Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Ankara’nın Uzun Gündüz Ve Geceleri

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
10 Mayıs 2010
Kemal ÖZER
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İster tek parti, isterse de çok partili sisteme geçildiği günden buyana, milletin başından geçenler pişmiş tavuğun başından geçmemiştir. Batılı ülkeler arasında kendi ülkesi ve insanına bu denli yabancı bir siyasetçi türü, olsa olsa sadece ABD’dedir.Çünkü ABD yönetimleri, sanılanın aksine Amerikan halkı tarafından belirlenmez. Acaba son seçimde, Obama’nın tek rakibinin Cumhuriyetçi McCain’nin olmadığını dünyada kaç kişi bilir? Mesela Yeşiller Partisi’den Cynthia McKinney, Anayasa Partisi’nden Chuck Baldwin, Sosyalist Parti’den Brian Moore, Libertaryen Partisi’nden Bob Barr ve bağımsızlar Ralph Nader, Alan Keyes’in Obama’nın rakibi başkan adayı olduklarını kaç gazete yazmıştır?

Kendi toplumunun, küresel süper güçlerce deney faresi gibi kullanılmasına izin veren ABD yönetiminin halkına dost olduğu elbette söylenemez.

Kendi halkına her türlü zulmü reva görenlerin, başka toplumlar için yapabileceklerinin elbette hiçbir sınırı olamaz. Olmadığını, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasından, Gazze ve Bağdat’ta kullanılan kimyasal silahlardan, Vietnam’da kullanılan turuncu madde (agent orange)’den zaten biliyoruz. Fakat bunlar, bildiklerimizin sadece bir kısmı. Yazımızın konusu ABD’nin kullandığı silah türleri olmadığı için ayrıntısına gerek yok.

Lakin açıkça yapılması teşvik edilen, emredilen ve desteklenilen darbelerin yanı sıra, halen Türkiye’nin yüzleşmeye çalıştığı Türk ve Kürt gladyolarınca yıllardır millete reva görülenler, bu güçlerin -en hafifinden- bilgileri dâhilinde gerçekleşen hâdiselerdir.

Ülkenin özgürlükçü bir anayasasının olup olmaması, denetim mekanizmalarının zayıflığı ve sisteminin demokratik olup olmamasının geleneksel politikacılar açısından hiçbir önemi yok.

Siyasetçisi, yargıcı, sivil ve askerî bürokrasisinin, adına karar verdiği topluma, hesap verip vermemesi de umurlarında değil. Bu köhnemiş politik düşüncenin tiksindirici halleri de toplumsal güvenin ortadan kalmasına neden oluyor.

Toplumda “hepsi birbirinin aynısı, hepsi düzenbaz, daha kötüsü olmaz”  hissini uyandırıcı davranışlar, siyasete güveni ortadan kaldırır ki; bu sorunları daha da derinleştirir ve toplumda siyasi partilerin işe yaramadığı hissinin uyanmasına neden olur.

Politikacıların, iletişim ve veri teknolojilerinin bu denli yaygınlaşmadığı dönemlerdeki klasik politik davranışlarını bu dönemde de sürdürmeleri, hem kendi sonlarını hem de partilerinin sonuna hazırlıyor.

Bu durum ‘kendi düşen ağlamaz’ şeklinde geçiştirilemez. Sıklaşan bu güvensizlik, toplumsal ilişkileri zayıflatacağı gibi toplumları başka arayışlara da itebilir. Artık ‘sıradan yurttaş’ bile her şeyden haberdar. Üstelik öylesine haberdar ki, bir ‘seçkin’ kadar olayların, hem içinde hem de aynı zamanda tüm detaylara erişebiliyor.

Klasik politik davranışların en son örneğini TBMM Tv’den yayınlanan anayasa tartışmaları, söze gerek bırakmayacak kadar canlı bir örnek. CHP lideri Deniz Baykal’ın “özel yaşamı” diyerek geçiştirilmeye çalışılan skandalı ise bu durumun en iyi ve en son örneği olsa gerek.

Türkiye’nin ana muhalefet lideri, ülkenin en çok konuşan ve en çok tartışılan kişisi olacaksınız ve bu hataya düşeceksiniz, olur şey mi?

Zaten izah edilemiyor. İzah edilmemesi zımnî bir kabul içerse ne olur, içermese ne olur? Genç olsa hadi neye desek, yaşı seksene gelmiş bir adam bu hâle düşmeli mi?

Elbette günahları alenileştirmemek gerekiyor. Büyük konuşmamak ve ayıplamamak da gerekli…

Kanaatimce konu, özel yaşam olarak geçiştirilemez. Sıradan bir kimsenin işlediği bir günahı, görmezlikten gelmek ve topluma kötü örnek olmaması için üstünü örtmek kaçınılmaz bir gereklilik. Fakat bir siyasi parti lideri için bu durum kabul edilebilir değil.

Baykal’a düşen: Çıkıp özür dilemek ve köşesine çekilmek.

Bu kaset başka birine ait olsa, Baykal ve CHP’liler nasıl tepki koyarlar bunu tahmin etmek zor değil. Baykal’ın kurmayları konu hakkında konuşmak yerine Baykal’a suikast yapılacağı iddiasıyla gündem değiştirmeye kalkıştılar.

