykü Tefrikaları
0
Farklıydı Bu Gözyaşları
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

FARKLIYDI BU GÖZYAŞLARI

evet evet

“bütün suç kuşlarda”

dediği gibi Ahmet Arif’in

onlar sokuyor elbet

bu özgürlük sevdasını

insanların kafasına.

H.E.

Annemin doğup büyüdüğü köy Menerge, bizim köyümüz Gödene’ye çok yakındı. Üç kilometre olduğu söylenir, 40-45 dakikada gidilip gelinirdi.

Benim bildiğim, hiçbir sorun yaşanmamıştı; bu iki köy arasında. İki ayrı köy gibi değil, bir köyün iki mahallesi gibiydi sanki. Herkes bir birini tanır, bilir, severdi.

Sevinçler gibi, üzüntüler de ortak yaşanırdı. Düğünlerde birlikte coşulur, oynanır, gülünür; ölümlerde birlikte ağlanırdı.

Annemin olduğu gibi, babamın da birçok akrabası Menergeliydi. Onlar bizimle olurlardı sık sık, biz de onlarla… Ayrılık gayrılık yoktu aramızda.

1954 yılı Haziran aynın ilk günlerinde, başka okullar gibi, birinci sınıf öğrencisi olduğum Aksu Köy Enstitüsü de yaz tatiline girince, bavulumu alıp babamın ayakkabı tamirciliği yaptığı Manavgat’ta almıştım ya soluğu…

Ortak bir manifatura mağazası olan Kemal Koca ve Kerim Koca dayılarımın tavsiyesi üzerine, Akseki’ye otobüsle gitmek yerine doğrudan yürüyerek gitmeye karar vermiştik köyümüze.

Yola çıkışımızın ikinci günü öğle üzeri, Menerge’nin en uzak bağ, bahçe ve tarlalarının olduğu Barmana’ya ulaşmıştık.

Barmana’ya daha önce hiç gelmemiştim ama buraya çok yakın olan Yelle’ye birçok kez gelmiştim. Anneannemin çok güzel bir bahçesi vardı çünkü Yelle’de. Ve miras yoluyla annemin payına da düşmüştü; bahçenin onda biri kadar bir mandal ve Kemal Koca dayımla ortak bir ceviz ağacı.

Annem bir yıl soğan, bir yıl patates ekerdi; kendine düşen mandala. Haftada bir su sırası gelirdi bize ve Zöhre Teyze’me. Teyzem de bizim köyden evliydi. Genellikle kızı Hadiye ile birlikte gelir; havuzda biriken suyu salarak sulardık soğan ve patates ektiğimiz mandalları.

Evet, Barmana’dan çıktık yola, Yelle’ye doğru. Gelenlerle de karşılaştık, gidenlerle de… Tanıyordu hepsini babam. Selamlaşıp hal hatır sordular, güzel dileklerle uğurladılar birbirlerini.

Ve işte Yelle… Yolumuz buradan geçer de, bahçemize uğramaz mıyız hiç! “Ebe” dediğimiz anneannem her gün gelirdi buraya, o uysal eşeğiyle. Kuşluktan ikindiye dek çalışır, uğraşır, didinir; akşama doğru dönerdi eve.

Biz yanına vardığımızda sebze fideleri dikiyordu bir mandala. “Ebe!” diye koşup  çamurlu ellerini öpüp alnıma koydum.

“Ne zaman geldiniz? Hiç haberim olmadı.” diye şaşırıp bıraktı işini. Babam da öptü ellerinden. Keşke yanımızda bir iki fırın ekmeği, bir kutu şeker ya da lokum olsa da verebilseydik anneanneme! Nerdeee?..  Kendimizden başka anneme, kardeşlerime, babaanneme bile verebileceğimiz tek hediyemiz yoktu yanımızda. Hoş beşten sonra, izin isteyip çıktık yine yola.

Üç oğlan, dört kız büyütüp evlendiren, 20’den fazla torunu olan ebem, yapayalnızdı işte, bahçesinde.

Menerge’deki evinde yalnız değildi ama. En küçük oğlu İzzet Dayı’mla birlikte idiler. Ancak dayım, köylerimizdeki her genç ve orta yaşlı erkek gibi ekmek parası kazanmak için gurbette idi elbette. İki kız, iki erkek annesi olan Ayşe Yenge’mle birlikteydi.

Ebem, çok uysal bir insan olan eşi dedem Hacı Veli’yi beş-altı yıl önce kaybetmişti. Paylaşım sonucu Yelle’de kendisine ait bahçede salatalıktan fasulyeye, domatesten bamyaya, patlıcandan barbunyaya varıncaya dek her türlü sebze yetiştirir, fazlasını eşeğine yükleyip Susuz Şahap, Emirâşıklar, (kısaca Işıklar da denirdi bu köye) Sarıhaliller, Cendeve, İlvat gibi köylere götürerek buğday, arpa, mercimek gibi ürünlerle takas ederdi.

