Gün/aydın dostlarım…
Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Günaydın; yeryüzünü aydınlatan yeni güne… Günaydın; gün görmek için bekleyene… Günaydın; yüzündeki tebessümle hayata koşan herkese…
Bazı insanlar güzel konuşmayı bilir. Bazıları yazmayı, bazıları güzel giyinmeyi… İnsanların, türlü türlü yetenekleri vardır ama en güzel insan; Haddini, kendini ve edebini bilendir… Yazılarımda sıkça örneklerim Hz. Mevlana’nın unutmamamız gereken sözlerini. İşte haddini bilmekle ilgili şu sözü gibi:
Sorarlar Mevlana’ya; O kadar okursun, yazarsın, ne bilirsin?
Şu cevabı verir Mevlana; “Haddimi bilirim.”
Sevgiyi, huzuru, mücadeleyi ve sabrı bölüşen insanlarla olun. Ancak o zaman mutlu bir hayatınız olur…
İşte bugün de bu üç elementten birisi olan;
___S A B R I___
içine de sevgi tohumları serperek yaz dedi var olan sesin hükmü, her zaman ‘HADDİNİ’ bilen garip kalemimize dostlar…
İşte bu noktada örnek olarak biz 65 yaş ve üzeri insanlar üç ayı geçkin süredir sabır gösterdik… Ve sabır imtihanımızı Allah rızası için Allah’ın huzurunda gösterdik insanlara.
Çünkü Yaratandan dolayı yaratılanı sevdiğimiz için..
Ama insan beşerdir şaşar. İçlerinde sabır göstermeyip şaşan da oldu nitekim ama en çok gençler şaşırdı be dostlar… Tabi ki onların içerisindeki enerjiyi frenlemek kendilerine bile zorken biz mi yoksa yasalar mı frenleyebilecek… Onlarda tahammül ve sabrı (tabi ki genel olarak derim) o yolu çoktan kat etmiş ve o tecrübeyi yaşamış ve yaş almışlar da ki gibi beklemek bir noktada yanlış olur…
Fakat dostlarım; Allah kulunu imtihan ederken, onun tahammül edemeyeceği bir şeyi yüklemez. Verdiği bela kadar sabır da ihsan eder. Sabır, bir zırhtır, onu giyen belaların tesirinden kurtulur.
İnsanın her sahadaki başarısı, sabra bağlıdır. İlim ve sanatta yükselmesi, ticarette ilerlemesi, ibadette devamlılığı hep sabırladır.
Sabırsız çiftçi, harman; sabretmeyen talebe, irfan; sabırsız asker, zafer; sabretmeyen çırak, hüner; sabretmeyen bilgin, başarı; elde edemez…
Elde edip de seni bir ömür boyu mutlu edecek her şey sabırla gelir…
Sabır, güçlükler karşısında Allah’tan korktuğu ve O’nun rızasını ümit ettiği için, nefsini fenalığa bırakmayıp tutmaktır. Sabır, tökezlemeyen bir binektir, insanı sür’atle ve emniyetle emeline ulaştırır. Sabır, saadet kapısının anahtarıdır. Sabır, başarının ilk ve son şartıdır. Sabır, cennet hazinelerinden bir hazinedir.
Sabrın değeri hakkında Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:
“Sabır, imanın yanında cesette baş gibidir.”
Tek kelimeyle sabır, dünya ve ahiret nimetlerini elde etmenin en mühim şartıdır.
Sabır ruhun ve kalbin aynasıdır, güzel bir huydur. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur. Sabırlı insan kalbi güzel insan demektir.
Sabır zor bir durum karşında mücadele gücünü yitirmeden beklemek demektir. Olumsuz şartların geçtiği ana kadar istikrarlı olarak bu zorluklara katlanmak demektir. Sabırlı olmak erdemli insanların sahip olduğu en önemli özelliklerden birisidir. Sabretmeyi bilen kişi, bir gün gelir isteklerine ve hayallerine kavuşur; sabrettiği olumsuzluklardan kurtularak ferah günlere ulaşır ve toplumda her daim güzel bir insan olarak anılır sabırlı insan her zorluğa katlanır
İnsanları büyük yapan husus, gelen bir felaket anında ilk takındığı tavırdır. Bu hareket onu ilahi imtihanda muvaffak kılar. Bu davranış onun adını dillere destan eder. İlk anda gaflet gösterir de ilahi takdire isyan manası taşıyan bir söz sarf ederse imtihanı kaybeder. Bundan sonra sabır göstermiş olsa bile artık hayrı olmaz. Bu noktada Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:
“Makbul olan sabır, belaya uğradığı ilk anda gösterilmiş olan sabırdır.”
#öskurşun#





