Elbette nafile bir çaba!

Bu kasetle birlikte Baykal talihsiz bir jübile yapmıştır. İki hafta sonraki genel kurulda, yeniden aday olabilir mi? Olsa bile, delege Baykal’ı yeniden seçer mi? Bu imkânsız. CHP teşkilatları kaynıyor. Genel merkezin dindirmeye yetecek mecali de yok.

Ali Kırca vak’asında olduğu gibi olamaz bu kez. Her gün ekranda olsa bile Kırca ile Baykal’ın durumu birbirine benzemez. Kaldı ki, Baykal olayında taraflardan biri, evli bir milletvekili. İşin özeti, neresinden bakarsanız bakın olay, yazarken bile insanın yüzünü kızartıyor.

Bir İnternet sitesine konuştuğu iddia edilen Baykal, kaset için “düzmece” demiş. CHP’nin inançlı kesimlere el uzattığı bir dönemde, kasetin ortaya çıkarılmasının tesadüf olamayacağını savunan Baykal’a göre amaç; inançlı kesimleri CHP’den soğutmakmış.

Acaba Baykal, neden çok sevdiği kameraların önüne çıkıp söylemiyor bunları. Ayrıca CHP’liler birkaç hafta önce sokaklarda çarşaf yırtmamış mıydı? Baykal değil miydi başörtülülere eğitim özgürlüğü getiren anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne götüren? Tüm dindarları fişleyen, camileri bombalamak için planları yapanlara avukatlık yapan da o değil miydi? Eğer Baykal’ın, Diyanet’in Kutlu Doğum etkinliğine gidip, eline tutuşturulmuş bir konuşmayı yapması inançlı kesimlere yaklaşmaksa; Baykal’ın 10 yıl önce genel merkez binasına astığı tabelalar bile Kutlu Doğum’dakinden daha pozitif bir manevra sayılırdı. Ama bu işlerin ve bu savunmaların boş işler olduğunu, hem CHP’liler hem de toplum çok iyi biliyor.

Ne geceleri ne de gündüzleri bitmek bilmeyen Ankara’nın, Baykal olayından sonra arazı olan kimi siyasetçi ve bürokratlar için iyice çekilmez hâle geldiği konuşuluyor. Arazı olan ve hâlâ yüzü kızarabilenlerin ecel teri döktükleri söylenebilir.

Bu durum, çok acı ve çok kötü. Elbette hatasızlık Allah’a mahsus. İnsanlar hata etmiş olabilirler. Önemli olan hatalarda ısrar etmemek.

Lakin Ergenekon davası sürecinde, başta Baykal olmak üzere CHP’lilerin takındığı tavır ve son olarak da anayasa değişikliğindeki tavırları, hatalarında ısrardan çekinmediklerini gösteriyor.

Bu hadise;

– Baykal’ın CHP genel başkanlığından istifa etmese bile iki hafta sonraki genel kurulda aday olmamasına ve dolayısıyla CHP’de genel başkanlık kavgasının yeniden başlamasına hatta hatta CHP’nin bölünmesine,

– CHP’nin anayasa değişikliği konusunda umduğu imzaları da bulamayarak, Anayasa değişikliğini mahkemeye götürememesine neden olabilir.

Baykal’ın ve CHP’nin gerekli değişim adımlarını atmaması durumunda, yayınlanan kasette de ifade edildiği gibi yeni kasetlerin servis edilmesine ve de işin daha çetrefilli ve içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olabilir?

İçeriden ve dışarıdan CHP’ye hükmeden güçlerin, daha fazlasına izin vereceğini sanmıyorum. En azından Baykal için, taş bitti inşaat paydos. Baykal bu kez gerçekten Rodos’a kadar yüzmeye mecbur kalacağa benziyor.

Nâhoş, vahim, acı hatta ülkem adına kahredici. Keşke hiç yaşanmamış olmasaydı. Keşke buna ihtiyacı varsa, Baykal bekâr biri ile şiddetle karşıymış gibi gözüktükleri nikâhı kıysaydı da bu hallere düşmeseydi.

O zaman kime neydi?

Paylaş
Etiketler: ABD yönetimihalkhiroşimaya atlılan bombazulüm
Önceki Yazı

İzzetli İnsan İzzet Şahin

Sonraki Yazı

Ambalajlı su’da Tüketicilerin Aldatılması- (III)

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Ambalajlı su’da Tüketicilerin Aldatılması- (III)

Yorumlar 1

  1. Hafize ASLAN says:
    16 yıl önce

    Haklısınız,Baykal magazinel bir kişilik değil ki halk tarafından hoşgörülsün.Çünki artık vatandaş her türlü ahlaksızlığa affedecek bir kılıf bulmakta ustalaştı.Birinin yaptığı ahlaksızlığı yok saymak hoşgörmek moda oldu çünki bu davranış şekli affedene de aynı ahlaksızlığı yapma hakkı doğuruyor.Affettiğiniz kadar ahlaksızlaşabiliyorsunuz:)Geldiğimiz özgürlük anlayışı nekadar acı.Yazık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap