Tavukta tüketicinin nasıl aldatıldığını yazdığımız birinci yazımıza olumlu ,teşekkür edici yazıların yanısıra Ulusal gıda kodeks komisyonunun % 5 lik suya izin verdiğini bu % 5 lik suyun normal karşılanması gerektiğini bildiren okuyucu bildirimleri de almış durumdayız.
Normal kabul edilen % 5 lik su miktarı 1 kğ’lık tavukta 50 gram eder ,1,5 kğ’lık tavukta ise 75 gr eder. Bu miktardan biz bahsetmedik .210 cc’lik yani 210 gramlık bir fazla su’dan bahsetmiştik.
Sağolsun İbrahim Köse isimli okurumuz su ile soğutmada bu % 5 lik suyu miktarının gıda kodeksine uygun olduğunu köşemizin yorum bölümüne eklemeyi ihmal etmemiş. Hava ile soğutma alternetifini yazmışsa da hava ile soğutmada ve bu soğutmanın ardından şoklamada % 2 lik ağırlık kaybını ben ilave edeyim. Su ile soğutma ile hava ile soğutma arasında öyle ise 250 gr’lık bir haksız su rekabeti var.! Su ile soğutan firmaların tavuk ambalaj etiketlerine SUSUZ TAVUK yazma hakları var. Acaba sevgili Ulusal gıda Kodeks komisyonu kabul eder mi ? Veya susuz tavuk ibaresini yazacak tavuk firmaları aleyhine SULU TAVUK üretenler rekabet kurumu nezdinde haksız rekabet davası açmaya yeltenebilirler mi ?
Ama biz biliyoruz ki 25.08.2002 tarihli 24857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Türk Gıda Kodeksi – Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği” ile düzenlenmektedir. Tebliğin 7 nci maddesinin (b) bendine göre, gıda maddesinin üretiminde veya hazırlanmasında kullanılan ve değişmiş formu ile de olsa son üründe yer alan hammadde ve gıda katkı maddeleri etiket üzerinde üretim sırasında kullanıldıkları miktara göre azalan oranlarda belirtilmek zorundadır. Ayrıca <<içindekiler>> listesinin nasıl düzenleneceği ile ilgili ayrıntılar da Tebliğde yer almaktadır.
Tarım Bakanlığı Türk Gıda Kodeksi yönetmeliği % 5 suya izin veriyor ise bu suyun % 5’i geçen şekilde üretimi yasaktır. Veya % 5 ‘i geçen miktarda tavukta su var ise ambalajın üzerindeki << İçindekiler >> kısmında % 5’i geçen su miktarı okunaklı bir şekilde yazılarak tüketicinin aldatılmamalıdır.
Birinci yazımızı okuyan okuyucularımız haklı olarak SUSUZ tavuk satan firmaları bizim bildiğimizi ve isimleri bizden istemektedirler. Burada bir marka ismi verererek sorunu çözemeyiz . Sorunu tüm ülkemizin tüm tüketicilerinin sorgulaması gerekmektedir. Biz nasıl deneme ve pişirme ile Sulu-susuz tavuğu ayırtedebilmiş isek tüm tüketicilerimizin bu deneyi yaparak susuz tavuğu bulabilirler. Ama kendilerinin bulabilmesi neye yarar. Ya yazımızı okuyamayanlar,ya yazımıza ulaşamayanlar ? Gıdada üç beş kişinin veya bizi okuyan üç-beş bin kişinin bilinçlenmesinin çok da önemi yoktur. Tüm ülkemizdeki tüketicilerimizin gıda konusunda bilinçli birey haline gelmesi gıda sanayiicisini de gıda güvenliğinden sorumlu mevkiide bulunan yöneticilerimizi de hizaya getireceğine inanıyoruz.
Gıdayı gerçek besin değerinde tüketiclere ulaştırma hevesinde sanayiicilerimizi çok istekli olarak görememekteyiz. Usulüne uymak ve uydurmak kabilinden yönetmelik ve tebliğlere uyum gösteriyor gözükmektedirler. Bilinçli tüketici gerçek denetleyicidir. Düşünün, tüketicinin satın almadığı ürün üretilebilir mi ? Üretilemez.Satılamaz. Sanayii tüketici taleplerine göre şekillenmekte iken gıda sanayiicileri televizyonlara ,gazetelere internet medyasına bol para harcayarak verdiği reklamlarla da tüketicilerimizi maalesef gerçek besinin ne olduğunu unutturacak ,kendi veya zorunlu gibi gözüken teknolojisi gereği yönlendirebilmektedir. Mesela üzerine bir makale yazdığımız bebek mamaları ! TV’lerde reklamını görüyoruz; 26 (yirmialtı) kova süte bedel bebek maması ! olarak ünlü artislerimizin ağzından okutturuyorlar. Bazenda << anne sütüne eşdeğer bebek maması>> laflarını reklamlarda görebiliyoruz. Biz sorguladık asla anne sütüne bebeklerimiz için eşdeğer bir ürün olamaz dedik . Firmaya e mailler gönderdik. Tınmadılar. Çok şükür şimdilerde şayet bir aksilik olmaz ise Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu ilk toplantısında <<anne sütüne eşdeğerdir>> yazılarını herhangi bir gıda ürününün üstüne yazılmasını yasaklayacak. Umarız ki bebek mamaları üreticileri Ulusal gıda kodeks komisyonu nezdinde etkili olamasın.
Konuya tavuktan girdik bebe mamasına geldik,konuyu dağıttığımız sanılmasın. Tüketicilerin aldatıldığı noktalarda tüketicilerimizin bilgili hale getirilebilinirse duyarlı hale gelebilirler. Anlatır isek anlaşılır. Gıdaya medyanın çekidüzen vermesi beklenemez. Ancak tüketici çekidüzen verebilir. Bakınız insanlar gerçek gıdaya kavuşmak için internette grup kuruyorlar. Çiğ Süt Üreticileri ,Doğal-beslenme , Fikir sahibi damaklar,Slow food, gdo’suz grup, adlarla gerçek gıdaya kavuşma konusunda somut adım atmaktadırlar. Bu tür yüzlerce grup var . Bu gruplar biribiriyle biribirlerini tanımada cimri olmamalı biribirini kendi grup üyelerine tanıtmalıdırlar. Ülkemizde organize 5 (beş) bin bilinçli bir tüketici kitlesi sokaklara çıkarak da değil sadece ve sadece klavyelerini kullanarak bir çok gıda probleminin ,tüketicilerin aldatılmasının önüne geçeceğine tüm kalbimle inanıyorum.
Saygılarımızla
Çiğ süt üreticileri süt ve süt ürünleri tüketicileri grubu
Gayretleriniz için teşekkür etmekten başka ne yapabiliriz ki…sağolun!!
Çapar hocam dilinize sağlık iyi yazmışsınız en iyisi tüketici kendi gurubunu oluşturup kendi çiftçisini bulup orsdsn ürün alacak saygılar serdar tanal