Hâkim teminatı da dilimizden düşmemektedir. Bir zamanları ülkemizde hâkim teminatı adeta yok gibidir, yoktur. Adalet Bakanlığı, eski emekli sandığının 35.maddesi gereği Hâkimleri şapur şupur resen emekli yaparken, yine şapur şupur disiplin cezaları ile cezalandırılmakta ve yerlerini değiştirmektedir. Eskiden böyle yetkilerle Adalet Bakanları donatılmıştı. Bugün mevzuatımızda yer alan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hâkim ve savcıların yer değiştirmesine, meslekten atılmasına, görev sahalarının daraltılmasına bu kurul karar vermektedir. Bu kurul, yani Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; Adalet Bakanının başkanlığında Adalet Bakanı Müsteşarı, Yargıtay’dan 3 üye ve Danıştay’dan 2 üyeden oluşmaktadır. Bu kurulun kendisine ait binası, kendisine ait personeli olmadığı için Adalet Bakanlığının personeli, Adalet bakanlığının inisiyatifi ve Adalet Bakanlığının personel genel müdürlüğünün takviyesiyle çalışmalarını sürdürmektedir. O zaman geçici bir kurulmuş gibi kendisine ait binası bile olmaksızın çalıştığından, iplerin ucu Adalet Bakanlığının elinde bulunmakta onun inisiyatifi, ile Adalet Bakanlığına bağlı teftiş heyetinin raporları ile dosyaları hazırlanmakta, yargı çarkı böyle bir kurulca yürütülmektedir. Bu durumda yargı çarkı, hakim güvencesi bir nevi Adalet Bakanlığına geçmiştir. Kimse Adalet Bakanlığının Hâkimler ve Savcılar üzerinde etkisi yok diyememekte, aksine Adalet Bakanlığının ağırlığı ile bu kurul yürümektedir. Nitekim Balıkesir Barosunu temsil ettiğimiz yıllarda Adalet Bakanı Müsteşarı Arif YÜKSEL’ in bulunduğu ve Hâkimler ve Savcıların katıldığı bir mesleksel bir toplantıda, kürsülerde ahım şahım kükreyen hakim ve savcıların müsteşar karşısında düştükleri ve yaşadıkları durumu görmüş ve canlı canlı gördüğümüz olaylar karşısında bu ülkede hakim savcı güvencesi yoktur demiştik. Gerçektende yoktur. Kurul Başkanı Adalet Bakanı, Kurul Üyesi Müsteşar, Röportör durumda personel genel müdürlüğü, Bakanlığa bağlı Adalet Bakanın Müfettişleri raporları ve tahkikat evrakları ile ve en önemlisi ve en ağırı ve yasa dışı, demokrasi dışı, adalet dışı bir hükümle, bu kurulun kararlarına karşı itiraz edilmezlik maddesi ile hâkim ve savcıların defterleri dürülebilmektedir.
Bırakınız bu kadar yukarıda saydığımız uzun yolu. Adalet Bakanı istediği hâkim ve savcıyı 6’ şar ay ara ile bulunduğu yerden alarak istediği bölgeye, merkezi hükümete, Adalet Bakanlığına geçici görevle görevlendirmektedir. Böyle durumda zaten o hâkimin ve savcının nefesi kesilmekte, morali sıfıra inmekte ve itibarı sarsılmaktadır. Hiçbir hâkim savcı uzun soluklu bir mücadeleye zaten girememekte ve girmeye de dermanı kalmamaktadır.