Büyük bir hevesle öğretmen okulunu bitirmiş Ağrı’nın şirin mi şirin bir köyü olan Işıklar’a tayinim çıkmıştı.
Bir kaç tane gömleğim vardı. Siyah benekli olanı bir çocuğa hediye ettim. Nasıl sevinmişti bir bilseniz.
Köyde Türkçe bilen yok denecek kadar azdı.
Bir çocuk vardı. O kadar zeki idi ki on beş günde Türkçeyi sökmüştü. Adı Selim. Elimden geldiği kadar köylülerin derdiyle dertleniyordum bu yüzden köylüler de beni çok sevdi. İyi ve güzel hatıralarla köyden ayrıldım.
Aradan kırk yıl geçmişti. Bir iş için yolum
Ağrıya düştü. İlk vazife yaptığım Işıklar köyü durağında beklemeye koyuldum.
— Bak şu gelen minibüs o ķöylülerindir.
Kapı açılır açılmaz heyecanla;
— Ben yıllar önce sizin köyde öğretmenlik yapmıştım.
Selim vardı çok zeki idi okudu mu?
–Selim Amcayı soruyor. O bizim akildanemizdir.
–Selam söyleyin herkese. Geniş bir zamanda ziyaretinize geleceğim.
Biraz uzaklaşmıştım ki arkadan birisi koşa koşa geldi.
— Öğretmenim beni tanımadın mı‽
Ben o siyah benekli gömleği verdiğin kişiyim!
ÇATAL
Yusuf Yılmaz





