“Hoşça kal” deyip ebeme Menerge’ye doğru yürümeye başladık. Yarım saatlik bir yol. Sağı, solu ağaçlık… İnişi, yokuşu da yok üstelik. Kolayca ulaştık annemin köyüne.

Köye varmadan önce, mezarlığın yanından geçiyordu yolumuz. Babam, her mezarlıktan geçerken üç Kulhü, bir Elham okur; “Fatiha” diyerek tüm ölülerin ruhlarına gönderirdi. Arapça olduğu için okuduğu dualar, ne dediğini ne o bilirdi, ne ben… Dahası, orada yatanlar da anlamazdı o dilden ama hiç düşünmeden biz bu tür şeyleri, yapılması gereken bir görev diye bilirdik bunu.

Birçok geleneğimiz gibi, bunun da anlamsız, mantıksız olduğunu bilmiyordum; Ziya Gökalp’in Türkçülüğün Esasları adlı o çok özgün eserini okuyuncaya dek. Bugünlerde nedense kimseler söz etmiyor Gökalp’ten. Ne “Dilde Türkçülük” diyen var, ne “Dinde Türkçülük” diyen…

Tabii ya, hele hele “Dinde Türkçülük” mü olurmuş hiç! Tövbe, tövbe!..

Köyüm Gödene yoluna girmiştik artık. Şaka maka 40-45 dakika sonra köyüme, anneme, kardeşlerime kavuşacaktım. Daha önce ailesinden hiç ayrılmamış, dokuz ay sevdiklerinin sesini duymamış, yüzünü görmemiş hiç kimse anlayamaz; 12 yaşında bir çocuğun o günkü heyecanını.

Akdere’yi de geçtik, Karadere’yi de… Tam yarı yoldaki Yığınca’ya ulaştık. Yığınca’nın alt yanı, yokuşun bitimi Kütür…  En önemli bahçemizin adıdır Kütür. Yarıkpınar’ın yanında… Her türlü sebzemizi yetiştirdiğimiz, içinde yedi dut ağacı ile incir, üzüm, ceviz, nar gibi meyvelerin olduğu bir bahçe… Yazları çoğu zaman gece gündüz orda geçti çocukluğum.

Yığınca’yı ve hemen arkasından çalışkan komşumuz Ali Dönmez amcanın üç-beş yıl alın teri akıtarak yoktan var ettiği çok bakımlı uzunca tarlayı geçtikten sonra bizim köy mezarlığına da ulaştık. Babam gibi ben de üç Kulhü, bir Elham okuyup sessizce, bağışladım orada yatan başta Mevlut, Ali, ve Yusuf Ziya Amcalarım olmak üzere, tüm geçmişlerimizin ruhlarına.

“Onas” dediğimiz harmanların olduğu tepeye gelince, karşımdaydı işte köyüm. Dokuz aydır gözümde tüten köyüm!.. Yukarı Mahalle’nin tam ortalarında, caminin yakınında, Orta Çeşme ve eski ilkokulun hemen üstündeydi evimiz. Annem evde miydi acaba? Sabah erkenden Kütür’e gitmiştir de, gelmiştir sanırım çoktan.

Sevgili çobanımız Tokuç Ahmet’in (Özgüven)  güttüğü keçilerimiz gelirdi öğleye doğru. Onları sağmak, sütlerini pişirip mayalamak gerekirdi ki, annemden başka kim yapacaktı bu işleri?

Nine dediğimiz babaannem, oldukça yaşlandığı için iş yapamıyordu artık. Benden iki yaş büyük Peruze ablam gibi, kardeşlerim Yusuf ve Ayfer de yapamazdı.

Onas’tan inip bahçeler arasından yürüyerek geldik işte köyümüze. Bizi karşılayan ilk çeşmeden su içtim üç avuç. Çakır Mahmut, Hese Dayı ve Gazi Ulukaya komşularımızın evleri önünden geçerek ulaştık evimizin sokağına.

Ve işte evimizdeyim! Annemin, ablamın, kardeşlerimin, ninemin bulunduğu evimizde… Annem şaşırdı, böyle sessiz sedasız geliverişimize. Dokuz ay önce giderken üzüntüsünden gözyaşlarına engel olamayan annem, sevinçten ağlıyordu şimdi de.

Hüseyin Erkan

Paylaş
Etiketler: ayrılıkCeviz Ağacıgözyaşı
Önceki Yazı

Sebeb-Sonuç Kuralı Var…

Sonraki Yazı

Kestane Pilavı

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor
Din ve Ahlak

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
5k
Yörüklerin Harika Öğütleri
Eğitim & Kültür

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
5k
Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 
Ahmet SARGIN

Yozgat Sevdalısı Bir Hemşehrimiz Mustafa Erkılıç 

02 Aralık 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı
Kestane Pilavı

Kestane Pilavı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap