Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
05 Mayıs 2020
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Mustafa Kemal’i ölüme götüren İnönü, 27 Mayısçılar, 12 Eylülcüler ve 28 Şubatçılar zulümlerini neye sığınarak yapmışlardı? Tabii ki Kemalizm!

CHP, milletin inançlarına yönelik saldırılarını ne üzerinden yapıyor? Elbette Kemalizm!

İslam’a ‘Ortaçağ’ diyerek güya hakaret ettiğini sanan dönme ve sapkınlar neyin arkasına saklanarak söylüyorlar rezil sözlerini? Şüphesiz Kemalizm’in!

Demek ki, Kemalizm bunların zulüm ve küfürlerine sığınak yaptıkları araç ve ortak paydaları!

Türkçülük mü yapmak istiyorsunuz? Dönmeliğinizi mi gizlemek istiyorsunuz? Faşizme mi meyillisiniz? Alevilik maskesi altında Marksizm mi dayatmak istiyorsunuz? Celladınıza âşık mı olmak istiyorsunuz? Devleti mi ele geçirmek istiyorsunuz? Darbenize gerekçe mi lazım? İslam düşmanlığı mı yapmak istiyorsunuz? Osmanlı’ya küfür etme ihtiyacı mı duydunuz? Eşcinsellik propagandası mı yapacaksınız? Devleti mi hortumlayacaksınız? CHP’de yönetici mi olmak istiyorsunuz? Dersim katliamını gizlemek mi istediniz? Soygununuza maske mi gerekiyor? Tarikatlara sövme ihtiyacı mı hissettiniz? Bir vakfı veya bir hoca efendiyi mi aşağılayacaksınız? Kaçak yapınızın yıkılmasına mı engel olmak istiyorsunuz? Masonik faaliyetlerinize kılıf mı lazım? Bir başkasını aşağılamaya mı niyetlendiniz? Derin devletçilik mi oynayacaksınız? Kurban bayramından mı rahatsız oldunuz? Kitabınızın çok mu satması lazım? Diğer ülkeler adına yaptığınız ajanlık faaliyetinizin üstünü mü örtmek istiyorsunuz? Millî olanı kötülemek mi niyetiniz? Özgürlükleri mi kısıtlamak istiyorsunuz? Aileyi yok etmeyi mi kafaya koydunuz? Birini ihbar etmeyi mi düşünmektesiniz? İçinize üflenen şey kendi tarih ve değerlerinize yabancılaşmak mı?

Bütün bunlar için size Kemalizm yeter! Evet, hepsi ve daha fazlası için Kemalizm size on numara bir sığınak… CHP’nin ve Ankara Barosunun bu meyandaki ahvali ortada…

Mustafa Kemal parlak veya değil, bir Osmanlı paşasıydı. Yani gökten zembille inmedi. Hani “o olmasaydı olmazdık” diye zırvalayanlar var ya, o varsa Osmanlı sayesinde var, ama bu sadece akıllı insanların bilebileceği bir şey. Kemalizm afyonu yutturulmuş, tarih bilgisi fukarası bazı kimseler, Selçuklu, Osmanlı ve Anadolu diye bir yer yokmuş da yahut tümüyle elden çıkmış da, bir kahraman çıkmış, tek başına herkesi buralardan kovmuş, sonra sümme hâşâ yoktan bir halk/millet var etmiş gibi sözler ediyorlar.

Biz, mâzisi, geleneği, ceddi, tarihi, fetihleri, inancı olmayan köksüz bir millet miyiz ki, gücü yetmeyen biri bizi var etsin? Eğer o zat, tek başına bir şeyler yapmaya muktedir idiyse, İsmet İnönü, Kasım Gülek, Mim Kemal Öke ve diğer mason ekibin kendisini öldürmesine neden mâni olamadı?

‘MİLLİYETÇİ’ KEMALİSTLER

Türklerin Korkut Ata’dan sonraki yani Müslüman olduğu Asrı Saadet zamanından Kemalizm’e kadar ki dönemi yok etmeye çalışarak, alfabesini değiştirip mazi ve tüm medeniyet birikimi ile irtibatı kesen, kılık-kıyafetinden ezanına kadar her şeyini değiştiren, Müslüman Türk’ün hem Ümmet, hem de insanlık üzerindeki güç ve izzeti olan hilafetini kaldıran, inancından mukaddes kitabına her şeyini yasak eden, geçmişine küfreden, Kuzey Afrika’dan Viyana’ya dek uzanan toprakları Türk yurduna çeviren fatihlerin, Oğuz Han’ın, Sultan Alpaslan’ın, Sultan Fatih’in çocuklarının tüm mallarına çöküp gâvur ellere ölümüne sürgüne gönderen, Misak-ı Milli içindeki neredeyse Anadolu’nun yarısı kadar toprakları başkalarına hibe eden, dönmeleri yani “Kâbe Arab’ın olsun Çankaya bize yeter” narası atan, Türk olmayanları Türk’müş gibi kaydedip, devlet ve milletin başına musallat eden, ulema sınıfını asarak cenaze kaldıracak adam bile bırakmayan, ecdadın bin yıllık alfabesini yok eden, kitabeleri bile kazıyan, eğitim müfredatını Alman Yahudilerine yaptıran, camileri kapatan, Sultan Ahmet gibi şaheseri Bizans dönemi anfitiyatrosuna çevirmeye kalkan, Ayasofya’yı müzeye çeviren, Türklük iddiasında bulunup Türk dilini bir Ermeni’ye emanet eden ve Azerbaycan Türklerini Boraltan köprüsünde Rus’a öldürten, kısaca bizi biz yapan her şeyi içki sofralarına meze edip, bunun üstüne Yahudi Moiz Kohen’den Türklük öğrenen ve onu bu millete dayatan Kemalizm’e âşık, buna rağmen kendisini “Türk milliyetçisi” olarak tarif edenlerin hâllerine akıl sır erdiremezdim. Lakin mesele bundan ibaret değilmiş…

‘MÜCAHİD’ KEMALİSTLER

Biz, Türk milliyetçiliği yapanların Kemalistliğine taaccüp ederken, şimdi başımıza bir de “mücahid” diye bağıranların Kemalistliği çıktı.

Kendini ‘dindar’ veya ‘muhafazakâr’ olarak tarif edip, namaz kılan, hatta örtünen veya sakallı Kemalistler türedi… Anlamaya, dinlemeye bile tahammülsüz “mücahid” tipler. Onların bu hâllerini asırlar evvel Ömer Hayyam şöyle dile getirmiş:

Celladına âşık olmuşsa bir millet,
İster ezan, ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
Müstahaktır ona her türlü zillet.

KEMALİZM’E İMAN EDENE BİR ŞEY DENMEZ

Kemalizm projesinin pozitivist bir inanç olduğu ortada. Kemalist doğmuş ve ona iman eden, İslam ve ecdat ile derdi olanlara ve dahi Kemalist olarak ölmeye yemin etmiş kimselere diyeceğimiz yok. Yol, tercih ve hesap onların meselesi. Lakin Kemalizm’i maske ederek; bize, devletimize, milletimize, İslam ve mukaddesatına saldırmak isteyenler ile fukara aklıyla üç günlük dünya menfaati için pozitivist bir inancı satın alan mücahid kılıklı muhafazakârlara diyeceklerimiz var.

Aslen Türk olmadığı halde Türk gözüken ve bir kısmı da Müslümanmış gibi yapanların Kemalistliği tabiî bir durum olup, mâzur görülür. Fakat sizlerin ki asla…
Benim öz dedem, Balkan savaşlarına, Çanakkale’ye katılıp dönmüş, ardından seferberlik ilanıyla yeniden cepheye koşup orada şehadet şerbeti içmiştir. Bu topraklar, kalubeladan beri Müslüman olan dedelerimizin kanlarıyla sulanmış, anamızın ak sütünden daha helâl ve daha bizim topraklardır. Bize ne birileri bahşetti, ne de herhangi bir şeyimizi birilerine borçluyuz.

Bizim elbette borcumuz çok. Ama bu borç önce bizi yaratan, yaşatan ve hesaba çekecek olan Allah-ü Teâlâ’ya, sonra bizi yegâne sahih din İslam’a davet eden Rasüllulah (s.a.v.)’a ve bu toprakları bize emanet eden dedelerimizedir.

KRAL ABDULLAH, ANKARA’YA NE TEKLİF ETMİŞTİ?

Ürdün Emiri 1. Abdullah, 1 Haziran 1937’de Londra dönüşü güya Filistin meselesini görüşmek görüntüsünde Ankara’yı ziyaret eder. Mustafa Kemal Paşa ile görüşür ve çok mühim bir teklifte bulunur. Daha henüz İsrail kurulmamış… Fransız Suriye’den çekilmek üzere… Suriye’de Fransa güdümünde müstakil bir Arap devleti kurulmasını istemeyen Emir Abdullah, Mustafa Kemal’e İskenderun (Hatay) Meselesinde olduğu gibi Suriye topraklarının da Musul ile birlikte Türkiye’ye ilhak edilmesi gerektiğini iletir.

Ancak görür ki, Ankara Filistin’deki sıkıntıları umuruna bile almamaktadır. Ayrıca ne Misak-ı Millî diye bir dert vardır, ne de Musul ve Suriye’nin yeniden Türkiye’ye iltihakı teklifi ciddiye alınır. Emir, bu bölgelerin Türkmen yurdu olduğunu ve Türklerde olması gerektiğini ısrarla dile getirse de Ankara’nın tek bir derdi vardır: Devletlerinde Osmanlı hanedanına müsamaha gösterilmemesi… Ankara’nın yaklaşımından rahatsız olan Emir Abdullah bir yıl sonraki Mustafa Kemal’in cenaze törenine bizzat katılmayarak tepkisini ortaya koyar.

Doğdukları Selanik’i, bu gün bir kısmı Yunanistan, bir kısmı da Bulgaristan’da kalan Batı Trakya’yı, 12 adaları, Batum’u, Ruslara bırakılan Nahcivan ile bugünkü Ermenistan’da kalan pek çok yeri, Irak’a kalan Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Erbil ile ilgilenmeyenler Suriye’nin tümünü alacaklar ha…

Yemekler yenilir, kahveler içilir, hediyeleşmeler yapılır ve herkes kaldığı yerden yoluna devam eder.

Bunu niye naklettiğimizi anlayan anlamıştır. Ancak iş burada da bitmez. Fransız gider, Suriye devleti kurulur. Konyalı Şükri Kuvvetli, Suriye Cumhurbaşkanı olmuştur. İç darbe ile devrilince milyonlarca Türkmen ayaklanır. Halep Kalesine Türk bayrağı dikerler. Türkiye’ye katılmak için yardım isterler ama yönü Batı’ya dönük olan, güya Türkleri yücelten Kemalist Ankara, Suriye’den yükselen çığlığı duymaz, görmez. Dolayısıyla umuruna bile almaz…

Dersim’de yaşananlar mâlûm… O güne ait bazı belgeler neşredilse yer yerinden oynar oynamasına da, mücahidlerin Kemalistleştiği bir zamanda Kemalistleştirilen Aleviler o acı günleri umursar mı emin değiliz.

Kemalist dayatmacıları, yapıp ettikleri ve anaokuluna adım attığınız gün başlayan İnkılap tarihi çivilemesi yetmezmiş gibi, birileri diziler çekiyor. Sakın işin ucunda, para ve iktidarın altını oymak olmasın. Diğer yandan öldürdüğü ileri sürülen korona illeti için herkes evlerine kapatılırken, dinî hayattan ticarete, sosyal hayattan cenaze merasimlerine kadar her şey yasak veya sınırlanırken, üstelik sokağa çıkma yasağı gününde anıtkabirde yapılan merasim bize ne söyler?

Azınlığın çoğunluğa tahakkümünün hâlâ en şedid haliyle sürdüğüne dair başka delile ihtiyaç var mı?

Paylaş
Etiketler: Derin devletçilikİslamİslam’a ‘Ortaçağ’MasonikTürkçülük mü
Önceki Yazı

Türkçülük Günü

Sonraki Yazı

Ramazanın Kıymeti Nasıl Bilinir…

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Öldüren Işınlar

27 Nisan 2020
5k
Sonraki Yazı

Ramazanın Kıymeti Nasıl Bilinir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap